Bina yıkımlarında 'asbest' tehlikesi!
Bina yıkımları sırasında toz dumanı ile ortaya çıkan asbest, ölümcül risk taşıyor. Peki asbestten nasıl korunmalı? Hangi önlemler alınmalı? İşte detaylar...
İstanbul Zeytinburnu’nda dün daha önce camlarının patlaması sebebiyle tahliye edilen 5 katlı bina çöktü.
Evrensel Gazetesi'nden Ramis Sağlam'ın haberine göre; Ankara'da da çökme riski olduğu nedeniyle kontrollü yıkımı yapılan 8 katlı Açelya Apartmanı'nın yıkımında oluşan görüntülerin ardından Asbest Söküm Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, ortaya çıkan tehlikeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Ensari, kentsel yıkımlarda meydana gelen asbest lifleri mikrometre ve hatta nanometreye kadar küçülebilen gözümüzün göremeyeceği küçüklükte lifsi iğnemsi 1. derece kanserojen tozlarına karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu.
Hafif ve lifimsi yapısı sebebiyle havada askıda kalabilen ve rüzgarlanmayla beraber, çevreye ve kilometrelerce uzaklıkta kalan yerlere bile kolay şekilde yayılabildiğine dikkat çeken Mehmet Şeyhmus Ensari, “Asbesti 1200 °C üzerinde yakamadığımız sürece yok edilemez” dedi. Tozumaya başlayan asbestten tek korunma imkanının uzak kalmak ve solumamak olduğuna vurgu yapan Ensari, “Asbestin ne aşısı mümkündür ne de bağışıklık hücrelerimiz asbesti yenebilmektedir. İyi huylu hastalıkları süründürerek kötü huylu hastalıkları acı çektirerek ölüme götürür” diye konuştu.
“KİTLESEL ASBEST MARUZİYETİ ORTAYA ÇIKMAKTADIR”
Ensari, ayrıca kentsel dönüşümden veya depremde hasar görmüş yapılardan kaynaklı yıkımlarda Türkiye'nin asbestle olan tehlikesinin her geçen gün arttığına dikkat çekti. Asbest maruziyetinin minimum seviyeye düşürülmesi gerektiğini dile getiren Ensari, “Başta yetkili bakanlıklar ve belediyeler vatandaşın asbest solumasını seyrediyorlar. Tüm iş birliği çağrımıza rağmen bugüne kadar sadece Mersin Yenişehir Belediyesi dışında olumlu cevap alamadık. Bakanlıklar Mevzuattan dolayı kendilerini sorumlu tutmuyorlar ve tüm hukuki sorumluluğu yıkım ruhsatı düzenleyen belediyelere veriyorlar” şeklinde konuştu.
Belediyelerin, bu tehlikenin farkında olmadığını ve yeterli bilgi sahibi olmadığını belirten Ensari, “Birçok yıkımların asbest envanter raporu yıkımı hurda karşılığı yapacak firmalardan istenmekle çok büyük hata yapılmaktadır. Asbest raporu sahte olan yapıların yıkımından kaynaklı ortama yayılan asbest tozlarının önlenmesi için gerekli ne ‘toz bastırma’ ne de ‘toz perdeleme’ sistemleri kullanılmamaktadır. Bu nedenle Asbest envanter raporları istenmeyen veya kağıt üzerinde yapılarak tehlike göz ardı edilmekte ve dünyada eşi benzeri görülmeyecek kitlesel asbest maruziyeti ortaya çıkmaktadır” açıklamasında bulundu.
YIKIMDA ASBEST DIŞINDAKİ TEHLİKELİ PARTİKÜLLER
Bina yıkımlarında asbest tozlarının dışında cıva, kurşun, Pcb, Pbb, kadmiyum, Cr6, küf mantarı ve silika tozları gibi tehlikeli atık partiküllerinin de ortamda yayıldığının altını çizen Ensari, vatandaşlara korunmak için tavsiyeler verdi. Ensari, öncelikle bölgeden uzaklaşılması ve yıkım süresince başka ilçelerde kalmayı tavsiye ederken, yıkımların yakınına gidip izlemenin tehlikeye direk maruz kalmak olduğuna vurgu yaptı.
Ensari, “Asbeste maruz kalmamak için mümkün mertebe evlerden dışarı çıkılmaması, pencere açılmaması gerekir. Tek kullanımlık FFP3 toz maskesi kullanalım. Kıyafetlerimizi binamıza girmeden çırpalım, eve girince banyoda çıkaralım, ters çevirelim ve bir poşete koyalım tozun ev ortamına yayılmasını önlemiş oluruz. Bundan sonra makinede yıkayalım. Yıkım süresince evimize girmiş olan tozları hepa filtreli elektrik süpürge ve ıslak bezle (bezi tekrar kullanmamak gerekir) temizleyebiliriz. Ayrıca yıkım ekiplerinde çalışan işçi, operatör, teknik eleman vb. çalışanların birer meslek hastası ve kanser adayı olduğunu göz ardı etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümde ölümcül tehlike: Asbest!