Genel

AVM'ler bulundukları bölgelere göre şekilleniyor

Mehmet Sönmez, yoğunlaşan AVM trafiğiyle birlikte merkezlerin bulundukları bölgenin dokusuna uygun olmaları gerektiğinin altını çizdi

Bölgesel ve konsept anlamında birtakım farklı yapılanmaların zorunlu olduğu alışveriş merkezlerinin ekonomi ve istihdama ciddi katkı sağladığını söyleyen Mehmet Sönmez, yoğunlaşan AVM trafiğiyle birlikte merkezlerin bulundukları bölgenin dokusuna uygun olmaları gerektiğinin altını çizdi

Kale Outlet Center'ın 2009'da ziyaretçi sayısı olarak hedeflediği pozisyonu yakaladığını belirten Genel Müdür Mehmet Sönmez, hedeflerinin 2008'e göre yüzde 10'luk bir artışı yakalamak olmasına rağmen bunu yüzde 11 olarak gerçekleştirdiklerini kaydetti. Bu sayının çok daha yüksek oranda çıkmasının mümkün olduğunu ifade eden Mehmet Sönmez şu bilgileri verdi: "Ancak 2008 sonu itibariyle yaşanan ekonomik krizden 2009 Haziran ayında etkilenmeye başladık. Kriz ülkemizde daha başlamamıştı ama ekonomistler 2010'a daha rahat gireceğimizi söylüyordu. Ancak benim kafamda 8 ay gibi bir sürede hissedilen krizin uzantısının daha faza olacağı vardı. Bu tahminim doğru ve krizin etkileri 2010'un Ekim ayında piyasaları daha fazla rahatlatacak. İnsanlar krizi 15 ayla kıyasladı ama ben iki yıl olarak değerlendirerek projelerimizi hep bu doğrultuda hayata geçirdik. İnsanlar projelerini yaparken 2009'u baz alarak daha iyi olduğunu söylüyor ama bu tablo yanıltıcı. Asıl baz alınması gereken ekonomik göstergelerin iyi olduğu 2008 olmalı. Bu tabloda artı ya da eksi olduğu ortaya çıkar. Bir dönemi kötü geçen 2009 sağlıklı veriler vermez."

AMAÇ BÖLGENİN İHTİYACINA DOĞRU CEVAP VERMEK

Bölgenin ve insanların yaşam biçimlerine daha uygun olan markalarla anlaştıklarını belirten Mehmet Sönmez, "2009'u yüzde 97 doluluk oranıyla kapattık. Kalan bölümü de bekletip özellikle bölgede insanların tercih ettiği yaşam biçimine ve kültürüne uygun markaları tercih edeceğiz. Bu markalarda tesettür ürünler ağırlıkta" dedi. Yan yana açılan alışveriş merkezlerinin yoğunlaşmasına da işaret eden Mehmet Sönmez şöyle devam etti: "Yakınımıza açılan alışveriş merkezi konsept olarak farklı olduğu için bizi etkilemek yerine ziyaretçi sayımızın artmasına etken oldu. Sadece market bazında 10 günlük küçük bir hareketsizlik oldu, hepsi bu kadar. Bu noktada kaliteli ve doğru rekabetin kazanım getirdiğini gösteriyor. Eğer burada bulunan marka ve ürün karması orada da olsaydı bu hem AVM yatırımcısı hem de marka bazında problem yaşatırdı. Çünkü markalar burada belli bir potansiyeli oturtmuşken aynı bölge içinde ikinci bir AVM'de olmak istemeyebilir. Şu anda ülke genelindeki marka sayısı da yetersiz. Listeye baktığınız zaman ortalama 150 marka sayabilirsiniz. Bunun yanına bir 100 tane daha ekleseniz 250'nin üzerine çıkmaz. Bir de son dönemlerde yapılan alışveriş merkezlerine baktığımızda çok büyük hacimlerde olduğunu görüyoruz. İçeri baktığınız zaman 250-300 mağaza var ama bu kadar marka ülkemizde yok."

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ BÖLGESELLEŞİYOR

"Kanımca AVM yatırımları yapılırken bölgesel ve marka faktörleri de göz önüne alınmıyor. Bugün Bayrampaşa'ya baktığımız zan o devasa yatırımın bölgeye, insanlarının tüketim ya da sosyal yaşam biçimine uymadığı gerçeğini görüyoruz" diyen Mehmet Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgenin kültürel ve ekonomik yapısı göz önüne alınarak yapılmayan yatırımların verimli olacağını söylemek çok zor. Eğer otogara giden insanlardan faydalanma mantığı varsa o AVM'nin hedef kitlesi uçakla yolculuk yapan grup olduğu için bu da doğru bir mantık olmuyor. Başka noktalardan müşteri kitlesi çekme beklentisi varsa insanlar büyükşehirlerin trafik çilesinde saatlerini ayırıp bir noktadan diğer noktaya gitmekte zorlanıyor. Dolayısıyla AVM yatırımlarının doğru yapılmadığını söylemek mümkün. Yakında bizim de bir kilometrelik çapımızda gerçekleştirilecek yatırımlar var ve bir tanesi devasa bir yapı. Önünden geçerken insan kokuyor. Çünkü insanlar içinde kaybolacağı AVM'den ziyade butik tarzı olanları tercih ediyor. Büyük AVM'ler insanı her türlü yoruyor. Ayrıca insanlar zamanlarını hovardaca harcamak istemiyor. Eğer var olan AVM'nin yanına farklı bir konseptle yapıyorsanız devasa olsa da sorun değil. Artık yatırımlar da butik ve bölgesel alana kayıyor. Dolayısıyla bu büyük AVM'ler bir süreç sonra sıkıntıya girecek. Çünkü alışveriş merkezi sayısı o kadar çoğaldı ki neredeyse her bölgede alışveriş merkezi var. Eğer biz Güngören bölgesindeysek buranın alışveriş merkezi olduğumuzu unutmamalıyız. Bütün İstanbul'la ilgilenemezsiniz. Artık insanlar kendine en yakın AVM'yi tercih edip ihtiyacını karşılayarak zamandan tasarruf ediyor. Fizibilite çalışmaları düzgün yapılırsa ona göre markalar oluşur, mimari yapınızı şekillendirir ve büyüklüğünüze karar verirsiniz. Alışveriş merkezi yönetiminde ziyaretçi sayımı ve pastadan ne kadar daha pay alabilirimin hesabını iyi yapıp riskimi yönetmeyi bilmeliyim. Kale'yi açtığımız zaman bölgede tektik ve şimdi 5 kilometrelik çapta 13 AVM oldu. 2007 AVM sıçrama yılıydı. Arazisi olan alışveriş merkezi yapmaya başladı. Mantık var olan pastayı geliştirmek yerine ondan pay almak üzerine kuruldu. Şu anda metrekare olarak Sadece Ankara bunu aştı ve İstanbul'da doymak üzere. Avrupa'nın gerisindeyiz. Ancak ekonomik olarak çok geri kalıyoruz. Bunlar araştırılmadan kişi başına düşen metrekare hesabı yapıldığı için hata buradan çıkıyor."

İSTİHDAMA KATKISI BÜYÜK

AVM'ler ciddi anlamda istihdam sağladığını vurgulayan Mehmet Sönmez sözlerini şöyle tamamladı: "Bir AVM'nin ortalama bin 500 kişilik bir işsizler ordusunu hayata bağladığını görüyoruz. Ayrıca satılan her ürün kayıt altında ve hiçbir vergi açığı yok. Bizler ciro bazlı kira da aldığımız için mağazaları sürekli kontrol altında tutuyoruz. Zaten markaların da kayıtdışı çalışmak gibi bir gereksinimi yok. Buna rağmen AVM'ler halen ülkenin gündeminde değil. Olaya perakende sektörü olarak baktığımız zaman ise dördüncü büyük sektör olduğunu görüyoruz. Ancak hükümetin programına alınmıyor. Başta yerel yönetimler ve hükümet olmak üzere bu noktada alınan kararlardan sektör olarak olumsuz etkileniyoruz. Sözgelimi yatırımlar yapılırken isteyen istediği yere kondurmak yerine bir şehir planlaması ölçeğinde gerçekleştirilebilir. Böylece AVM olmayan yerlere de yatırımlar kaydırılır."
Yeni Şafak