Batis'in Kahvehanesi restore ediliyor
İzmir'in Urla İlçesi İskele Mahallesi'nde, tarihe tanıklık eden ender binalardan biri olan ve 'Batis'in Kahvehanesi" olarak bilinen binada restorasyon çalışmaları başladı.
Nobel Ödüllü şair Yorgo Seferis'in anılarında adının 'Batis'in Kahvehanesi' olarak geçmesiyle daha önce hangi amaçla kullanıldığı öğrenilen ve 1979 yılına kadar ikametgah olan bina, sahiplerinin girişimleri sonucunda İskele'ye yeniden kazandırılacak. Sapasağlamken mülkiyet sorunu yüzünden yıkılır hale gelen bina 1987 yılında yeni sahiplerine geçti. İki işadamı binanın restorasyonunu yaparak ilçeye kazandırmak için kolları sıvadı. 1989'da bir proje hazırlandı. Tam uygulamaya geçmek üzereyken devletin kamulaştırma isteğine, mülk sahiplerinin itirazı üzerine, mahkemelik olundu. Kamulaştırma için önerilen rakamlar bina sahiplerine düşük gelirken, onların istediği rakam da kamu kuruluşlarına yüksek geldi. Bu anlaşmazlığın sonuçlanması tam 10 yıl sürdü. Mahkeme yerin mülk sahibinde kalmasını kararlaştırdı, ancak geçen sürede olan tarihi binaya oldu. Rüzgar, yağmur, dalgalar, deniz kenarındaki bakımsız kalan yapıyı iyiye yıprattı ve 1989 yılında hazırlanan proje uygulanamaz hale geldi. Aradan geçen yılların ardından mülk sahipleri binayı İskele'ye kazandırmak için tekrar girişimde bulundu ve MŞB İnşaat ve Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile restorasyon için anlaşmaya varıldı.
'BATİS'İN KAHVEHANESİNDE TEKRAR ÇAY İÇİLSİN'
MŞB İnşaat ve Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şafak Baran, mülk sahipleriyle el ele vererek "Batis'in Kahvehanesi'nde tekrar çay içilsin" diye harekete geçtiklerini söyledi. Binanın restorasyonu için hazırladıkları projeyi İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na verdiklerini, gerekli izinlerin ve onayların alınmasının ardından, çalışmalara başladıklarını belirten Baran, "Binanın kullanılabilecek, kütük ve taş gibi malzemeleri fotoğraflanarak söküldü. Sağlam kalan tek cephe bırakıldı. Temel sağlamlaştırılması yapıldı ve duvarlar örülmeye başlandı. Bire bir aynı binayı yapıyoruz. Üst katı mesken, alt katı kahvehane. Avlusu var. Kemerleri var. Kütükler var. Santim santim ilerliyoruz. 2010 yılının sonuna doğru tamamlamayı planlıyoruz" dedi. Gerek kendisinin gerek mülk sahiplerinin mesleki alanlarının dışında bir alana el attığını kaydeden Baran, şöyle devam etti:
"Restorasyonun ardından binanın işletmesi söz konusu olacak. Üst katta 10 oda var. Belki Seferis'in oteli gibi bir apart düşünülebilir. Alt katı belki bir Rum meyhanesi olur. Urlalılar, 'içki sokmayın, yine çay içilecek bir kafe olsun' diyor. Yani sonrasına hep birlikte karar vereceğiz."
DÖNEM MİMARİSİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Batis'in Kahvehanesi konusunda araştırmalar yapan Ayla Savaş Bakır, binanın 19'uncu Yüzyıl'a ait Osmanlı dönemi liman yapılarından biri olduğunu söyledi. Alt katı kahvehane olarak kullanılan dükkan, üst katı ise konut olan binanın, kemerli yapısıyla dikkat çektiğini kaydeden Bakır, bunun da İskele'de o dönemin mimarisi hakkında önemli bilgiler verdiğini söyledi.
İskele Mahallesi'nin 19'uncu Yüzyıl'da bir ticaret merkezi olduğunu ifade eden Bakır, "Yukarı kısımdaki ilçe merkezinden gelen mallar aşağıya yani İskele'ye inerdi. Urla, tıpkı Foça ve Çeşme gibi İzmir Limanı'nı destekleyen yan limanlardan biriydi. O dönemde ticaretle daha fazla Rumlar ilgilenirdi. Ancak Rumların yanısıra başta liman görevlileri olmak üzere Türkler de vardı. Batis'in Kahvehanesi'nin bu noktada bir buluşma yeri ve İskele'nin sosyal mekanı olduğunu söylebiliriz" dedi.
Batis'in Kahvehanesi ile ilgili pek fazla bilgi bulunmadığını ve adını ilk kez Yorgo Seferis'in anılarıyla duyurduğunu kaydeden Bakır, "Seferis İzmir doğumludur. Annesi ise Urlalı. Dolayısıyla yaz aylarını daha çok Urla'da ve İskele'de geçirir. Anılarında da İzmir'den çok Urla'dan bahseder. Biz de Batis'in Kahvehanesi'ni ilk ondan duyduk. Ayrıca benim yaptığım araştırmalar sonucunda, bir başka kaynakta yine bir kartpostala rastladık. Bu kartpostal, Seferis'i teyit etmiş oldu" dedi.
Bakır, Seferis'in 1907 yılında 7 yaşındayken bu kahvehanenin kemerleri altında çekilmiş bir fotoğrafı bulunduğunu belirterek, ön planda Yorgo Seferis ve kardeşleri İonna ile Angelos ve bir başka kız çocuğu bulunduğunu, bir kayıkçı ile başka çocukların da onlara eşlik ettiğini söyledi.
'BATİS'İN KAHVEHANESİNDE TEKRAR ÇAY İÇİLSİN'
MŞB İnşaat ve Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şafak Baran, mülk sahipleriyle el ele vererek "Batis'in Kahvehanesi'nde tekrar çay içilsin" diye harekete geçtiklerini söyledi. Binanın restorasyonu için hazırladıkları projeyi İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na verdiklerini, gerekli izinlerin ve onayların alınmasının ardından, çalışmalara başladıklarını belirten Baran, "Binanın kullanılabilecek, kütük ve taş gibi malzemeleri fotoğraflanarak söküldü. Sağlam kalan tek cephe bırakıldı. Temel sağlamlaştırılması yapıldı ve duvarlar örülmeye başlandı. Bire bir aynı binayı yapıyoruz. Üst katı mesken, alt katı kahvehane. Avlusu var. Kemerleri var. Kütükler var. Santim santim ilerliyoruz. 2010 yılının sonuna doğru tamamlamayı planlıyoruz" dedi. Gerek kendisinin gerek mülk sahiplerinin mesleki alanlarının dışında bir alana el attığını kaydeden Baran, şöyle devam etti:
"Restorasyonun ardından binanın işletmesi söz konusu olacak. Üst katta 10 oda var. Belki Seferis'in oteli gibi bir apart düşünülebilir. Alt katı belki bir Rum meyhanesi olur. Urlalılar, 'içki sokmayın, yine çay içilecek bir kafe olsun' diyor. Yani sonrasına hep birlikte karar vereceğiz."
DÖNEM MİMARİSİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Batis'in Kahvehanesi konusunda araştırmalar yapan Ayla Savaş Bakır, binanın 19'uncu Yüzyıl'a ait Osmanlı dönemi liman yapılarından biri olduğunu söyledi. Alt katı kahvehane olarak kullanılan dükkan, üst katı ise konut olan binanın, kemerli yapısıyla dikkat çektiğini kaydeden Bakır, bunun da İskele'de o dönemin mimarisi hakkında önemli bilgiler verdiğini söyledi.
İskele Mahallesi'nin 19'uncu Yüzyıl'da bir ticaret merkezi olduğunu ifade eden Bakır, "Yukarı kısımdaki ilçe merkezinden gelen mallar aşağıya yani İskele'ye inerdi. Urla, tıpkı Foça ve Çeşme gibi İzmir Limanı'nı destekleyen yan limanlardan biriydi. O dönemde ticaretle daha fazla Rumlar ilgilenirdi. Ancak Rumların yanısıra başta liman görevlileri olmak üzere Türkler de vardı. Batis'in Kahvehanesi'nin bu noktada bir buluşma yeri ve İskele'nin sosyal mekanı olduğunu söylebiliriz" dedi.
Batis'in Kahvehanesi ile ilgili pek fazla bilgi bulunmadığını ve adını ilk kez Yorgo Seferis'in anılarıyla duyurduğunu kaydeden Bakır, "Seferis İzmir doğumludur. Annesi ise Urlalı. Dolayısıyla yaz aylarını daha çok Urla'da ve İskele'de geçirir. Anılarında da İzmir'den çok Urla'dan bahseder. Biz de Batis'in Kahvehanesi'ni ilk ondan duyduk. Ayrıca benim yaptığım araştırmalar sonucunda, bir başka kaynakta yine bir kartpostala rastladık. Bu kartpostal, Seferis'i teyit etmiş oldu" dedi.
Bakır, Seferis'in 1907 yılında 7 yaşındayken bu kahvehanenin kemerleri altında çekilmiş bir fotoğrafı bulunduğunu belirterek, ön planda Yorgo Seferis ve kardeşleri İonna ile Angelos ve bir başka kız çocuğu bulunduğunu, bir kayıkçı ile başka çocukların da onlara eşlik ettiğini söyledi.