AKM, yaşayan bir merkez haline gelecek!
Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, bugünkü köşesinde "AKM hakkında harika bir haber" başlıklı yazı kaleme aldı
AKM hakkında harika bir haber
İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkanı Prof. Mete Tapan (özetle) şöyle dedi:
"Tutturdular 'Lokanta olur mu' diye... Ne kadar yanlış bir şey... Viyana'ya baksınlar, Münih'e baksınlar... Ayasofya ayrı, Atatürk Kültür Merkezi ayrı... AKM dokunulamaz değildir... İçinde de, dışında da ekler, değişiklikler yapılabilir..." (Radikal, 27 Temmuz)
İşte sağduyunun sesi!
Bu sözlerden sonra, AKM'yi "yaşayan" bir merkez haline getirecek proje uygulanabilir.
Evet, benim uzun yıllardır hayal ettiğim gibi, eskisini yıkıp yepyeni bir AKM yapmak, 2007'deki Koruma Kurulu kararından sonra mümkün değil.
Ancak "yaşayan" bir AKM'ye sahip olabiliriz.
Ne demek "yaşayan" AKM?
Bilen bilir, eğer bir etkinlik (konser, tiyatro, vs.) yoksa, AKM'nin kapıları kilitlidir.
Halbuki dünyanın her yerinde kültür merkezleri neredeyse 24 saat faaliyet gösteren yerler haline geldi.
"Konseri dinledin, tiyatroyu izledin; hadi güle güle" devri çoktan kapandı.
Kültür merkezinde alışveriş de yapılmalı (kitap, müzik, vs.), karın da doyurulmalı (lokanta, kantin), sohbette de edilmeli (kafe), toplantı da olmalı (panel, sempozyum, vs.), sergi de açılmalı...
Gerçek kamusallık, sanat-kültürün toplumla içi içe geçmesi, ancak böyle sağlanabilir.
Dolayısıyla restorasyon projesi de buna uygun oluşturulmalı. Tutucu sendikacıların istediği gibi 1970 model bir AKM olmamalı.
Mimar Murat Tabanlıoğlu'nun, konuyla ilgili aktörlerle birlikte ve para almadan yaptığı ilk kapsamlı proje yürürlüğe konmalı. Hemen!
İnegöl tezgâhını kuranları yakalayın! Yoksa tekrar ederler
İnegöl kalkışması ciddi bir olaydır. Çünkü küçük bir kavganın, böylesine büyümesi için, belli bir geçmişin ve ortamın bulunması gerekir. Halbuki İnegöl'de böyle bir zemin yoktu.
Örneğin I. Dünya Savaşı, Arşidük Ferdinand'ın Saraybosna'da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesiyle başladı.
Avrupa bir anda iki cepheye ayrıldı ve taraflar dört yıl boyunca kapıştı.
Saçmalık değil mi? Bir suikasttan dünya savaşı çıkar mı? Çıkmaz ama çıktı. Çünkü taraflar zaten yıllardır savaşa hazırlanıyordu.
Peki, Bursa'nın İnegöl ilçesinde böyle bir gerilim, bir ayrışma var mıydı? Hayır yoktu.
Ben üniversitede okurken, Prof. Şerif Mardin'in "kasaba" temalı dersi için İnegöl'deki mobilya ve kereste sanayii üzerine mütevazı bir araştırma yapmıştım.
Gürcülerin, Abazaların, (eski) Yugoslavya ve Bulgaristan göçmenlerinin, Türklerle, Lazlarla ve diğer gruplarla birlikte yaşadığı çok hoş bir ilçedir İnegöl.
Yakmalı, yıkmalı, özellikle de polise saldırmalı olayların olması için hiçbir neden yoktur.
Peki, nasıl oldu da oldu?
Derin devlet ceridesinin dünkü nüshasına bakarsanız, her şeyi apaçık görebilirsiniz.
Başlık: "Polisi asker korudu"... Fotoğraflarda devrilip tekmelenen polis minibüsü, yaralı ve bitkin polisler görülmekte. Bir de içi jandarma dolu sapasağlam kamyonetler.
Mesaj açık: "Siz değil miydiniz EMASYA'yı kaldıran, işte buyurun."
Yani alkolle, bilinçsizlikle filan bir alakası yok olayın: İnegöl kalkışması bir operasyondur. Tezgâhtır. Eğer İnegöl'de tutturamasalardı, başka yerde denerlerdi.
İçişleri Bakanlığı'nın ve istihbarat birimlerinin İnegöl'ün altını üstüne getirerek, bunu yaptıranları yakalaması gerekir.
Yoksa yine yaparlar.
Not: MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Halk infialde haklı" demesi, bana 1980 öncesini hatırlattı. Yoksa, Türkeş'in başlattığı "ülkücüleri sokaktan çekme" politikası son mu buldu?
Sabah-Emre Aköz
Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler
'Bu saçmalığa bir son verilsin artık!'
AKM önünde bekleyenlere, altı yıldır önünde simit satan satıcıya ve dolmuş şoförlerine, AKM'nin iki yıldır kapalı olmasıyla ilgili ne düşündüklerini sorduk. Herkes aynı fikirde: Ne yapılacaksa yapılsın AKM açılsın!
Söz AKM´nin önünden gelip geçenlerde:
İSTANBUL - İki yıldır kapalı olan Atatürk Kültür Merkezi´ni sanatçılar, medya, politikacılar ve `yöneticiler´ tartışıp duruyor, peki ya önünden geçip gidenler ne düşünüyor? Günün her saatinde, herhangi bir nedenden dolayı önünde bekleşen insanlara iki yıldır kapalı olan AKM´nin durumuyla ilgili ne düşündüklerini sorduk. Ortak kanaati, `Ne yapılacaksa yapılsın, ama bir an önce açılsın´ diye özetleyebiliriz.
Mimarisi gayet uygun
Uygar Elmas (26 yaşında, sanat tarihi öğrencisi): Ben zaten yıkılmasına karşıydım, yıkılmak istenmesinin nedeni olarak AKM´nin görüntüsünün Taksim´e aykırı olduğu söyleniyordu. Ama her mimari yapı yapıldığı çağla ilgilidir, yapıldığı çağın özelliklerini taşır. Bizim yöneticilerimiz pek bunu düşünmüyor. Ben mimari eğitimi de aldım 20. yüzyıl yapısı ve gayet uygun bir mimari yapısı var. Hükümet biraz daha rant amaçlı, çıkar amaçlı özgün olmayan bir bina yapmak istiyordu. Yurtdışındaki kültür merkezlerini örnek gösteriyorlar ama, bence buranın mimarisine hiç uymaz. Şimdi tadilat yapılacak deniyor ama bir şey de yapılmıyor. Bir an önce açılması gerekiyor, çok saçma böyle kalması.
Eskiden opera sesi gelirdi
Elvan Güler (25 yaşında, turizmci): Ben en son AKM kapanmadan kısa bir süre önce bir opera izlemek için gelmiştim, kapandığından beri de gitmiyorum. Yazık oluyor tabii, iki yıldır kapalı oluşu ve hiçbir gösterinin yapılmıyor olması bence üzücü. Bir an önce ne gerekiyorsa yapılıp açılması lazım. Hiçbir şey gösterilere engel olmamalı. Yılların AKM´sinden bahsediyoruz, eskiden bir alt sokağında çalışırdım ve öğle yemeklerinde opera sesleri gelirdi, gayet güzel bir olaydı ama şimdi hiçbir şey yok. Bu durum çok saçma, bir şekilde açılması gerekiyor.
Eski canlılığına kavuşmalı
Esra Şahin (30 yaşında, turizmci): AKM ile ilgili son haberleri takip ediyorum ve AKM´nin benim için burada daha önce konservatuar sınavına girmiş olmam nedeniyle başka bir önemi de var. AKM´nin bir an önce eski canlılığına kavuşması gerektiğini düşünüyorum, yani bir bahane bulup burayı kapattılar yenisini yapacağız diyorlardı, bu durduruldu tadilat yapmaya karar verdiler ama görüyorsunuz hiçbir çalışma yapılmıyor. Ayrıca yukarıya bir restoran yapılmasına da bence hiç gerek yok, buranın kültür merkezi olarak kalması gerekiyor. Tadilatın en kısa sürede yapılıp AKM´nin hayata yeniden dönmesi gerekiyor.
Süreyya bana çok uzak
Merve Aktekin (22 yaşında, öğrenci): Benim evim zaten uzak, Halkalı´da oturuyorum Taksim çok merkezi bir yer ve Taksim´de böyle bir kültür merkezinin olması çok önemliydi. Bu şekilde Süreyya Operası´na gitmek zorunda kalıyorum, operayı çok seviyorum yakından takip etmeme rağmen temsiller akşam 20.00´de başlayıp geç saatte bittiği için evime dönüşüm çok zor oluyor. Taksim´den ulaşım daha rahat oluyordu, bu şekilde operaya gidemez hale geldim. Ne yapılacaksa yapılıp bir an önce açılması gerekiyor. Çok acı verici bir durum.
AKM esnafı dertli: Bir an önce açılsın!
Hüsnü Ataç (52 yaşında, simitçi): Vahim diyorum ben tek kelimeyle, koskoca İstanbul´un göbeğinde böyle bir sanat merkezi ne yazık ki kapalı. Ben altı yıldır burada simit satıyorum, en üstüne restoran yapılması konuşuluyor bu benim işimi etkiler mesela ama, Cevahir gibi yerlere gelen insanlar tiyatroya falan oraya gidiyor. Buraya gelen insanlar da bir restoran olursa hem oyun izleyecek, hem kahvesini içecek, yemeğini yiyecek. Operadan hiç haberi olmayan insanlar var mesela, burada operanın ne olduğunu görecek, merak edecek ve gidecek. Bundan güzel bir şey olabilir mi.
Abdülkadir Aydın (43 yaşında, Bostancı-Taksim hattında şoför): Ben buradaki operalara falan gitmezdim ama burada geceleri ne güzel yolcuları alıyorduk, çoluk çocuğumuza ekmek götürüyorduk. Kapandıktan sonra geceleri gelip iki-üç saat yatıp gidiyoruz. Ekmeğimize mani oldular, işlerimiz çok kötü etkilendi.
Gönül Koca/Radikal