26 / 11 / 2024

Atilla Yavuz: Esenyurt'a satmıyor diyenler haset içindeler!

Atilla Yavuz: Esenyurt'a satmıyor diyenler haset içindeler!

Kurtlar Vadisi'nin Polat'ı, reklam filminde rol alınca Ukra City'i hepimiz tanıdık. Projenin arkasındaki Atilla Yavuz, satışı yüzde 50 artıran bu adımla Ortadoğu'nun yanı sıra Avrupa'dan da talep aldıklarını söylüyor




 

Esenyurt’ta en çok satanlar arasında olsalar da, bölgenin de İstanbul’un en çok satanlarından olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Esenyurt’a karşı haset yaklaşım var”   Atilla Yavuz, Ukra İnşaat’ı Ahmet Ziya Balcı ve Mustafa Kaya ile birlikte yönetiyor.  Ukra markasını tanımamızı  ve hatta kendi deyişiyle Ortadoğu’ya tabaka  tabaka (kat kat) satış gerçekleştirmesini sağlayan adımı, Kurtlar Vadisi’nde Polat karakterini canlandıran Necati Şaşmaz’ın reklamlarında rol alması oldu. Şaşmaz’ın şirkete ortak olduğu iddialarını,  ‘Ortaklığı yok, ama benim ona hayranlığım var’ diye yanıtlıyor.   Karşı çıktığı bir diğer nokta, Esenyurt’a yönelik iddialar. Yine, kendi deyişiyle, ‘Dünyayı sırtında taşımayan’ ve hep yukarıdaki fotoğraftaki gibi neşeli olan Atilla Yavuz, söz konusu olan Esenyurt’taki konut arzının şişmesi iddiası olunca aşağıdaki fotoğraftaki gibi görünerek, ‘Burada proje yapıp da satış yapamamış birini tanımıyorum.Ya göremediğim sinyalleri alıyorlar ya da tam anlamıyla haset içindeler” diye konuşuyor.   Yavuz, sadece Ortadoğu’ya değil, Avrupa’ya da satıyor. Yabancıların Türkiye’den emlak alımındaki engelleri kaldıran yasanın yanında olsa da Avrupa’da  liberal ekonomi kurallarının işlemediğinin  altını çizerek söylüyor. Örnek olarak, 1 milyon liralık daire ve ofis almak isteyen İtalyan müşterilerine, bu ülkeden para çıkışı için izin verilmemesini gösteriyor. Bu yüzden Türkiye’nin özellikle arazi satışında gardını alması gerektiğini düşünüyor.   İlk parasını 6 yaşında Milliyet gazetesini satarak kazanan ama, iki ay önce para kazanmak için sağlığını kaybetmeye başladığını görünce her akşam 1.5 saat spor yaparak sağlığını yeniden kazanmaya, kilolarını ise kaybetmeye başlayan Atilla Yavuz ile iş kadar yaşamının renklerini de konuştuk.   İYİ Kİ BU KARARI ALMIŞIM:  Necati Şaşmaz’ı reklam yüzü olarak seçmem. EN ÖNEMLİ SERMAYEM: Ahlakım. EN ÖNEMLİ TECRÜBEM: Duygumu, işe karıştırmanın bedelini yakınlarda yaşadığım bir olayla ödedim. Oysa ki CEO’muz Kürşat Tuncel, uyarmıştı. KEŞFETMEK İSTEDİĞİM ŞEY: Çok, ama kilom engel. Mesela, ‘bungee jumping’. TEK BİR ŞEY YAPMA İZNİM OLSA: Paraşütle atlardım. STRES: Dünyayı sırtımda taşımam.   SPOR: Son iki aydır haftanın beş günü her akşam 1.5 saat. PAZARLAR: Tamamen kızlarıma aittir. TATİL: En son Antalya’da bir hafta. İZ BIRAKAN SEYAHATİM: Evlilik yıldönümümüzdeki Dubai gezisi. HAYRANOLDUĞUMYAPI: Süleymaniye ve Selimiye camileri. BENİM ŞEHRİM: İstanbul. BENİM MİMARİM: Geçmişi seviyorum ama, Burç Halife’ye de insanın ulaştığı aşamayı temsil etmesi açısından hayran olmamak mümkün değil. BENİM MİMARIM: Kaybettiğimiz Tatsuyo Yamamoto. Bir dehaydı. İnsani özellikleri ayrı bir ders konusu... BENİM MÜZİĞİM: Duygularıma göre.  SON KİTABIM: Robert Fisk’in Büyük Medeniyet Savaşı. SON FİLMİM: Cuma akşamı... Ruhum daralmış. Sinemaya gittik. Komedi istedik, ‘Son Durak Kurtuluş’u verdi. Çıkıp  ‘Sümela’nın Şifresi’ne girdik. EMEKLİLİK PLANI: Ticaret hayatım bitse de vakıflarda çalışırım. GÖZBEBEĞİ PROJE: Fikirtepe’de başlayacağım dönüşüm projem.   MESLEK   Mesleğim MABED YAPMAK GÜZEL Eğitimini aldığım jeoloji mühendisliği hiçbir şey ifade etmiyor. İnsanların mabedi olarak gördüğüm evleri inşa etmek ve onların duasını almak güzel.   Bu mesleği yapmasaydım BELKİ MOBİLYACILIK...   Yine işadamı olurdum ama, sanırım mobilyacılık yapardım. Onu da sevmiyordum.   İlk adımlar AHMET BEY’İ BEĞENİNCE...   Geçmişte siyaset ve mobilyacılıkla uğraştım. İkisinde de mutlu değildim. 2003’te bir vesileyle Ahmet Ziya Balcı’ya arsa sattım. Ortakları devreden çıkınca arsaları iade etti. O süreçteki tavrı çok hoşuma gitmişti. Ve, ‘Birlikte  devam edelim’ dedik. Önce 36 dairelik Öykü Evleri’ni yaptık. Sonra Şelale Plaza’yı. Onları, Han Plus, Sedai Plus, Hane Plus ve Ukra City takip etti.    Ekibimde olmazsa olmaz ADALET... Adalet. Hem çalışanların kendi aralarında olacak. Hem de müşterilere uygulanacak.   İşyerinde şeytanın avukatı KÂİNATA POZİTİF MESAJ En son öyle olduğunu düşündüğümüz biriyle çalışmama kararı aldık. Kâinata pozitif mesaj, pozitif sonuç doğurur.   Dünyaya proje İSTANBUL’A EN YÜKSEĞİ Benim için İstanbul, dünyanın en güzel şehri. Ve bu şehre, 400 metreyle en yüksek binasını kazandıracağım.    Bundan sonra FİKİRTEPE’YE LÜKS PROJE   Fikirtepe’de dönüşüm projemiz var.İddialı gibi gelecek ama, bu çalışmayla bölgeyi tarihe geçireceğim. Esenyurt’ta 3 bin konutluk bir planımız var. Bir de Kurtköy’de...   YAŞAM Çocukluğum   MUTLU BİR AİLE... Mutlu bir aileydik. Cengiz, Hamit, Şuayip ve ben. Dört kardeştik. Yaramazdık ama asla saldırgan değildik.   Çocuklarım KIZLAR NE İSTERSE; O   Benim için en önemli şey ailemdir. Gece hayatım yoktur. Akşam 6-7 gibi evde olurum. Kızlarım Şeyma, Betül ve patronum Sudenur ile sohbet ederim. Büyük kızım hukuk okuyor. Ortanca kızım fen lisesinde. Küçük kızım henüz altı yaşında. Haftada bir gün mutlaka onlarındır. Ne isterlerse yaparım. Maça gideriz, gezeriz... Kızlar ne isterse, onu yaparız.    İlk param MİLLİYET’İN SATIŞINDAN   Ankara doğumluyum ben. Babam (Selahattin Yavuz), Anafartalar’da terzilik yapardı. Çok başarılıydı. Hayatın zorluğunu anlayabilmemiz için ağabeyimle beni çalıştırdı. Altı yaşındaydım. Ağabeyim Cengiz, dokuz. Milliyet gazetesini alıp sokaklarda satardık. Pazarda su da satardık. Çok da mutlu olduğumu hatırlıyorum.   Keşke yapmasaydım İLK KIZIM DÜNYAYA GELİRKEN...   21 yıl önce eşim, kızım Şeyma’ya hamile. Siyasetle uğraşıyorum. 91 seçimleri zamanı ve mobilya dükkanımı ziftli su basmış. Eşim o gün doğum yaptı. O gün oradaydım ama ziyaretine üç gün sonra gidebildim. 21 yıldır eşim haklı olarak bunun lafını eder.   Bir gün mutlaka İSTANBUL’A EN YÜKSEK BİNA   İstanbul’a 400 metreyle en yüksek binasını yapacağım. Öyle bir yerde olacak ki, tıpkı Burç Halife’nin sadece Dubai’de güzellikleri gördüğü gibi güzel İstanbul’u görecek.   Hobim ARTIK KUŞ GİBİYİM   İki ay önce aslında yıllardır hata yaptığımı anladım. ‘Para kazanmak için sağlımızı, sağlımızı kazanmak için paramızı kaybediyoruz’ sözünün doğruluğunu anladım. Stres bir yana, artık kilolarımı taşıyamaz hale gelmiştim. Şimdi bir spor kulübünde hocamla birlikte haftada beş gün; 1.5 saat spor yapıyoruz. Hocam, Hakan Koç. Eski basketbolcu. Spordan sonra kuş gibi oluyorum. Dünya yıkılsa umrumda değil. Endorfin hormonum yükseliyor, onunla birlikte mutluluğum da artıyor. İki ayda 7 kilo vermişim.   Dostum   DOSTLUKLAR KAPİTALİST SİSTEM GİBİ Günümüzün dostluk ve arkadaşlıkları kapitalist sistemle örtüşüyor. Verdiğin zaman artıyor, vermediğinde azalıyor.   TÜRKİYE   Türkiye’nin en önemli sorunu KARDEŞLİK BAĞLARI ZAYIFLADI   Kardeşlik bağları zayıflıyor. Kör döğüşüyle geleceğimizi aşağıya çekiyoruz. Ben kişisel olarak sosyal çalışmalarla bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Yeşilay’a finansal destek veriyorum. Kızılay’da önemli bir kan bağışçısıyım. Bronz madalya sahibiyim. Yani, yılda 20 kere kan veriyorum. Yakında gümüş madalyam olacak; onun için 25 kez kan vermek lazım. Altın için 30, platin madalya için de 35 defa.   Bağımlılığa ve Sigaraya Hayır Derneği’nde Orhan Kural ile birlikte çalışıyorum. Engelli gruplara destek oluyorum. 1.5 yıldır Esenyurt İnsan Hakları Kurulu İnsan Hakları İhlallerini Araştırma İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nda başkanım. Amaç, hastane, karakol gibi yerlerde mağdur olanlara hukuki destek sağlamak. Çok şikayet bekliyordum, olmadı. İki şikayet var. Bizimkisi karanlığa bir taş atma mantığı...   Yabancı AVRUPA PARA ÇIKIŞINI SINIRLIYOR   Bazı yabancı ülke vatandaşlarının günümüz global dünyasında Türkiye’de emlak almalarının engellenmesine karşıyım. Engellerin kaldırılması açısından mütekabiliyet yasasının çıkması önemli. Ayrıca, elde edilecek gelirin global krizin olası  etkilerini aşmak için de bir etken olacağını düşünüyorum. İlk yıl için 10 milyar dolarlık katkı olur. Özellikle Ortadoğu’dan. Çünkü para, huzuru sever ve orası huzurlu değil. Sığınakları Türkiye.   Biz, sadece son bir ayda bile Kuzey Irak’a 90 daire sattık. O kadar yoğun bir talep vardı ki... Onların tanımıyla, projelerden tabaka, yani bir kat alanlar oldu. Bunun dışında Kuveyt’e bayilik verdik. Oraya 175 dairelik satışımız oldu. Avrupa’ya da satıyoruz. Mesela geçen yıl İngiltere, İrlanda ve İtalya’ya satış yaptık. Daha da satış yapacağız ama, bu defa da Avrupa’daki sistem müsaade etmiyor. İtalyan bir işadamı, değeri 1 milyon lirayı bulan daire ve ofis almak istedi. Ama, ülkeden 2 bin 500 euro üzerindeki paranın çıkışı bile sıkıntılı...   Faiz artışı yaralar mı BANKALARA ‘İNSAF’ DİYORUM   Ekim 2011’de mayısa göre bankalardan alınan kredi miktarı aylık 900 milyon dolardan 90 milyon dolara düştü. Ama, şu anda sistemin en güçlü noktası da bankalar. Yine de, ‘biraz insaf’ diyorum onlara.   Merkez Bankası da bazı kararlar alırken sosyal dengelere dikkat etmeli. Ama, en önemlisi ekonomik dengelerin stabil tutulması. Bu gemi yara alırsa hepimiz sıkıntıya gireriz.   Üretici finansman yapmalı mı BİSİKLETTE PEDAL ÇEVİRECEKSİNİZ   Bisikletin üzerinde durmak için pedal çevireceksiniz. Başka şansınız yok. Ama, inşaatçı kredi verirken, öz kaynağı bittiğinde yatırım yapamayacağı gerçeğini göz önünde tutarak hareket etmeli.   Bize gelince... Önce yüzde 15 indirimle, peşin alıma yönlendiriyoruz. Sonra banka, en sonra kendi finansman gücümüz. Limitimiz 60 ay.   İstanbul silueti MERKEZDE DİKEY YAPI OLMALI   Ben bir İstanbul aşığıyım. Ama, siluet için bu kadar baskı yapılmasını da sağlıklı bulmuyorum. Tabii ki bazı bölgelerde yüksek yapılar olacak. Şehir merkezinde dikey yapılaşmanın doğru olduğuna inananlardanım. Geçen gün Sapphire’den İstanbul’a baktım. Yakın çevrede iki yeşil alan vardı. Biri mezarlık, diğeri okul. Dikey yapılaşma yeşile yer açar.   Şehri yıkmak ve yeniden yapmak İŞİ BİLMEYEN FİYATI ŞİŞİRİYOR   İstanbul’un pek çok yeri kaçak yapılaştı. Kentin yüzde 60’ında dönüşüm şart. Özellikle Ümraniye, Zeytinburnu, Esenler, Bağcılar, Güngören, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Küçükçekmece’de... Ama, bu dönüşüm çalışmalarında devlet, muhakkak taraf olmak zorunda. Fikirtepe’de olduğu gibi müteahhit ve halka bırakılmamalı.   Fiyatlar emlakçılar ve işi bilmeyen müteahhitler tarafından şişiriliyor bu durumda. Şu anda Fikirtepe’de dokuz aydır işlemler kıskaca alındı.  İnsanlar, beklentilerimizi, ‘müteahhitler yükseltti’ diyor. Bir de işin içinde rant bekleyen çantacılar var.   Yabancı 30 hektar alabilmeli mi TÜRKİYE GARDINI ALMALI   Devleti yönetenler çok yüksekten bakıp farklı şeyleri görerek yorumluyorlar. Bu açıdan yabancının alacağı arazi miktarı 2 hektardan 30 hektara çıkabilir. Ancak, Türkiye’nin gardını alması gerektiği yerler var tabii ki. Bazı sınırlar olacaktır ve olması da gerekir.   Zaten Avrupa da bize lanse edildiği gibi değil. Çok sert kanunlar ve sınırlar var. Avrupa herkese veriyor talkını, kendisi yiyor salkımı. Mesela, İrlanda’dan bir Türk, projelerimizden 5 milyon liralık mağaza almak istiyor ama parayı ülkeden çıkaramıyor. Yani hiçbir şey o kadar kolay değil. En son Sarkozy’nin yaptığı...   Müteahhite sicil HATANIN BEDELİ AĞIR   Müteahhitlere sicil getirilmesi yüzde 100 doğru.  Yüzlerce sektörü de harekete geçiren bu sektörde bir hatanın bile maliyeti çok ağırdır. İşi akıllıca yapmayanlar da başka bir mesele. Farklı sektörlerden giriyorlar. İşi o kadar bilmiyorlar ki, 2+1 bir daireyi 180 metrekare yapabiliyorlar. Normali 85 metrekaredir. O yüzden de bol bol teknik eleman değiştiriyorlar.    Fiyatlar şişti mi İSTANBUL’DA ARAZİ YOK   İstanbul’da arazi kalmadığı için fiyatlar şişti. Dönüşüm yapılan Fikirtepe’de mal sahipleri, müteahhitten yüzde 60 istiyor. Artı taşınma ve kira bedelleri söz konusu.  Rakamların büyümesi, Fikirtepe’de büyük rant olduğundan değil, Anadolu yakasında fazla arazi olmamasından. Ancak, yakın zamanda fiyatta artış olmaz. Çünkü, zaten satışlar azalmış durumda.   Arz, talebin üstünde mi   ESENYURT’U KISKANIYORLAR Bunu Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir için söyleyenler kesinlikle yanılıyorlar. Bu segmentte çıkıp da hiç satış yapamamış birini tanımıyorum.Ya görmediğim sinyalleri alıyorlar ya da tam anlamıyla hasetçe bir yaklaşım içindeler.   Esenyurt bugün, kimilerine göre Esangeles kimilerine göre de Eshattan oldu. (Los Angeles ve Manhattan’ı kastediyor). Bu bölgeden satın alanların önemli bir kısmı Güngören, Zeytinburnu gibi merkezi yerlerden. Başakşehirli ve Beylikdüzülü satın almıyor zaten. Ayrıca beyaz yakalılar yine ağırlıklı kitle.   Aslında üst segmentte satın alma eğilimi düşük. Parası olan yeni bir ev yatırımına  sıcak bakmıyor. Şaşırtıcı ama, alt segment parası olmadığı halde ev almaya çalışıyor. Üst segmentteki bazı firmalar sinek avlarken, bizde 200 daire satanlar var. Mesela biz... B segmentin altı için çalışıyoruz ve geçen yıl her ay 200 daire sattık. Hane Plus’ta daire kalmadı. Ukra City’de sadece 200 daire var. Üstelik bu yıl Esenyurt’ta 3 bin dairelik yeni bir projeye daha başlıyoruz. Milliyet

Geri Dön