Atıl tarım alanları için arazi bankacılığı çözümü!
Yeni Ekonomi Programı kapsamında atıl tarım alanlarının üretime kazandırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda arazi bankacılığı sisteminin kurulması amacıyla altyapı düzenlemesi yapılacak.
Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile atıl tarım alanlarının üretime kazandırılması amaçlanırken, bu amaçla tarım arazisi piyasalarının geliştirilmesi için arazi bankacılığı sisteminin kurulmasıyla ilgili düzenlemelerın yapılması planlanıyor.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı YEP kapsamında gıda enflasyonunu düşürmek amacıyla alınması planlanan önlemler arasında, atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla gerekli kurumsal ve hukuki altyapının oluşturulması da planlanıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise bu hedefe yönelik çalışmalarına devam edilirken, tarım arazisi piyasalarının geliştirilmesi için arazi bankacılığı sisteminin kurulmasıyla ilgili çalışmaların yapılmasına karar verildi.
Arazi bankacılığı uygulamasıyla tarım alanlarının tarımsal niteliğininin korunması amacıyla el değiştirebilme fırsatlarının ortaya konulması alım, satım, kiralama gibi hareketliliğinin artırılması, işletmecileri tarafından daha etkin kullanımının sağlanması planlanıyor. Bu kapsamda tarım arazileri piyasasında arz ve talep dengesinin düzenlenmesi amaçlanıyor.
Ülkede bulunan 2,94 milyon hektar atıl tarım arazisinin üretime kazandırılması amaçlanıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, konuyla ilgili 7 bölgede "Arazin Kalmasın Atıl, Ülken İçin Üretime Katıl" sloganıyla çalıştaylar gerçekleştirirken, Ankara'da da ilgili kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir merkez çalıştayı organize edildi.
Çalıştaylar kapsamında tarımsal üretimde kullanılmayan, çeşitli nedenlerle ekilemeyen ve boş bırakılan atıl tarım arazilerinin etkin ve verimli kullanılması için uygulanabilecek yöntem ve politikaların belirlemesi amaçlandı.
AVRUPA'DAKİ UYGULAMALAR İNCELENDİ
Tarım arazilerinin miras, hisselilik ve mülkiyetten kaynaklı sorunlar ile arazi alımlarında yaşanan kredi, kiracılık, ortakçılık ve yarıcılık gibi işletmecilikten kaynaklı sıkıntıları bulunurken, bunların çözülmesiyle ilgili arazi bankacılığı uygulaması başlatıldı.
Düzenlenen çalıştaylarda ortaya çıkan ortak akılla arazi bankacılığı uygulamalarının ülkeye en uygun uygulama esaslarının belirlenmesi amaçlandı. Buna göre, arazi bankacılığına yönelik bağımsız kuruluş, bağlı kuruluş ya da genel müdürlük gibi kurumsal altyapının oluşturulması amaçlandı.
Ayrıca Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda ve Belçika gibi Avrupa ülkelerinde bulunan uygulamalar incelendi. Ülkelerde arazi bankacılığı sistemi, toplulaştırma, arazi temini, aracılık, alıcı ve satıcı arasında garantörlük, arazi ıslahı, tarım alanlarının amaç dışı kullanımının önlenmesi gibi görevler bulunuyor.
ARAZİLER DÜZENSİZ İŞLETİLİYOR
Bakanlık tarafından konuyla ilgili hazırlanan çalıştay raporu kapsamında Türkiye'de tarım arazilerinde bulunan mülkiyet dağılımı ve arazi tasarruf biçimi çok hisseli bir yapıya sahip. İşletmelerin küçük, dağınık ve parçalı olması dikkati çekiyor. Ülkede 3 milyon 21 bin 190 tarım işletmesinin yüzde 67'si 50 dekardan daha az arazi varlığına sahip ve bu işletmelerin büyük bölümü yeter gelirli işletme büyüklüğünden uzak durumda bulunuyor.
Türkiye'de sahipleri tarafından bizzat işlenen tarım arazilerinin yanı sıra, arazilerin bir bölümü yarıcılık, kiracılık veya ortakçılık şeklinde, hiç tarım arazisi olmayan ya da küçük tarım arazisi sahibi olan çiftçiler tarafından düzensiz işletiliyor ve bu tür işletmelerin sayısı artıyor.
Tarım arazilerinin yerel esaslara göre kontrolsüz kiralanması ve ortakçılıkla işletilmesi, tarımla ilgisi bulunmayan kişilerin spekülatif alış ve satışlarla atıl durumda bırakılması, sürdürülebilir tarım politikası oluşturulmasında, kısa-orta ve uzun vadeli programların uygulanmasında sorunlara yol açıyor.
Tarım arazileri piyasası için yeni bir düzenleme ihtiyacı bulunuyor. Yapılması planlanan düzenlemelerle tarım arazilerinin piyasasının tamamen gerçek durumunu gösteren bir sisteme kavuşması, diğer sektörlerden daha az etkilenir bir duruma gelmesi, tarım işletmeciliği açısından üretime yönelik planlama ve programların uygulanabilirliğinin artırılması, arazi sahiplerinin de kendilerini daha güvende hissedip, buraların mülkiyet sorunlarının ortadan kaldırılması amaçlanıyor.