20 / 11 / 2024

Barış Onay: Kriz bütçeleri 2010'a damgasını vuracak!

Barış Onay: Kriz bütçeleri 2010'a damgasını vuracak!

Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Barış Onay, dünyadaki veTürkiye'deki ekonomik gelişmeleri emlakkulisi.com'a değerlendirdi




Türkiye'nin içinde bulunduğu kriz ortamında ekonominin genel bir değerlendirmesi
2010 yılı konusunda birçok farklı sektörden birçok farklı beklenti var. Bazıları 2010'un bir çıkış yılı olacağını beklerken bazıları da ikinci bir dip yaşanabileceğini, ya da belirgin bir düzelmenin görülmeyeceğini beklemekteler. Burada dikkat edilmesi gereken konu şu: 2009 her ne kadar bir kriz yılı olarak geçmiş olsa da, yine de bütçeleri 2008'de yapılmış bir yıldı. Fakat 2010 öyle olmayacak. Önümüzdeki yılın bütçeleri birkaç aydır hazırlanıyor. Bu da demek oluyor ki tam krizin ortasındaki yılda hazırlanan bütçeler ile yaşanacak bir 2010'a kendimizi hazırlamalıyız...

Türkiye'de ve dünyadaki genel durumu, inşaat, müteahhitlik, gayrimenkul, ve malzeme sektörüne ilişkin detaylı bilgi içeren ve 1999 yılından bu yana her yıl yayımladığımız Türk Yapı Sektörü verilerine göre, aşağıdaki şekilde iletmek isterim:

Dünyadaki Ekonomik Gelişmeler
Raporda yapılan yorumlara göre toparlanma, görece zinde kalan Asya'daki yükselen piyasaları önderliğinde değişik hızlarla ilerlemekte, fakat gelişmiş ekonomiler durgunluklarını ve hala hükümetlerin teşvik önlemlerine bağlı kalmayı sürdürmektedirler.

Raporda ayrıca her yükselen ekonominin aynı hızla küresel krizden kurtulmayacağı, toparlanma tam olarak oturmamış durumda iken ülkelerin teşvik önlemlerini devam ettirmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.

Dünya ülkeleri arasında 2009 yılında GSYH'sı en fazla artış gösteren ilk iki ülke, bir önceki yıl olduğu gibi, Çin ve Hindistan olmuştur. Bu iki ülkedeki gelirlerin artmasıyla doğan 2 milyardan fazla yeni tüketicinin küresel ekonominin büyümesine önemli bir katkı yaptığı belirtilmektedir.

Türkiye'deki Ekonomik Gelişmeler
2001 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrası uygulamaya konan programlar ve ekonomi politikaları neticesinde 2002 yılından bu yana hızlı bir büyüme süreci içerisinde olan ve 27 çeyrek dönem aralıksız büyüyen Türkiye ekonomisi, 2002-2006 yılları arasında ortalama %7,5'lik bir büyüme oranı yakalamıştır. Bu süreç, 2007 yılının temel dengelerinin korunmasına katkıda bulunmakla birlikte, sağlanan istikrar ortamının getirdiği yüksek büyüme sürecinin de son yılı olmuştur. Genel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve siyasi tartışmalar nedeniyle "kayıp yıl" olarak ilan edilen 2007'nin ardından, 2008 yılına da ortaya çıkan ABD kaynaklı küresel mali krizin etkileri damga vurmuştur.

ABD'nin finansal piyasalarında başlayıp, hızlı bir biçimde Avrupa'ya yayılan ve 2008 yılı son çeyreğinden itibaren derinleşerek Türkiye'yi de etkisi altına alan küresel kriz, 2009'da da devam etmiştir.

Yurtiçi ve yurtdışı talepteki daralma ile birlikte milli gelir büyüme rakamı 2008'in son çeyreğinde tam 27 çeyrek dönem sonunda ilk defa negatif gerçekleşmiştir. 2009'un ilk çeyreğinde de %14,3 ile tüm zamanların en yüksek gerilemesini yaşayan Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte %7 daralarak küçülmeye devam etmiş, üçüncü çeyrekte daralma hızı yavaşlasa da devam etmiş ve %3,3 olarak gerçekleşmiştir.

2009 yılının ilk üç çeyreği sonunda GSYH cari fiyatlarla 447,1 milyar USD (701 milyar TL) olmuştur.
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (GSSSO) reel olarak, 2009'un ilk çeyreğinde %27,5, ikinci çeyreğinde %24,3, üçüncü çeyreğinde %18,0 gerilemiş, böylece ilk dokuz ay sonunda küçülme oranı %23'ü bulmuştur. Bu dönemde kamu yatırımları %4 artarken, özel sektör yatırımları %27,7 gibi oldukça yüksek bir oranda azalmıştır.

İhracat 2009 yılında geçen yıla göre %23 gerilemiş, 2009 ihracatı 102 milyar dolarlık performansı ile 2007'deki 105 milyar dolarlık gerçekleşmenin bile altında kalmıştır.

Bütçe giderlerinin 267 milyar 275 milyon TL, bütçe gelirlerinin 215 milyar 60 milyon TL olduğu 2009 yılında, bütçe 52 milyar 215 milyon TL açık vermiştir.

2002 yılında 40 milyar TL olan bütçe açığının GSYH'ye oranı %11,5 iken söz konusu oran 2008'de %1,8'e inmiş, ancak 2009'da tekrar yükselerek %5,5 olarak gerçekleşmiştir.

DPT tahminlerine göre 2010 yılı merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının %4,9 olarak gerçekleşecek, 2011 ve 2012 yıllarında da sırasıyla %4 ve %3,2'ye düşecektir.

Küresel krizin etkilerinin hafiflemesi ve sıkı para ve maliye politikalarının devamı sayesinde enflasyonun aşamalı olarak yeniden azalma eğilimine girmesi halinde 2010 yılında Türkiye'nin büyümesi Uluslararası Para Fonu (IMF)  tahminlerine göre 2010 yılında %3,7 olacaktır. Ancak 2009 yılında Türkiye IMF tahminlerine göre %6,5, Devlet Planlama Teşkilatı tahminlerine göre ise %6 küçülecektir. DPT'nin 2010 yılı büyüme tahmini ise IMF'nin 0,2 puan üzerindedir (%3,9).

Dünyada İnşaat Sektörü
Küresel ekonomik kriz inşaat sektörünü öncelikle Kuzey Amerika'dan başlayarak etkisi altına almış, oradan Avrupa'ya sıçramıştır. Ancak, bu dönemde Doğu Avrupa ile Ortadoğu-Afrika Bölgeleri bu süreçten göreceli olarak daha az etkilenmişlerdir. 2009'da ise küçülme trendi Asya hariç tüm bölgelere yayılmıştır.

2010-2013 döneminde inşaat sektöründe en hızlı büyümeyi Asya ülkelerinin göstermesi beklenmektedir. Bu dönemde küçülen tek bölge ise Batı Avrupa olacaktır. Dünya genelinde inşaat sektörünün gelişiminin büyük ölçüde altyapı yatırımlarından kaynaklanacağı tahmin edilmektedir.

2009 yılında dünya genelinde 200 milyar dolar üzeri inşaat harcaması yapan ülkeler ABD (845,9 milyar USD), Çin (701,6 milyar USD), Japonya (571,2 milyar USD), İspanya (283,1 milyar USD), Fransa (272,6 milyar USD), İngiltere (270,8 milyar USD), Almanya (243,5 milyar USD), İtalya (237,8 milyar USD) ve Hindistan (214,8 milyar USD) olmuştur. Bu 9 ülkenin 5,5 trilyon dolarlık inşaat harcamasındaki toplam payı %65'dir.

Türkiye'de İnşaat Sektörü
İnşaat sektörü 2002 yılından 2008'e kadar gelişim göstermiştir. 2006 yılında sektör %18,5 ile en yüksek büyüme oranını yakalamıştır. 2007 yılında da büyüme eğilimi devam etmekle birlikte gelişme hızında bir küçülme söz konusudur. Ancak 2008 yılı pozitif gelişme eğrisinin tekrar kırıldığı yıl olmuştur. İnşaat sektörü 2008 yılında %8,2 küçülmüştür. 2009 yılında küresel krizin sektör üzerindeki etkisi daha da belirginleşmiş ve sektör bu dönem %19,5 daralmıştır.

Sektörün büyümeye katkısı (GSYH içindeki payı) bir önceki yıla göre 0,7 puan azalarak %5,2 olarak gerçekleşmiştir.

İnşaat sektörü 2008'in ilk çeyreğinden itibaren tam yedi çeyrek dönem arka arkaya daralmıştır. İlk dokuz ay sonunda sektörün cari fiyatlarla değeri 27,6 milyar TL olmuştur.

2009 yılının ilk dokuz ayında sabit sermaye yatırımları toplamı 119,2 milyar TL'yi bulurken, inşaat harcamaları toplamı 55,8 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir. İnşaat yatırımlarının %40'ı kamu sektörü, %60'ı ise özel sektör tarafından üstlenilmektedir.

Cari fiyatlarla kamu sektörü yatırımlarının 2009 yılının ilk üç çeyreği için değeri 25 milyar 207 milyon TL olurken, bunun %86'sını inşaat yatırımları oluşturmuştur (22 milyar 304 milyon TL). Bu dönemde kamu inşaat yatırımları %7,1 artmıştır.

2009 yılının ilk dokuz ayında özel sektör yatırımlarının cari fiyatlarla değeri 94 milyar 49 milyon TL olarak gerçekleşmiş, bunun %35'ini inşaat yatırımları oluşturmuştur (33 milyar 520 milyon TL). Bu dönemde özel sektör inşaat yatırımları %27,4 azalmıştır.

Devlet Planlama Teşkilatı hesaplamalarına göre 2010 yılında kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının %10,3,  özel kesim sabit sermaye yatırımlarının ise %7 oranında artması beklenmektedir.

TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe istihdam 2009 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %16,5 azalırken, inşaat sektöründe çalışılan saat de %14,6 azalmıştır.

Sektör oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. Konut kredilerinin geri ödenmesindeki güçlüklerin, inşaatçıların elindeki satılamayan konut stokunun, demir ve çimento başta olmak üzere inşaat malzemesi fiyatlarındaki büyük dalgalanmaların sorunları artırdığı ve derinleştirdiği gözlenmektedir.

Halen mevcut olan durum geleceğe yönelik olarak ciddi riskleri de barındırmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri, ülkemizdeki inşaat faaliyeti içerisinde konut sektörünün ağırlığının %60 düzeyinde olması, konut üretiminin tüm sektörlerden girdi kullanması ve bugüne kadar verilen konut kredilerinin geri dönmemesiyle ortaya çıkacak en ufak bir krizin bile domino etkisi yaratarak hem inşaat sektörünü hem de yüzlerce yan faaliyet alanını doğrudan etkileyecek olmasıdır. Bu bağlamda, sektörün ve firmaların riskleri ayrıntılı biçimde değerlendirerek kalıcı çözümler oluşturması gerekmektedir.

İnşaat sektörünün bu kriz ortamında nasıl bir kaldıraç rolü üstlenebileceği
Türkiye'de inşaat sektörü özellikle 1980'lerden sonra ciddi gelişme gösterdi. 1980'li yıllar, ülke ekonomisinin bütün alanlarında olduğu gibi inşaat alanında da önemli atılımlara sahne oldu. Sektörün yurtdışına açılımı da bu yıllarda yoğunlaştı. 1980-1989 döneminde yurtdışında üstlenilen projelerin toplam bedeli 12,3 milyar dolar oldu.

Daha sonraki yıllar, özellikle 2003-2008 dönemi yurtdışı müteahhitlik açısından parlak bir başarı öyküsü oldu. Türk müteahhitlerin 2003'de sadece 3,5 milyar dolar olan yıllık yeni iş tutarı 2008 sonunda 23,6 milyar dolara ulaştı, 70 ülkede gerçekleştirilen proje sayısı 5.000'i, toplam uluslararası iş hacmi ise 130 milyar doları buldu.

Son dönemde böylesine istikrarlı ve sağlıklı bir büyüme gerçekleştiren Türk müteahhitlik sektöründe üstlenilen projelerin niteliği ve büyüklüğü açısından da olumlu yönde değişimler yaşandı. Daha önceleri, küçük ölçekli ve emek yoğun teknoloji ile çalışılan sektörde, artık daha az sayıda ancak daha büyük ve entegre projeler üstlenilmeye başlandı.

Bilgi birikimimizin inşaat, gayrimenkul ve emlak sektörlerine katkıları
1968 yılında kurulan merkezimiz mimarlık alanının ve yapı sektörünün bilgi merkezi olarak hizmet veriyor; yapı sektöründe mal ve hizmet üreten kuruluşlar ile yine bu sektörde çalışan profesyonel yöneticiler, mimarlar, mühendisler, müteahhitler ve yapı malzemesi kullanıcısı tüm kesimler için hizmet üretiyoruz. YEM 40 yılı aşkın süredir, sektörde üretici ve kullanıcılar arasında ortak platformlar oluşturuyor. 

Az önce yapı sektörünün Türkiye'de ve dünyadaki gelişmelerini size aktarırken Türk Yapı Sektörü Raporu verilerini kullanmıştım. Sektöre bu konuda daha etkin bilgi akışı sağlamak, ekonomi içerisinden çok büyük etkiye sahip sektörün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yeni bir hizmet sunmaya başladık: Yapı sektörüne yönelik yurtiçi/yurtdışı veri ve analizlerini ekonomi odağında sunduğumuz bilgi portali yapiveri.com ...

Ülkemizde ve yurtdışında önemli pazarlarda güncel ve gelişmeye açık pazar eğilimleri nedir? Türk Yapı Sektörü'ndeki yerinizi biliyor musunuz? Yapı sektöründe güncel veriye hızla ve kolaylıkla ulaşabiliyor musunuz? Kimlerle aynı pazarı paylaşıyorsunuz? Bu soruların yanıtları ve daha fazlası için; Yapı sektörüne yönelik özel danışmanlık hizmeti verecek "www.yapiveri.com" 15 Mart itibarıyla yayında.
Portal yapı profesyonellerinin ve yapı sektörünü hedefleyen yatırımcıların günlük başvuru kaynağı olacak. Yayınlandığı tarihten itibaren inşaat ve yapı sektörüne yön veren çalışmalarından biri olan Türk Yapı Sektörü Raporlarının tamamına ve 35 ülkenin yapı sektörü verilerine artık yapiveri.com adresinden ulaşılabilecek. Portal ile kullanıcılara yapı sektörüne yönelik her türlü veriyi basit bir sorgulama tekniği ile analiz etme imkanı sunuyoruz.

yapiveri.com üye kullanıcısının, ürün geliştirirken, yatırım kararlarını verirken, pazarlama ve satış stratejilerini belirlerken, yurtdışı pazarları ve yerli-yabancı projeleri analiz ederken, ekonomi ve finans verileri ile yapı sektörü verilerini karşılaştırırken danışmanlık verecek en kapsamlı güncel bilgiye günlük olarak ulaşmasını sağlıyor. 

yapiveri.com portali inşaat sektörünün üst düzey yatırımcıları, girişimcileri, karar vericileri için bir bilgilenme kaynağı işlevi taşıyor. Kişiselleştirilebilir olma ve güncel bilgiye kolay ulaşım sağlama özelliklerine sahip olan portal, hem dönem dönem yatırım yapılabilecek alanları öne çıkartıyor, hem de sektörlerin geleceğini tarafsız bir gözle inceliyor. Uzman araştırma ekibi süregelen yurtiçi ve yurtdışı projeleri inceliyor, Türkiye ile beraber 35 ülkede inşaat sektöründeki yatırım olanaklarını ve güncel durumu verilerle ortaya koyuyor, geleceğe yönelik öngörüler yapılmasını kolaylaştırıyor.

Yapı Fuarları 33 yıldır katılımcı ve ziyaretçisine iş fırsatları yaratıyor...
Yapı-Endüstri Merkezi olarak, her yıl büyüyerek katılımcı ve ziyaretçi sayısını arttırmayı başaran, yapı sektörüne büyük ticari platformlar ve açılımlar sağlayan, Türk yapı sektörünün üç temel taşı olan, Yapı Fuarları ile yerli-yabancı, yapı sektörüne yön veren tüm firmaları 33 yıldır bir araya getiriyoruz. Yapı Fuarları, yerli ve yabancı yapı ürünlerini, yapı malzemesindeki yeni teknolojileri ve hizmetleri her yıl yaklaşık 150.000 kişilik yapı sektörü profesyoneli ile buluşturuyor. 

2009 senesinde de İstanbul,  Ankara  ve  İzmir  de düzenlediğimiz Yapı Fuarları ile sektöre hizmet verdik. Yarattığı ticari açılımlar sayesinde sektörü hareketlendiren, gelişimine katkıda bulunan ve 1978'den bu yana aralıksız başarıyla sürdürdüğümüz Uluslararası Yapı Fuarı İstanbul 2009 yılında, 60.000 m2 alanda, üretim alanlarına göre gruplanmış 10 ayrı salon ve açık alanda 101 bin 041 kişi ziyaret etti. Fuarımızı yürüttüğümüz başarılı tanıtım çalışmaları ve işbirliklerimiz sonucunda, yurtiçi ve yurtdışından pek çok ülkeden alım heyetleri ziyaret etti. Fuarlar çerçevesinde yürüttüğümüz, hem yurtiçinden hem de yurtdışından büyük ilgi gören alım heyeti ve ticari işbirliği organizasyonlarımız ile katılımcı ve ziyaretçilerimize ticari alanda iş fırsatları sunuyoruz.  

Yapı Fuarlarının yanısıra, 40 yılı aşkın süredir mimarlık ve yapı sektörünün bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi olarak sektöre fayda sağlayan diğer etkinliklerimizi aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
Mimarlık, şehircilik, peyzaj tasarımı, iç mimarlık, endüstri tasarımı, sanat konu başlıklarında bugün sayısı 150'yi aşan ansiklopedi, sözlük, kitap, dergi ve katalog vb. ürünlerimizle profesyoneller için olduğu kadar bu alanlara ilgi duyanlara da hizmet veriyoruz. 1973 yılından bu yana, Türkiye'nin en uzun ömürlü dergilerinden biri olarak mimarlık kültürü alanında özel bir yere sahip YAPI Dergisi ile yapı sektörüne ve mimarlık alanına katkıda bulunuyoruz. Mimarlar Odası yayınları olan MİMARLIK ve EGE MİMARLIK Dergilerinin yayım organizasyonu ile mimarlara hizmet veriyoruz. 1973 yılından bu yana yapı malzemeleri, teknoloji ve sektörel hizmetler alanında ülkemizdeki en kapsamlı başvuru kaynağı olan Yapı Kataloğu'nu hazırlıyoruz. Bu kataloğu, çok daha detaylı bilgiler içerecek şekilde aynı zamanda yapikatalogu.com adresinden de sektörün ve ilgililerin ücretsiz kullanımına açıyoruz.

Sanal ortamdaki mimarlık müzemiz, mimarlikmuzesi.org ile, Türk ve dünya mimarlık mirasını oluşturan, ulaşılabilir her türlü belge ve tanıklığı hem sergiliyoruz. arcmuseum.org adresinden İngilizce olarak da izlenebilen müze bilgileri ile Türk mimarlığının yurtdışında tanınması için katkıda bulunuyoruz.

Türkiye'nin mimarlık, tasarım, kültür, sanat ve şehircilik alanlarında uzmanlaşmış tek kitabevi olan YEM Kitabevi ile sektörün bilgi kaynağına daha rahat ulaşması için çalışıyoruz.

Yapı sektörüne yönelik araştırmalar yapıyor, bilgileri en güncel ve vizyon çizecek uzman yorumları eşliğinde sektöre sunuyoruz. Yapı sektörünün internet üzerindeki haber ve bilgi kaynağı olan yapi.com.tr ile yılda yaklaşık 2 milyon 500 bin kişiye bilgi akışı sağlıyoruz. Mimarlık tasarım yayın platformu mimarizm.com ve Türkiye'nin önemli şantiyecilerinin arşivini içeren santiyeciler.com ile alanlarına özel bilgi hizmeti veriyoruz.

YEM Etkinlikler başlığı altında mimarlık, yapı sektörü ve ilişkili alanlara yönelik olarak yıl boyuna yayılan bir programda; toplantı, kongre, panel, sempozyum, yarışma, atölye, sergi, konferans ve geziler düzenliyoruz. 

İnşaat sektöründeki anlayışların nereden nereye geldiği (örneğin 1995'li yıllardan bu gün inşaatlara ve inşaatçılığa bakış açısının geçirdiği değişim)
İnşaat sektörümüz 99 depremi öncesinde geleneksel yöntemlerle, şartnamelerin etrafında dolanarak iş yapılan, küçük oyuncuların bulunduğu bir genel görüntü çizmekteydi. Fakat depremle birlikte yaşanan yıkım bunun böyle devam edemeyeceğinin göstergesi oldu. Bu tarihten sonra pilot uygulaması başlayan yapı denetimi sistemi ile bir anda uygulanmasının zorunlu olduğu tekrar hatırlanan teknik şartnamelerin inşaatlarda aranması, kaliteyi yükselten ve piyasadaki acemi oyuncuları eleyen bir etki yarattı.

Bu ilk değişimden sonra da Türkiye'de faizlerin ve enflasyonun gittikçe düşmesi paradan para kazanma dönemini kapatınca, gayrimenkul sektörü canlandı. Eskinin müteahhidi kendisini geliştirici, mal sahibi ve gayrimenkul yatırımcısı hatta işletmecisi pozisyonunda bulmaya başladı. Bu da sektörde kurumsallaşmanın artmasını beraberinde getirdi. Bugün on sene öncesine göre çok daha büyük oyuncuların bulunduğu ve böylece standart ve yönetmeliklere çok daha yüksek oranda uyulan bir inşaat sektörümüz böylece yaratıldı.
emlakkulisi.com


Geri Dön