Ali Babacan'dan önemli açıklamalar...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, imar mevzuatında yapılacak değişikliklere ilişkin, "Taslağı, muhtemelen önümüzdeki hafta görüşe açacağız. Herkesten gelecek görüşe de açığız. İnşaat sektörünü çok önemsiyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Babacan, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından 2002 yılından bu yana çok önemli adımlar attıklarını belirten Babacan, Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı çalışmanın konjonktürel değil yıllardır devam eden bir çalışma olduğuna dikkati çekti.
Bu çerçevedeki imar meselelerinin önemli bir konu olduğunu dile getiren Babacan, pek çok şehirde imar planlarının toplu veya münferit bazda ele alınmasının hassas konular arasında yer aldığını söyledi.
- İmar rantından belediyelerin pay alması
Çalışma kapsamındaki imar rantının sadece imar değişikliği üzerine oluşan rant olduğunu anlatan Babacan, "Yoksa diyelim ki bir vatandaşımız bir daire almış 200 bin liraya, zaman içinde o daire 400 bin lira olmuş. Bununla ilgili hiçbir yeni uygulama yok, hiçbir vergi yok. Yani Türkiye'deki gayrimenkullerin kendi doğal piyasa şartları içerisindeki değerlenmesinden ve burada oluşan ranta herhangi bir vergi getirmiyoruz. Bunu özellikle vurgulamakta fayda var. Burada bahsettiğimiz imar rantı ile ilgili belediyelerin pay alması, sadece bir gecede, bir anda ya da bir belediye meclisinin oylamasıyla oluşan rantlar bunlar" dedi.
İmar mevzuatında değişiklik içeren düzenlemenin amaçları hakkında da bilgi veren Babacan, önceliği olan konunun imar yapma sürecinin şeffaf hale gelmesi ve her aşamada kamuoyuyla paylaşılması olduğunu söyledi.
Şehir dışındaki tarım arazilerinin imar çalışmaları başladığı andan itibaren değer kazandıklarına işaret eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla bunu çok erken aşamada çiftçilerimize haber vermek gerekiyor. 'Bakın, aman dikkat edin, buralar değerlenecek. Çünkü imar geliyor' diye. Bunu baştan bilmesi lazım. Aksi halde ne oluyor? Bu bilgiye içeriden sahip olanlar, arazi toplamaya başlıyorlar. Çiftçinin elindeki araziyi ucuza alıyor. İmar geçtikten sonra çok daha yüksek fiyata satma imkanına sahip oluyor. Dolayısıyla burada bilginin çok hızlı bir şekilde yayılması çok temel bir kriter. Her aşamada vatandaşlarımızın haberi olsun. Bunun asimetrik bilgi sebebiyle haksız kazancı önleme boyutu var hem de aleni ve açık yapıldığı zaman orada daha az yanlışlık yapılıyor."
- "İnşaat sektörünü çok önemsiyoruz"
İmar yapımının adil ve hızlı bir şekilde olmasının, düzenlemenin önemli özellikleri arasında yer aldığını ifade eden Babacan, bu kapsamda 10 binin altında nüfusu olan belediyelerin imar planı yapmak için kaynağa ihtiyaç duyduklarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığın belediyeye hibe desteğinde bulunacağını dile getirdi.
Bir anda yapılan imar değişikliği nedeniyle oluşan rantlardan belediyelerin pay almasının düzenlemedeki önemli unsurlardan olduğunun altını çizen Babacan, şu anda böyle bir mekanizmanın bulunmadığına dikkati çekti. Babacan, hukuk devleti çerçevesinde şeffaf, açık ve kurala bağlı bir yaklaşım istediklerini ifade etti.
"İnşaat sektörünü çok önemsediklerini" belirten Babacan, sektörün milli gelir içindeki payının daha da artması gerektiğini söyledi. Buna karşın sektörün kurallı bir ekonomik anlayış içinde hareket etmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunan Babacan, "Belediyelerimizin, yerel yönetimlerimizin de kural ve hukuk bazında hareket etmesi gerekiyor" diye konuştu.
İmar mevzuatıyla ilgili taslağın, muhtemelen önümüzdeki hafta görüşe açılacağını bildiren Babacan, "Herkesten gelecek görüşe de açığız" dedi.
- "Kamunun sattığı arazilerin imar planı 10 yıl değiştirilemeyecek"
Düzenlemenin, bazı kamu kurumlarının bir bölgeyle ilgili çıktıkları ihalede, ihaleye katılan bazı kişilerin bölgenin imar planında ileride değişiklik yapılacağı bilgisiyle hareket ederek, kazanç elde etmelerinin önüne geçme amacı taşıyıp taşımadığının sorulması üzerine Babacan, buna ilişkin düzenlemede maddeler yer aldığını söyledi.
Babacan, özelleştirme ihalelerinde, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının önce imar değişikliğini yaptığını sonra ihaleye çıktığını, 5 yıl boyunca da anılan yerle ilgili imar değişikliği yapılamadığını anımsatarak, "Yeni uygulamada ne yapıyoruz? Eğer arazi kamunun ise öncelikle imar durumu ne olacaksa, bunun adının konması gerekecek. Onun özelleştirilmesi veya satışından sonra tam 10 yıl boyunca imar değişikliği yapılamayacak. Bu, çalışmanın içinde var" dedi.
Bir başka soru üzerine Babacan, kanunen adı konulmasa da belediyelerin her imar değişikliğinden istifade ettiklerini belirterek, düzenleme ile bunun adının konulduğuna işaret etti. Babacan, "Belediye, sırf yüksek gelir elde edebilmek için acaba şehri çok kötü bir hale getirebilir mi? Bunun için ne yapıyoruz? Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza bir denetim yetkisi veriyoruz. Bakanlığımız, kritik gözle izleyecek. Aşırılıkların olduğu illere de müdahale edebilecek" diye konuştu.
AA