Bankalar neden kredi musluklarını kapattı? İşte İş Bankası Genel Müdürü Aran’dan çarpıcı açıklamalar…
İş dünyasından zaman zaman bankalardan kredi alamadıklarına yönelik kamuoyuna yansıyan şikayetler oluyor. Reel sektör temsilcileri krediye erişemedikleri için nakit darboğazı yaşadıklarından yakınırken, bir an önce sorunun çözüme kavuşturulmasını bekliyor.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre kur korumalı mevduat (KKM) hesabının büyüklüğü 102,2 milyar dolara yükselirken, bankacılar KKM hesabının kademeli olarak bitirilmesi gerektiği görüşünü savunuyor
Kur korumalı mevduat hesabı 2 trilyon liraya dayandı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre kur korumalı mevduat (KKM) hesabının büyüklüğü 102,2 milyar dolara yükselirken, bankacılar KKM hesabının kademeli olarak bitirilmesi gerektiği görüşünü savunuyor.
Dünya Gazetesi’nden Ece Ceyhun’un haberinde, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran kur korumalı mevduat hesabı ve kredi piyasalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kur korumalı mevduat hesabının şu anda sistemde çok önemli bir fonksiyonu yerine getirdiğini dile getiren Aran, KKM hesaplarının ulaştığı büyüklüğe dikkat çekerek birden kaldırılması halinde o paranın dövize yönelme riskine işaret etti. Aran, kur korumalı mevduat hesabının kademeli olarak bitirilmesi gerektiğine vurgu yaparak kademeli olarak bitirilmeden önce de Türk Lirası’na olan güvenin sağlanması ve yabancı para konusundaki beklentinin kırılması gerektiğini savundu.
HERKESE ÇOK FAYDA SAĞLADI
KKM ürününü savunduğu için çok eleştiri aldığını da dile getiren Aran, kur korumalı mevduat hesabının şu anda çok önemli bir faizi yerine getirdiğini ifade etti. Aran, KKM’nın Türkiye’de kur krizi çıkmasın diye bulunduğunu, Türk Lirası faizleri, enflasyon yüzde 50 veya yüzde 85 seviyelerindeyken yüzde 8,5’ta duruyorsa bunun KKM olmadan sağlanmasının mümkün olmadığını savundu.
KKM’nin bu politikanın destekçisi olan bir ürün olduğunun altını çizen Hakan Aran, şu anda düşük faiz politikasından yararlananlar varsa bunun kur korumalı mevduat sayesinde olduğuna işaret etti. O nedenle kur korumalı mevduat ürününün bu politikanın ayrılmaz bir bileşeni olduğunu vurgulayan Aran, bu ürünün hem ticaret sahibine hem kredi kullananlara hem bankalara çok önemli katkılar sağladığını söyledi. Beklentilerin çok iyi yönetilmesinin ve ekonomide güvenin tesis edilmesinin çok kıymetli olduğuna vurgu yapan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bunu bozacak olan her şeyden de kaçınmak gerektiğine değindi.
ENFLASYON 5 YILDAN ÖNCE İNMEZ
Yüksek enflasyon sorununa da değinen Aran, üretimde katma değer, verimlilik arttığı, israf kalktığı ve para doğru yere harcandığı zaman ekonomide düzelmeyecek hiçbir sorunun olmadığını savundu. Bunun başarılması halinde enflasyonu yüzde 10 ile 20 arasında bir bantta görüleceğini söyleyen Aran, ancak enflasyonun 5 yıldan önce tek haneye inmeyeceğini ileri sürdü. Aran, önceliğin enflasyonun inmesi değil sürdürülebilir kalkınma olmasının altını çizdi.
DÜŞEN FAİZİN KARŞILIĞI YOK
İş dünyasının krediye erişemediklerine ilişkin eleştirilere de değinen Aran, inmiş olan faiz oranlarının maalesef piyasada herhangi bir karşılığı bulunmadığına dikkat çekti. Aran, Merkez Bankası’nın politika faizinin yüzde 8,5’a indiğini ancak bunun ne kredilerde ne mevduatta herhangi bir karşılığının bulunmadığını kaydetti. Ancak Hakan Aran ekonomi yönetiminin politika faizine bir şekilde çıpalanmış bir kredi politikası izlemesi nedeniyle bunun ‘kredide karşılığının olduğunun’ söylenebileceğini, ancak bunun 1.4 katı, 1.8 aralığında kredi verilmesi halinde bankaların ceza ödemesi gerektiğine değindi.
Kredilerdeki sınırlamalara rağmen mevduatta sınırlamanın kalkmasıyla faizin yüzde 30’lu seviyelere geldiğine işaret eden Aran, bugünkü ortamda durumun bankalar için işin ters matematiğe döndüğünü, müşteriden yüzde 30 ile mevduat alıp ona yüzde 13,80’den kredi olarak kullandırması gerektiğine dikkat çekti.
Sektörde mevduat ve krediler arasındaki marj bozulduğu için bankaların da kredileri azalttığını söyleyen Aran, bankaların topladığı mevduat ve krediden zarar etmemesi için kendi büyüklüklerine göre kredileri azaltarak politikanın düzelmesini beklediğini bildirdi.