Alman milliyetçiler vagon fabrikasını Türkiye'ye taşıtmadı!
BAHADIR İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bahadır Almanya'da aldığı fabrikayı Alman milliyetçiler Türkiye'ye taşıtmadı
BAHADIR İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bahadır, eğitiminden dolayı kendini “Alman ekolü”nden sayıp, Almanya'nın Stutgart kenti yakınlarındaki bir fabrikanın çoğunluk hisselerini satın aldı.
Şirket, hızlı tren vagonlarına komple, yani klozetiyle, lavabosuyla anahtar teslimi tuvalet üretiyordu. Bu üretimi gerçekleştiren 2-3 tesisten biri olmasına karşın, şirket sıkıntılıydı. Başta Siemens olmak üzere tren vagonu üretimi yapan şirketlere dönük çalışan tesisin personeli başlangıçta “Türk patron”dan pek hoşlanmadı.
Cem Bahadır, zamanla üretimi Türkiye'ye taşımanın kendisi açısından daha doğru olacağını düşündü. Bunun üzerine Kurtköy'de fabrika kurdu. Fabrika inşaatı bitip, iş makineleri, işin başındaki Alman uzmanları Kurtköy'e taşımaya gelince beklemediği sorun karşısına çıktı.
İşin püf noktalarını bilen Alman uzmanlar, daha başlangıçta ısınamadıkları Türk patronun Türkiye'ye transfer teklifine anında sırt çevirdi.
Cem Bahadır'dan Almanya'daki “keskin milliyetçi yaklaşım”ı yansıtan öyküyü dinlerken sordum:
- Madem kafanızda tesisi Türkiye'ye taşımak vardı. Neden Türkiye'den o alanda yetişecek personel götürmediniz Almanya'ya. Ya da Almanya'daki Türkler'den bir “uzman ekip” yaratmadınız.
- Aslında o tesisin bulunduğu bölgenin insanlarında böyle “keskin milliyetçilik” söz konusuydu. Aralarına pek kimseyi de kabul etmediler. Yani, iş öğretmeye yanaşmadılar.
- Sonra ne oldu?
- Hızlı tren vagonlarına tuvalet kabini üretimini Türkiye'ye taşıyamayınca, tesisi satmak zorunda kaldım.
- Ya Kurtköy'de kurduğunuz fabrika ne oldu?
- Kuzenim orayı tekne fabrikasına dönüştürdü.
Temellerini dede Habib Bahadır'ın 73 yıl önce attığı Bahadır İnşaat'a 1985'te adımını atan Habib Cem Bahadır, işleri 1995'ten itibaren devralmış... Bugüne kadar 10 bine yakın konutun yapımına imza atan Bahadır İnşaat'ın Almanya'yla işi sadece vagon tuvaleti üretimiyle kalmamış.
Çimento ve hazır beton üretiminde Türkiye'de Almanlar'la ortaklık kurmuş. 2001 krizi Almanları ürkütünce, hisselerini satıp çıkmışlar.
Cem Bahadır, o dönemi şöyle özetledi:
- 22 yıl Almanlar'la evli kaldık.
Bahadır İnşaat, çimento ve hazır betonda Soyak Grubu'yla ortaklığı sürdürürken, gayrımenkul geliştirme işine odaklanmaya karar vermiş. Fabrika ve şirket merkezi inşaatında da adı öne çıkan grubun cirosunu merak ettim, Cem Bahadır aktardı:
- Toplam 300 milyon dolar dolayında ciromuz var.
Bahadır, fabrika binalarına yakın dönemden örnek de verdi:
- Mercedes-Benz'e Hadımköy'de bir Ar-Ge binası yaptık. Areva'ya Gebze Organize Sanayi Bölesi'nde trafo fabrikası yapıyoruz.
Cem Bahadır, inşaat sektöründe tasarım, proje geliştirme konusuna daha çok yükleneceklerini anlatırken, benim aklım vagon tuvaleti işindeydi.
Vagon tuvaleti üretimi Türkiye'ye kaymış olsaydı, Almanya ne kaybederdi?
Oğlunun sünnetinde gelinlik özlemini gideren kadınlar var
GEÇENLERDE Hedef Grubu'nun üst düzey yöneticilerinden Derviş Peker aradı:
- Bana 1 saatini ayır, birlikte Kuyumcukent'e kadar gidelim.
Peker beni gazeteden aldı, Akay Gelinlik'in Kuyumcukent'teki yeni showroom'una gittik. Akay Gelinlik'in patronu Ermiya Akay'ı o gün tanıdım.
Ermiya Akay, Lozan'da mühendislik eğitimi görmüş, tam Türkiye'nin önde gelen müteahhitlik şirketlerinden birine hidroelektrik türbin alanında işe girecekken, rotayı baba mesleği tekstile çevirmiş:
- Babamı 1992'de kaybettim. Mahmutpaşa'da gelinlik satardı.
Ermiya Akay, babasının kaybettikten sonra şirketi, “Akay Gelinlik”e dönüştürmüş, bu sektöre yüklenmiş:
- Gelinlik işi tekstilin en zayıf koludur ama kaymağı gibidir.
Ermiya Akay, bir yandan Akay Gelinlik'i büyütürken, araştırmalar yaptırmayı da ihmal etmemiş. Bazı örnekler aktardı:
· Evlilik hazırlığındaki genç hanımlara “Gelinlik mi, bulaşık makinesi mi” diye sorun, gelinliğe öncelik verenlerin sayısı hatırı sayılır düzeyde çıkar.
· Akay Gelinlik'in müşterilerinin yüzde 94'ü yüksek okul ve üniversite mezunudur.
· Evlenirken gelinlik giyememiş ya da kiralamış kadınlar, günün birinde oğlunu sünnet ettirirken gelinlik alırlar.
Ermiya Akay son örneği verince dayanamadım:
- Hayatta bir kere giyilen gelinliği satın almak mantıklı mı?
- Nereden alınırsa alınsın ama gelinlik satın almak daha doğrudur. Kiralamak ilk bakışta daha az masraf gibi gelir ama maliyeti çok da aşağılarda kalmaz.
Gelinlik seçimi sırasında yaşanan tartışmalar hep Akay'ın dikkatini çekmiş:
- Anne bir tarafa, kayınvalide öteki tarafa çekiştirir, gelinlik çorbaya döner...
Akay, damat adaylarına da hep şu tavsiyede bulunurmuş:
- Gelin hanımın istediği neyse onu alın. Yoksa yıllar boyu düğün fotoğraflarını kafanıza yersiniz.
Gelinlik Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği Başkanlığını da yürüten Ermiya Akay, Kuyumcukent'teki showroom turumuzu noktalarken, İstanbul'a ilişkin bir veriyi paylaştı:
- İstanbul'da yılda 120 bin dolayında evlilik alışverişi olur. İstanbul bu yönüyle dünyada sayılı merkezlerden biridir. Ayrıca yurtdışından da evlilik alışverişine gelen çoktur...
Öyleyse, “tekstilin kaymağı” epey fırsat yaratabilir..
Vahap Munyar/Hürriyet