Sektörel

Binalarda mülkiyet hakkı!

Posta Gazetesi yazarlarından Tamer Heper bugünkü köşe yazısında okuyucularından birinin sormuş olduğu soruya karşılık binalarda mülkiyet hakkı konusuna değindi. Peki mülkiyet hakkı nedir?

Müteahhitlerin teşviki ile üçte iki oyla binaların yıkılmasına karar alınıyor. Bunun yanlış olduğunu ben de mesleğim gereği biliyorum. Bir binanın müteahhide verilmesi ve yıkımı için tüm bağımsız bölüm maliklerinin oyu gerekir. Şimdi bizim binada da böyle bir toplantı yapılacak. Toplantıya katılmasam yıkım karar alınabilir mi? • M.Ş. 


Bildiğiniz doğru. Mesleğinizi de yazmışsınız, evet mesleğiniz gereği de durumu bilmeniz gerekir. Bir binanın müteahhide verilip yıkılıp yeniden yapılabilmesi için tüm bağımsız bölüm maliklerinin bu karara katılması şarttır. Bunun en bariz örneğini senelerce müteahhitler verdi. Şöyle: Bir müteahhit gözüne kestirdiği bir binada ucuza bir daire satın aldı, kendisinden başka hiçbir müteahhide binanın yıkımı için çıkacak karara katılmadı, bina kat malikleri de neticede bu dairenin sahibi müteahhide inşaatı vermek zorunda kaldı. Bu iş senelerce böyle sürdü gitti. Şimdi ne oldu da üçte iki ile karar verilir deniliyor, değişen bir şey yok. 

Okuyucumun binasında da durum bu. Şayet binanın kat karşılığı müteahhide verilmesi görüşülecek ise bu yöndeki karara okuyucumun da katılması şart. Bu konuda karar toplantıya katilanların tümünün oyu ile alınır anlamı çıkmaz, tüm bağımsız bölüm maliklerinin oya katılması gerekir. 


Hukukta, mülkiyet hakkı diye bir kavram vardır. Mülkiyet hakkı mutlak haklardandır. 

Hiç kimse yasal bir dayanağı olmadan mülkiyet haklarımızı ihlal edemez, bunu ihlal eden bir yasa çıktığında da Anayasa Mahkemesi iptal eder. Ancak son yıllarda toplumun kafasından bu mülkiyet hakkı kavramı silindi. En son örnek de üçte iki oyla malının elinden alınabileceği görüşünün benimsetilmesi oldu. Artık vatandaşın malına ve hakkına sahip çıkması gerekir. Ben mesleğimi aktif olarak yaptığım için işim gereği şehrin en ücra köşelerine girip çıkan biriyim. Yıkılmaya yüz tutmuş, izinsiz, denetimsiz nice binalar dururken şehrin rantı en yüksek caddelerinde yıkım başladı. Peki mesele vatandaşın canını koruma meselesi ise o kırık dökük binalarda ama rantı olmayan köşelerde oturan vatandaşın canının kıymeti yok mu? Niye müteahhitler oralara girmiyor? 


Okuyucumun toplantıya katılmaması halinde olumlu oyu alınamayacağından müteahhide devretme ve binanın yıkımı konusunda karar alınamaz, alınırsa bile iptali mümkündür. Yukanda anlattığım husus kamu kurumlan tarafından depreme dayanıksız kabul ve ilan edilmiş binalar ve alanlar için değildir, bunlar için işleyen prosedür farklıdır. 


Posta