Genel

Apartman yöneticisi olmanın dayanılmaz işkencesi!

Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot, bugünkü köşesinde apartman yöneticisi olduktan sonra başına gelen olayları paylaşan bir okurunun cümlelerine yer verdi...

İşte Şükrü Kızılot'un yazısından o bölüm:

"Apartman yöneticisi olanlar, başlığı okuyunca;

Acaba hangi işkence diyecekler.

Evet.. O kadar çok ki..

YURTDIŞINA ÇIKIŞ ENGELİ

Okurlarımızdan Bülent Esat Çelik, yaklaşık 1.5 yıl önce yönetici seçiliyor. İşi gereği, çok sık yurt dışına çıkan Çelik, son olarak 6 Temmuz akşamı, saat 23.00te Atatürk Havalimanından çıkış yaparken; hakkında tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtiliyor. Ardından, pasaportuna el konularak göz altına alınıyor.

Devamını kendisinden dinleyelim:

Aman, olay nedir diye çırpınırken acı gerçeği öğrendim.

Yöneticisi olduğum apartmana Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi, yıllar önce kalorifer kazanında kaçak su kullanıyor diye 20 bin lira ceza kesmiş.

Ne kaçak sudan haberim var ne de cezadan...

Bağdatta bakan düzeyinde iki görüşmem var. İzin verin üç gün sonra dönerim dediysem de boşuna. Uçağım kaçtı...

KARAKOL VE NEZARETHANE

Gece yarısı 01.00de karakola götürüldüm. Parmak izlerim alındı ve önden, sağdan, soldan fotoğraflarım çekildi. Ardından kemer, kolye, telefon ve ayakkabı bağlarım alındı ve nezarethanede, demir parmakların arkasında 9.15e kadar tutuldum. Sabah adli tıpta sağlık kontrolünden sonra, Bakırköy Adliyesine getirildim.

Hakim, yakalama emrinin savunmasının alınmasına yönelik olduğu anlaşılmakla, sanığın serbest bırakılmasına diye karar verdi. 12.15de adliyeden çıkabildim. Yaşadıklarıma inanamıyordum. Bütün bunlar, yönetici olmam nedeniyle başıma gelmişti.

Dönüşte hemen gittim ve yöneticilikten istifa ettim.

Ardından, Ohh be, dünya varmış dedim."