Genel

Alt yapının yüksek maliyeti projelere engel oluyor

Ülkemizde pek çok kentimiz,  eksik ve yetersiz altyapı sorunları ile boğuşmakta. Son yıllarda, başarılı uygulamalarını gördüğümüz kentsel dönüşüm projeleri, altyapı sisteminin yeniden kurulmasının kaçınılmaz olduğunu gösterdi

Ülkemizde pek çok kentimiz, deprem riski ve düzensiz yapılaşma yanında, eksik ve yetersiz altyapı sorunları ile boğuşmakta. Son yıllarda, başarılı uygulamalarını gördüğümüz kentsel dönüşüm projeleri, altyapı sisteminin yeniden kurulmasının kaçınılmaz olduğunu bir kere daha gösterdi. Ne var ki altyapı yatırımlarının yüksek maliyeti, pek çok projenin hayata geçirilmesine mani oluyor.

Kamu alt yapı tesislerinin finansmanın genel bütçeden karşılanması, ya da Hazine teminatı altındaki kredilerle sağlanması usulü, dünyanın birçok ülkesinde terk edilmiş durumda. Dünya bu projelere; sermaye piyasaları araçlarını kullanarak finansman sağlama peşinde...

Yaklaşık iki yıl önce Sermaye Piyasası Kurulu, Altyapı Gayrimenkul ortaklıkları tebliğini çıkararak merkezi yönetim kapsamındaki idareler ve   özellikle belediyeler tarafından yürütülen tarım, sulama, madencilik, imalat, enerji, ulaştırma, haberleşme, bilgi teknolojileri, turizm, konut, kültür, kentsel ve kırsal altyapı, belediye hizmetleri, kentsel dönüşüm, çevre, araştırma-geliştirme hizmetleri ile eğitim, sağlık, adalet, güvenlik ve genel idare altyapısı yatırım ve hizmetlerinin   özel şirketler eliyle yapılıp sürekli olarak işletilmesine olanak sağladı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) denetimi altında faaliyet gösterecek olan altyapı gayrimenkul ortaklıkları, amaçları doğrultusunda borçlanabilecekleri gibi,   paylarını halka arz edebilecek veya önceden belli edilen yerli ve yabancı yatırımcılara satabilecek.

Uzun vadeli dinamiklere baktığımızda, Türkiye yabancı yatırımcılar için; karlılık, reel sektörün büyüme dinamikleri ve nüfus açısından cazip bir ülke. Özellikle altyapı yatırımlarının finansmanı Körfez ülkelerinin ilgi odağı.

Aslında Özal'lı yıllarda   'İslam Bonosu-Sukuk' ihracı suretiyle borçlanarak,  körfez sermayesinin Türkiye'ye girmesi sağlanmaya çalışılmıştı. Kelime anlamı olarak senet kavramının çoğulu olan Sukuklar'ın pek çok çeşidi var. Sulama karşılığı borçlanma 'Musaqa', ağaçlandırma karşılığı borçlanma 'Mugarasa' vb.   İstisna Sukuk'unda ise, gerekli fonların sağlanması amacıyla eşit değer taşıyan sertifikalar ihraç edilmekte. Sertifikaları ihraç eden üretici, sertifika sahipleri ise alıcılardır. Sertifikalardan elde edilen fonlar ürünün maliyeti olduğundan, sertifika sahipleri ürünün satış bedeline hak kazanmakta. İstisna sukuku büyük altyapı projelerini finanse etmekte kullanılmakla birlikte; İslam hukuku bu senetlerin farklı bir fiyattan üçüncü bir kişiye satılmasını yasakladığından, ikincil piyasaları bulunmamakta.

Oysa, kamusal hizmet alanlarında yatırım yapacak altyapı gayrimenkul ortaklıklarında finansman, lider sermayedarın sermayesi yanında; borçlanma ve   en fazla yüzde 49 oranında gerçekleşebilen halka arzdan sağlanmakta. Hisse senetlerinin ikincil piyasalarda alınıp satılabilmesi, küçük yatırımcı için avantaj. Ortaklıkların yabancı yatırımcı için cazip yanı ise, uluslar arası standartların uygulandığı şeffaf bir kuruluş olmasında. Kamu alt yapı tesislerinin finansman modeli seçiminin son derece önemli bir maliye politikası sorunu olduğu muhakkak olmakla birlikte; deprem kuşağındaki ülkemizin   gecikmiş altyapı ve sağlıklı kentleşme sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması gereği de ortada.

2011 yılının, gelişmeye açık ve ekonomiye ciddi katkılar sağlayacağı kesin olan altyapı gayrimenkul ortaklıklarının hayata geçirileceği, çözüme odaklı bir yıl olacağını umut ediyorum.
Ekonomist Mortgage/Nermin çİVİCİLER