Ahmet Misbah Demircan: Tarlabaşı'nda restorasyon değil devrim yapıyoruz!
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, “Çok iddialı bir iş yapıyoruz. Burası restorasyon olarak görülüyor ama tarihi eserler açısından burada devrim yapıyoruz” dedi. Demircan, Tarlabaşı dönüşüm projesinde son aşamayı da aktardı.
İSTANBUL’un kalbi Beyoğlu’nda, son yıllarda peş peşe dönüşüm projeleri hayata geçiriliyor. Bu projelerden bazılarıysa çok tartışılıyor. Peki Tarlabaşı’nda, Okmeydanı’nda, Dolapdere’de neler oluyor? İşte bu soruları Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a sorduk, Tarlabaşı’nda dönüştürülen alana ilk kez girdik. Tabii başkanı yakalamışken Taksim Meydanı’nı, İstiklal Caddesi’ni, AKM’yi, son günlerde yine tartışılmaya başlanan Topçu Kışlası’nı, Galataport’u da konuştuk...
Tarlabaşı’ndaki dönüşüm ne aşamada?
2004’lerde Beyoğlu’nda yaşayan herkesin ağzında ‘Ne olacak bu Tarlabaşı’nın hali?’ lafı vardı. O tarihte de çok daha kötü bir görüntü vardı. Aydınlatma hiç yok, kâbus gibi, karanlık. Arabayla geçerken bile sağ tarafta döküntü binalar ürperti veriyordu. Tarlabaşı’nın hepsi sıkıntılı belki binaların sağlıklığı açısından. Ama yüzde 5’lik bir bölüm var ki işte bugün dönüşümü yaptığımız yer, Tarlabaşı’nın en dip noktası. Bu çöküntü alanı adam etmemiz gerekiyordu. 10 yıl içinde kanuni düzenlemeler yapmamız gerekti. Daha sonra planladık, projelendirdik. Yanımıza bir partner bulduk. Vatandaşla konuştuk. Bölünmüş mülkiyetlerde bütün sahipleri bulmalıydık. Çok iddialı bir iş yapıyoruz. İnsanlar burayı restorasyon olarak görüyor ama biz burada tarihi eserler açısından bir devrim yapıyoruz. 2005’te bölge halkına şunu söylemiştim: ‘Burada iyi bir proje yapacağız, sakın satmayın.’ Vatandaşın yüzde 80’i burada birşey yapılmasını istedi. Çünkü tek başına bir şey yapamayacaklarını biliyorlardı.
‘Dönüştürülen alan Tarlabaşı’nın yüzde 5’i’ dediniz. Peki kaç bina var?
269 bina dönüşüyor. Aralarında tescilli olanlar var. Proje, Koruma Kurulu’nun kararı doğrultusunda ilerliyor. Kurulun olduğu gibi korunmasına karar verdiği tescilli binalar aynen korunuyor. Üstlenici firma, hak sahiplerinden kat karşılığı aldı. Kendi hakkı açısından da satış yapıyor. Biz belediye olarak o kısımda yokuz. Sadece restorasyon kısmındayız. n
‘2015-2016 gibi bitecek’ denmişti. Peki bu proje bittikten sonra Tarlabaşı’nda yeni bir dönüşüm alanı düşünülüyor mu?
Hayır öyle bir düşüncemiz yok. Aslında ona gerek de yok. Neden? Mesela İstiklal Caddesi’nde hiç kamu olarak bir şeyin önüne düşmedik. Sadece insanların önünü açtık. Buraya bir hareket getirdiğimizde diğer bölümler kendiliğinden gelişecek. Nitekim Tarlabaşı bitmeden, çevresini hareketlendirdi. Bittiğinde kendi motivasyonuyla büyüyecek. Alt tarafta da Dolapdere var. Orada da imar planlaması yapıp parselleri büyüten, iyi yatırımların gelmesini sağlayan düzenlemeler yaptık. O hat üzerinde de şu anda birkaç otel, alışveriş, ticaret merkezi yapılıyor. Hepsi birbirini tetikleyerek aradaki mekânlar kendiliğinden dönüşecek. Her şeyi devletin yaptığı bir mantık komünizmde vardır. İstiklal Caddesi’nde 2004’le 2014 arasında büyük dönüşüm var. O dönüşümde yönlendirici hep belediyeydi. Ama Tarlabaşı’na geldiğimizde işin içinde olmak zorunda kaldık. Bölünmüş mülkiyetlerden dolayı. Eğer vatandaşla yürümek mümkünse her şeyi vatandaşa yaptırmak en doğrusu. Ama bir yerde açmaz varsa ona müdahil olmak gerekiyor. Benzer şeyi Sütlüce ve Okmeydanı’nda da yaşıyoruz.
Tam da onları soracaktım. Diğer dönüşüm alanları... Sütlüce, Örnektepe, Okmeydanı, Dolapdere...
Beyoğlu’nun her yerinde dönüşüm hareketliliği var. İlk başladığımızda belli yerlerde ikonik bazı projelere start verdik. 2004’te Sütlüce’de ilk yapıtaşı Hilton’la geldi. Bugün orada 4 otel yapılıyor, iş merkezleri tamamlandı. Mahalle tetiklendi, değerleri yükseldi. Hasköy’e doğru gelirken minik minik bazı mekânların yapılmasında ciddi destekler verdik. Dolapdere için 6-7 yıl uğraştım. Sonunda büyük yatırımcılar ikna oldu. İstiklal Caddesi’ne geldiğimizde, çok tartışılsa da, üslubunda eksiklikleri olsa da Demirören binası, Emek binası, Rumeli Han, Afrika Han ve arada irili ufaklı onlarca bina... Galatasaray Meydanı’ndan Tünel’e, Tünel’den Kuledibi’ne, oradan Karaköy’e...
İletişim sıkıntısı da oluyor. Vatandaşa anlatılamıyor bazı projeler...
Tarlabaşı’nın yapımı üzerinde tereddüt çıktı ama burada ‘Yıkılıp yok oluyor’ algısı hiçbir zaman olmadı. Öyle anlattık ki mal sahiplerinin yüzde 90’ına ulaştık. Kaç tur yaptığımızı unuttum. İletişimin böyle bir gücü var. Eğer siz ne istediğinizi anlattıysanız dezenformasyona da kapalı oluyor. Tarlabaşı’nı anlatmaktan yoruldum.
Okmeydanı’nda hangi aşamadasınız?
Orası vatandaşa ait değildi. Vakıflara aitti. Mülkiyetin vatandaşa geçmesi büyük bir işti. Tam tapuyu çözdük, ‘Ohh’ dedik ki vatandaş ‘Bir saniye, daha yeni başlıyoruz. Tapuyu verdin, dönüşümü de yapman lazım’ dedi. İkinci vazifeyi kendi üstlendirdi bize. Dönüşümle birlikte bölgede oyum yüzde 20 arttı.
Son seçimde dönüşüm büyük rol oynadı değil mi?
2004’te Tarlabaşı’ndaki bir adamın ruh hali şuydu: ‘Şu binayı bir satabilsem de kurtulsam...’ Binayı satacak, o da 100 bin lira alacak. Bugün aynı bina 2 milyon dolar. Okmeydanı’nda 10 yıl önce ‘Buralar yıkılacak, bizi buradan atacaklar sendromu vardı. Bugün umut var. Dükkânların kiralarından anlıyorum bunu. 20 bin liraya yükseldi kiralar. 50 bin liralık bina dönüşümle 400 bin dolar oldu. Bir de kentsel yenileme yaptığımız, cephe yenileme noktaları var. Bunlar öyle esaslı yatırımlara döndü ki 6 bin yatak kapasitemiz vardı, 40 bin oldu. 800 turistik işletmemiz vardı, bugün 4 bine çıktı. 82 bin SSK’lı çalışıyordu Beyoğlu’nda, bugün 170 bin çalışıyor. Fiyatların artması sadece mal sahibine yaramıyor. Bir yerde iyileşme varsa yatırım ve istihdam sağlıyor. Karaköy’de de hareket var, Galata zaten uçtu, Şişhane, Dolapdere, Tarlabaşı, Kasımpaşa, Sütlüce, Hasköy, Okmeydanı’nda her noktada dönüşüm var ve beklenti yüksek. Gelecek 10 yılın en parlayan ilçesi Beyoğlu olacak. Her bölgesi geleceğe yönelik planlandı, projelendirildi ve ruhsatlandırıldı. Önümüzdeki 4-5 yıl hızla dönüşüm olacak. 2004’te Beyoğlu’nu, Taksim Meydanı’nı arkamıza aldığımızda bütün gücümüz Galatasaray Meydanı’na kadardı. Sonra Tünel’e, Galata’ya, Karaköy’e indik, öteki taraftan Galataport’a geldik, Galataport olmasa da orası gelişecek ama tabii ki kesin olacak o ayrı bir şey. En büyük şansımız da metronun kesintisiz havaalanından buraya gelmesi.
‘İstiklal’in altındaki tünelde çalışma bitti’
Ne olacak bu Taksim Meydanı’nın hali? İBB’nin projesi ne zaman başlayacak?
Zemin döşemeleri için örnekleme yapılıyor. Birine karar verilecek ve yapılacak ama ne zaman başlayacak bilmiyorum. İstiklal Caddesi’nin altındaki tünelde çalışmalar bitti. Çökmenin önlenmesi için tünelin içine beton muhafaza yapıldı. Tamvayın geçtiği yer elastiki bir malzemeyle kaplanacak, gerisi taş yapılacak. Bir dönem en çok tartışılan mesele masasandalyeydi. Bugün aklıselim hakim oldu, aslında ne yapılmak istendiği ortaya çıktı. Beyoğlu eskiden sadece eğlenmeye gelinen bir yerdi. Bugün turistlerin, ailelerin, her kesimden insanın geldiği bir yer Beyoğlu.
‘Galataport bir ihtiyaç’
Galataport için durdurma kararı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu karara tepkisi var. Peki ne olacak?
Danıştay karar verecek ne olacağına. Cumhurbaşkanı’nın haklı isyanı şu. Biz yürütmenin içinde olanlar belli kararlar veriyoruz. Bu kararlarda isabetsizlik olabilir, vatandaş yargıya gidebilir, düzeltmek isteyebilir. Burada hiçbir sorun yok. Sorun, geciken adalette oluşan yeni kayıplar. 2 yıl önce ihale yapılmış bitmiş, projeler hazırlanmış, yatırıma başlayacak; durdurma geliyor. Buna ihtiyaç var. Orası bir liman ve çok kötü bir liman. Projedeki detaylara karşı çıkılabilir ama bu bir ihtiyaç. Niye bu engelleniyor?
‘Emek’in yapımcısı geri durdu’
Emek Sineması’yla ilgili tartışmalara ne dersiniz?
Tarlabaşı’nı anlatırken zorlanmadık. Ama Emek Sineması’nı anlatırken zorlandık. Çünkü onun bir yapımcısı vardı ve kamuoyunun konuşmalarından ürküyordu, korkuyordu. Ne maket yaptı, ne fotoğraf yayınladı, geride durdu ve tartışma büyüdü. Aslında bizim toplum tartışıyor ama olayı net ortaya koyduğunuz zaman ikna da olabiliyor.
‘AKM’de inattan kurtulmak lazım’
AKM’nin durumu da çok merak ediliyor...
Ortada devletle inatlaşan bir grup var. ‘Yıktırtmayız’ deniyor. Kimse bir şey yıkmak istemiyor. AKM 1960’larda yapılmış ve yetmiyor. Bu alanın altına otoparklar yapalım, fonksiyonel bir şeyler çıksın istendi. Şu anda konu Kültür Bakanlığı’nda. Burada şu inattan kurtulup proje neyi gerektiriyorsa o yapılmalı.
Topçu Kışlası hakkında...
Topçu Kışlası’nın 2015-2019 stratejik planda yer alması çok tartışıldı. Siz ne dersiniz?
Planda ‘Şu anda orası yeşil alan ama altında tarihi eser de var’ deniyordu. Bu da bir reailite. Orada eski bir Topçu Kışlası olduğunu herkes biliyor. Speküle edilecek bir şey yok.
Habertürk