24 / 11 / 2024

Autoban Mimarlık Philippe Starck'tan iş aldı

Autoban Mimarlık Philippe Starck'tan iş aldı

Seyhan Özdemir ile Sefer Çağlar'ın kurduğu Autoban Mimarlık ve Tasarım Ofisi, Hong Kong'da efsane Philippe Starck'ın elinden proje kaptı




Seyhan Özdemir ile Sefer Çağlar'ın kurduğu Autoban Mimarlık ve Tasarım Ofisi, Hong Kong'da efsane Philippe Starck'ın elinden proje kaptı. Şirketin ünü dünyaya yayıldı

Nereye giderseniz gidin onlarla karşılaşıyorsunuz. 6 yıl önce kuruldular, son yıllarda çok fazla dikkat çekmeye başladılar. House Cafe'ler, Kitchenette'ler, Anjelique gece kulübü, Vakko'lar, Komşufırın'lar, AFM Sinemaları, Macrocenter onların eseri. 2004'te Wallpaper tarafindan açıklanan 30 yaş altı en iyi tasarımcılar başlıklı 7 kişilik listede Seyhan Özdemir ile Sefer Çağlar isimleri vardı. Ardından Blue Print dergisinin 2005'te verdiği "Best Newcomers", 2006'da yine Wallpaper dergisinin Müzedechanga için verdiği "Best Restaurant" ödülü geldi. 2007'de ise dünyada birçok bölgede satış ağına sahip, mobilya ve tasarım devi "De La Espada" firması ile bir birliktelik yaparak herkesin dikkatini çekti. Evet önümüzdeki günlerde yine Türkiye ve dünyada yapacaklarıyla adını duyuracak Autoban Mimarlık ve Tasarım Stüdyosu'ndan bashediyorum. Autoban şimdi de Madrid ve Hong Kong'da iki yeni restoran, İstanbul'da ise NEF projesini tasarlıyor. Kurulduğu günden bu yana dünya platformunda büyük ilgi ile firma bugüne kadar toplam 18 kitaba ve 2010'da toplam 40 dergiye haber oldu. Ortaklardan Seyhan Özdemir'le Tepebaşı'nda Levanten mimar Alexander Valluri imzasını taşıyan 1896 tarihli binadaki yeni ofislerinde konuştum.

Madrid ve Hong Kong'daki restoran projeleri nasıl oluştu?
Uluslararası mobilya tasarımı dışında, ilk projelerimiz restoran oldu. Madrid'deki 40 yıllık balık restoranı. Sahibi İspanya'nın en önemli ailelerinden biri. Bin metre kare alan üzerinde bir mekân. Adı; Tres Encinas. Tasarıma çok meraklı bir aile. Yurtdışında bizim dergilerde yayınlanan haberlerimizi görmüşler. Bizi buldular. Proje tamamlandı, bu ay açılıyor. Hong Kong'da da aynı şekilde, ürünlerimizi görüp, beğenip araştırmışlar. Farklı sektörlerde işler yapan önemli bir ailenin genç üyesi. Kız, kendi işlerini kuruyor ve otel işine başlıyor. Şanghay'da ilk otelini yapıyor. Sonra da restoran işine girmek istiyor. Oteli Philippe Starck ile yaptı, restoranı da onunla yapmak için yola çıktı ancak bizi görünce, bizimle yapmaya karar verdi. "208" isimli bir İtalyan restoranı 31 Mayıs'ta açılıyor.

Sizce Türkiye'de Philippe Starck'a ihtiyaç var mı?
Yok. İstanbul'dan çıkıp gerçekten doğru projeler yapan çok daha iyi mimarlar var. O bir marka. O kadar büyük bir şey yarattı ki. Çok faydalı olabilirdi. Ama artık buna ihtiyaç yok. Doğru bir şeyi doğru insanlarla yaparsanız daha kreatif şeyler çıkabilir.

Okulda tanıştılar, birlikte büyüdüler, Autoban dediler
1998'de üniversitede okurken tanışan ortaklar; "Tanıştığımız günden beri birlikte büyüdük, mimarlık bakışımızı geliştirdik. Heyecanımıza çok inandık. Uluslararası bir şey yapmak istediğimizden adımızı Autoban koyduk" diyor.

'Viskiyi en doğru şekilde Türkler içiyor'
 Türkiye'ye gelen Chivas Regal Bölge Müdürü Philip Ainswoth, buradaki satış ve ilgiden memnun

Geçenlerde Premium viski markası Chivas Regal'in Avrupa, Afrika ve Ortadoğu Bölge Müdürü Philip Ainsworth'ün katılımıyla, Four Seasons Bosphorus Hotel'de bir davet gerçekleşti. Gecede, Chivas Regal 12, 18 ve 25 ile hazırlanan özel mönü iş dünyasından ünlü isimlere sunuldu. Bu gecede Philip Ainsworth ile sohbet etme imkânı yakaladım. Ve çok ilginç bilgiler edindim. Örneğin her ülkenin viskiyi içme âdetleri farklıymış ve sıkı durun aslında en doğrusunu Amerikalı ve Türkler içiyormuş. Ainsworth; "Türkiye'de viskiyi çoğunlukla buzsuz veya tek buzla içiyorlar. Bu çok doğru. İspanya'da kolayla karıştırmak çok yaygın. Çin'de yeşil çayla içiyorlar. Hindistan'da yine çayla karıştırıyorlar. Aslında sek içene tutucu, öbürlerine heba ediyorlar diyemem. Önemli olan alınan keyif" diye anlatıyor. Başka şaşırtıcı bir bilgi ise yılda 4.5 milyon kasa yani 50 milyon şişe Chivas satıldığını söylüyor. 2002'den bu yana ise 1.5 milyon kasa ilave olmuş. 2009-2010'da ise Türkiye'de yüzde 40 büyüme olduğunu da sözlerine ekliyor.

Krize rağmen Yunanistan kişi başına tüketimde birinci
Ainsworth, "Yunanistan kişi başına viski tüketiminin en yüksek olduğu ülkelerden biri. Oradaki çalkantılar nedeniyle satışlarımızda gerileme olmadı. Üstelik iki kere vergiler yükseldi bir de ek gümrük vergileri artırıldı. Bunlara rağmen Yunanistan'da her şey süper gidiyor" diye konuştu.

"Avrupa'dakiler artık yaşlandı ve yavaşladı"

Başka yeni projeleriniz neler?
İstiklal Caddesi'ndeki Demirören'lerin projesi çok güzel oluyor. Doğal malzemelerle bir atmosfer yaratıyoruz. Sene sonunda açılıyor. Yepyeni işimiz olarak çok heyecanlandığımız NEF projesi var. NEF Flats 163 Levent'in, aynı zamanda NEF İstanbul Flats konseptinin de ilk projesi. İstanbul Flats konseptinin, şehir merkezinde çalışan ve 2 bin-3 bin TL arası maaş alan profesyonellerin yine şehir merkezinde ödeyebilecekleri kira bedelleri ile oturabilecekleri nitelikli evleri kapsıyor. Bütün dairelerin 1+1 olduğu bina, toplam 131 metre yükseklikte sıra dışı bir proje olarak hayata geçiriliyor. Autoban ise bu işle ilk kez bir dış mimari projeye imza atıyor olacak.

Son yıllarda Türk mimarların başarısını nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye çok kapalı bir toplumdu. Son yıllarda çok içine kapanık bir dönemden Türkiye'nin birçok konuyla birlikte açılımı oldu ve Avrupa'nın keşfetmesine neden oldu. İletişim çok arttı. Kendimizi doğru ifade etmeyi becermeye başladık. İçimizde cevherler vardı ama bunu anlatmadıktan sonra anlamı yoktu. Bir de tabii ki Avrupa'nın artık yaşlanması ve yavaşlaması...

Bol ödüllü tasarım stüdyosu
22004 Wallpaper Best Young Designers
2005 Blueprint Best Newcomer
2005 Blueprint Bursary Winner
2006 Wallpaper Best Restaurant Award - MüzedeChanga Restaurant
2007 EDIDA Turkey
2008 Design Turkey Awards
2008 EDIDA Turkey
2009 EDIDA Turkey
Sinan Özedincik/Sabah


Geri Dön