Genel

Ali Babacan: Nükleer santral yapımı konusunda kararlıyız!

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, nükleer santralde son nesil reaktörler kullanılacağı için, yapımı konusundaki kararlılıkta bir değişiklik olmayacağını bildirdi

Babacan, Nihon Keizai Shimbun gazetesine verdiği röportajda, Japonyanın zor durumunu anladığını belirterek, her iki tarafın da hazırlıklarını tamamlamasıyla, Türkiyenin hemen müzakerelere başlamak ve karşılıklı olarak tatmin olunacak bir yöntemle anlaşmaya varmak istediğini kaydetti.

Türkiyenin, en yeni model nükleer santralleri istediğini belirten Babacan, bu konuda bir sorun görmediğini ifade etti. Dizayn ve yapım gibi aşamaların en az 6-7 yıl süreceğini kaydeden Babacan, Türkiyenin, mümkün olduğunca santralin yapımını hızlı bir şekilde tamamlayarak, işletmeye almak istediğini kaydetti.

"Türkiye gerçekçi davranmak zorunda" ifadesini kullanan Babacan, nükleer enerjinin orta ve uzun vadede önemini vurguladı. Başbakan Yardımcısı Babacan, iç talebin büyümesiyle, enerjiye dayalı ithalatın artması ve bunun sonucunda ortaya çıkan cari açığın, kötüye gidişinin engellenmesi gerekliliğinin altını çizdi.

Suriye

Türkiyenin, Suriye ile ilgili olarak, 30 Kasımda ekonomik yaptırımlarını açıkladığını kaydeden Babacan, "Fakat, Esad iktidarı halkına karşı şiddete başvurmaya devam ederse yeni yaptırımları da düşünüyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine de ekonomik yaptırımların getirilmesi gündemde. Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur. Askerî operasyon arzulamıyoruz. Fakat tüm senaryoları da değerlendiriyoruz" dedi.

"Türkiye, Çinin ardından ikinci olacak"

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye ekonomisinin Avrupanın borç krizinden etkilenecek olsa da, bu yıl GSYİHnin geçen yıla oranla, yüzde 7-8 aralığında büyüyeceğini bildirdi.

Türkiyenin bu yıl yüzde 8 büyüme sağlayabilirse, IMFnin tahmini verileri kıyaslaması ışığında bakıldığında, G-20 ülkeleri içinde büyümede Çinin ardından ikinci ülke olacağını ifade eden Babacan, yabancı şirketlerin de bu büyümeyi dikkatle izlediğini söyledi. Babacan, 2012 yılı ekonomi tahminleri hakkında ise Avrupa ve ABD ekonomilerinde yavaşlama olmasına rağmen, yurt içinde güçlü talep ve sağlıklı bankacılık sisteminin sürdürülmesiyle, "Avrupadan daha yüksek, yüzde 4 seviyesinde büyümeyi sağlayabiliriz" dedi.

ABDde başlayan mali krizin dünyada etkisini gösterdiği 2009 yılından bu yana "2.5 milyon ilave istihdam yaratıldığını" vurgulayan Babacan, Türkiyenin kamu borcunun GSYİHya oranla yüzde 40ın altına indiğini ve 2014 yılında yüzde 32ye kadar düşürülmesinin hedeflendiğini belirtti.

Türk ekonomisinin aşırı ısınma riski hakkında ise Babacan, "Hükümet ve Merkez Bankasının (vergi artırımı, parasal sıkılaştırma gibi yöntemlerle) iç talebi sınırlama politikası izlediğini ve bunun sonucunda büyüme hızının bir miktar düşecek olsa da sürdürülebilir bir büyüme sağlanacağını kaydetti.

Bankacılık sektörüne de değinen Babacan, 2004-2006 yılları arası büyük çaplı reformlar yapıldığını belirterek, düzenlemelerin katılaştırılması sonucu Avrupadaki kriz sonrasında dahi güçlü bir büyümenin mümkün hale geldiğinin altını çizdi. Babacan ayrıca, Türkiyenin ticaret şehri İstanbulu, dünyanın en büyük 10 finans merkezinden biri haline getirme politikasını anlattı.

Öte yandan, Avrupa krizinin çözümü için "güçlü liderlik ve cesaret gerektiğini" vurgulayan Babacan, "Birçok gelişmiş ülkede bu noktada yetersiz kalınıyor. Yapısal reformlar ve yıllık harcamaların kısılması gibi konularda sonuç alınamıyor" diye konuştu. Babacan, Türkiyenin ulusal politikası olan Avrupa Birliği (AB) üyeliği müzakereleri hakkında ise, "Üyelik standartlarına ulaşılması Türkiyenin siyasi reformlarına da katkı yapıyor" diyerek mevcut krizden etkilenilmeyeceğini ifade etti.
Milliyet