Başak Soner Türkiye'nin ilk emlak PR ajansını kurdu!
Konut projelerinin gazete sayfalarını kaplayan reklamları yetmeyince, müşteri tavlamak için birbirinden ilginç halkla ilişkiler kampanyaları devreye girdi. Renklenen sektör yeni bir iş alanı yarattı: EMLAK PR
Gazetelerde her gün onlarca konut projesinin ilanlarını görüyoruz. Kimi cazip fiyat avantajı sunuyor, kimi ev alana araba hediye ediyor. Havuzu, spor salonu, otoparkı olan projeler bir noktadan sonra insanların kafasını iyice karıştırıyor. Aynı sosyal donatılar ve benzer fiyatlar arasında seçim yapmakta zorlanan insanlar çoğu kez
projelerin isimlerini bile hatırlayamıyorlar. Oysa bir halkla ilişkiler etkinliğiyle dikkatleri toplamak ve benzerlerin arasından sıyrılmak mümkün.
Müzik eşliğinde kokteyl modası geçti
Gazeteler, hafta sonu ailenizle birlikte brunch'a çağıran, pikniğe davet eden ilanlardan geçilmiyor. Arabanıza binip 20-30 km yol yapmaya üşenmeyesiniz diye size eğlenceli bir gün vaat ediyorlar. Hava koşulları uygunsa bol oksijenli bir ortamda çimenlere yayılabilir, hemen oracıkta konser veren bir orkestranın melodileriyle dans edip coşabilirsiniz. Satın almayı düşündüğünüz konutun havuzunda yüzebilir, güneşlenebilirsiniz. Üstelik gittiğiniz yerde sizi çeşit çeşit ikramlar da bekliyor. Konut edinmeye niyetliyseniz tüm bunlar elbette bir katma değer oluşturuyor ve satın alsanız da almasanız da keyifli bir gün geçireceğinizi düşünerek davete katılıyorsunuz.
Bedava yemek ve içkiyle müşteri tavlamak
Proje tanıtım ofislerinde müşteri temsilcileri sizi el üstünde tutuyor. Tanıtım turunu tamamladıktan sonra hemen çıkıp gitmeyesiniz diye masaların üzerinde tabak tabak yiyeceklerle doldurulmuş; ellerinde tepsilerle dolaşan garsonlar ve hatta amerikan barda dilediğiniz içeceği hazırlamak üzere görevli barmenler bile mevcut.
Eskiden fuarlarda da aynı yöntemle ilgi çekmeye çalışılırdı. Standlar arasında dolaşırken ikram yapılan yerlerin diğerlerine kıyasla daha kalabalık olduğunu görürdünüz. İkram, sizin söz konusu standta daha fazla zaman geçirmenizi ve bu arada tanıtılan ürünün özelliklerini dinlemenizi sağlayan bir tür yemdi.
Halkla ilişkilerin sihirli değneği
Ancak büyük konut üreticileri sadece bu yöntemlerle satış yapılamayacağını görmüş olmalı ki artık ilginç tanıtım etkinlikleri düzenlemeye ve halkla ilişkiler alanına giren değişik önerilere sıcak bakıyorlar. Müşterilere ulaşmak istiyorsanız yapacağınız davetin şeklinde de, içeriğinde de fark yaratmanız gerekiyor.
Başak Soner Emlak PR'ı kurdu
Uzun yıllar TURYAP'ta yöneticilik yapan Başak Soner, geçtiğimiz ay görevinden ayrılarak gayrimenkul sektörüne yönelik halkla ilişkiler faaliyetleri gerçekleştirmek üzere bir adım attı. Kendi adına kurduğu
EMLAK PR markasıyla, gayrimenkul sektöründeki deneyimlerinin ışığında yine aynı sektöre yönelik projelerin (PR/ public relations) halkla ilişkiler kampanyalarını gerçekleştirecek. www.emlakpr.com adresli sitesinde son on yıl boyunca satışını üstlendikleri, Türkiye'nin en tanınmış markalı konut projelerine ne tür tanıtım desteği verdiklerini detaylarıyla anlatan Soner, açık artırma ve kampanyalar, sosyal sorumluluk projeleriyle desteklenen satışların fark yarattığını belirtiyor.
Pehlivanlı takas kampanyası
Binlerce konutun pazara sunulduğu bir dönemde "nasıl bir farklılık yaratabiliriz?" sorusuyla yola çıkan ve "meydan okuyoruz" sloganıyla boy gösteren Emlak Takas kampanyasını örnek gösteriyor. Türkiye genelinde uygulanan kampanyayla binlerce kişinin gayrimenkulünü takas etmeye koştuğunu söylüyor.
Başak Soner:
Önce kim meydan okur diye düşündüm. Aklıma yağlı güreşler geldi. "İki yiğit çıktı meydane, ikisi de birbirinden merdane..." diye er meydanlarında davul zurna eşliğinde ortalığı inleten cazgırları anımsadım. Bir cazgır bulayım, gelsin meydan okuyoruz diye bağırsın dedim. Kırkpınar'ın en meşhur cazgırını bulup konuştum. Meğer bu bir
ekip işiymiş. Beraberinde davulcu ve zurnacı da olmalıymış. Onlarla da anlaştık. Beş yıldızlı otelde bir basın toplantısı düzenleyeceğiz, açılışı davul zurna eşliğinde cazgır yapacak. İyi de, hani meydana çıkacak pehlivan? Yağlı güreşlerle ilgili ne varsa okuyorum, bilenlere soruyorum, derken metroseksüel pehlivan diye habere rastladım. Baktım spor akademisinde okuyan genç ve yakışıklı bir delikanlı, saçları uzun olduğu için bu lakapla tanınıyor. Hemen aradım ve İstanbul'a çağırdım. Pehlivanı bebe yağıyla yağladık
Basın toplantısının sabahında yağ krizi yaşadık. Pehlivanın manda derisinden yapılan güreş kıyafeti (kıspet) meğer yağlanmadan giyilemeyecek kadar sert olurmuş. Sahneyi kurmuşuz, satenlerle kaplamışız, zeytinyağı sürsek hem kokacak hem de her yer vıcık vıcık yağ olacak. Pehlivan konukların arasında dolaştıkça insanlar
tedirginlik yaşayacak. Koca bir şişe bebe yağı aldım, pehlivanı yağladık.
Sabahın köründe davul zurna çaldık
Bu kampanyayla yalnız oteli değil kampanyanın sonraki etaplarında da gittiğimiz her şehri birbirine kattık. Emlak takas yöntemi öylesine benimsendi ki tek projeyle sınırlı kalmayıp aylarca pek çok konut projesinin dahil olmasıyla yurt çapında bir kampanyaya dönüştü.
Sosyal sorumluluk projeleri zekat gibi algılanıyor
Türk insanı yardımsever; bölüşmek, paylaşmak genlerimizde var. Bir mala sahip olurken, üretici firmanın, elde edeceği geliri hayırlı bir işte kullanması, alıcıya o hayra ortak olduğunu düşündürüyor. Okul yaptıran, burs veren, spor takımı kuran işadamlarının projeleri prestij kazanıyor.
Binlerce konut üreten bir tane de engelli merkezi yapamaz mı?
Gayrimenkul sektöründeki büyük oyuncuların sosyal sorumluluk projelerine destek vermelerinde iki yönlü kazanç sağlanacağını vurgulayan Başak Soner, halkımızın bu çabayı mutlaka takdir edeceğini belirtiyor. Aynı zamanda 15 yıldır Türkiye Sakatlar Derneği İkinci Başkanı olan Soner, "engellilerin evden çıkamadığı, spor yapma imkanı bulamadığı bir ülkede yaşıyoruz, inşaatlarımızın kalitesi yurt dışında bile kabul görüyor ancak kendi ülkemizde engelli vatandaşımızın hayatını güzelleştirmekten aciz durumdayız" diyerek müteahhitlere
sesleniyor.
Kendini kötü hissediyorsan iyilik yap
Projeleri satışa çıktığı anda kapışılan bir Ağaoğlu, neden engelliler için de bir bina inşa etmesin? Veya bir engelli basketbol takımına sponsor olarak adını taçlandırsa fena mı olur? İnsanların iç huzuruna kavuşabilmek için sosyal projelere yönelmesi gerektiğini savunan Soner, önümüzdeki süreçte gayrimenkul sektörünü engelli camiasıyla buluşturacak büyük bir projeyi hayata geçirmeyi hedefliyor. "Gayrimenkul sektörünün içinden geliyorum, öte yandan yıllardır Türkiye Sakatlar Derneği'nde ve Engelli Yıldızlar Basketbol takımında yöneticilik yaptım, bu iki camiayı bir araya getirmek için elimden geleni yapacağım."
Gayrimenkuller satıldı, geliriyle engellilere lokal yapıldı
2006 yılında TMSF gayrimenkullerini müzayede ile satışa sunduğumuzda, elde edilen gelirin bir kısmını Türkiye Sakatlar Derneği'ne bağışlama kararı aldık. O dönemde Avrupa Yakası'nda oynayan Bülent Polat'ın (Şesu'nun) katıldığı basın toplantımızda bunu ilan ettiğimizde gazete ve televizyonlarda defalarca yer aldı ve kamuoyunun büyük ilgisini çekti. Müzayedeye rekor katılım sağlandı. İnsanlar paranın hayırlı bir amaca aktarılacağını duyunca pey miktarını seve seve artırdılar ve neticede derneğin Aksaray'daki merkez lokalini tümüyle yeniledik.
Şirket kazandı, TMSF kazandı ama en önemlisi engelliler kendilerine uygun, modern ve son derece şık bir mekan kazandılar. Bundan güzel bir şey olabilir mi?
0 532 257 75 44