Emlak Terimleri

Bir eve iskan neden verilmez?

İnşaat çalışmaları sona erdikten sonra alınması gereken iskan belgesi düzenleniyor. Ancak bazı binalar iskan belgesini alamıyor. Peki, bir eve iskan neden verilmez?Ev satın alma sürecinde olan kimselerin karşısına iskansız yapılar çıkabiliyor

İskan, ruhsatlı binalar için ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlandığını gösteren; ruhsat bilgilerini inşaatın bitim tarihini, tapu kaydını, adresini, bağımsız bölümlerin cinslerini, numaralarını, arsa paylarını, metrekarelerini, sınıflarını, mal sahiplerini gösteren belgeye deniyor.

Ev satın alma sürecinde olan kimselerin karşısına iskansız yapılar çıkabiliyor. Bu yapılara iskan verilmemesinin nedenleri değişkenlik gösterebiliyor. Öyle ki kimi zaman iskan sadece müteahhit yüzünden alınmamış olabiliyor. Peki, bir eve iskan neden verilmez?

BİR EVE İSKAN NASIL ALINIR?

İskan alma sorumluluğu inşaattan sorumlu olan müteahhit veya inşaat şirketinde oluyor. Bu kişiler belediyelerin imar müdürlüklerine verecekleri dilekçe ile iskan almak için başvuruda bulunabilir. 

Başvuru sonrası belediyelerin teknik ekiplerince inşaat alanı kontrolleri yapılır. İskan ruhsatının çıkması için yapı ruhsatı başvurusuna uygun ve burada belirlenmiş olan şartların yerine getirilmiş olması şartları aranır. Bina ruhsatına uygunsa iskan ruhsatı verilir.

BİR EVE İSKAN NEDEN VERİLMEZ?

İnşaatı bitmiş ancak müteahhit veya inşaat firmasının binayı önceden onaylı projeye, imar planına ve deprem yönetmeliğine uygun yapmaması, harç veya SGK sigorta primlerini ödememesi halinde binaya iskan izni verilmiyor.

İSKAN ALMAYAN MÜTEAHHİT NEREYE ŞİKAYET EDİLİR?

Müteahhit firma, eğer inşaatı tasdikli projesine uygun yapmamış veya kanuni prosedür ve ona bağlı harçları, sigorta primleri gibi giderleri ödememişse Mal sahipleri dava açabiliyor. Dava Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüyor. Ayıplı konut için zamanaşımı süresi 5 yıl oluyor. Ancak, satılan konutun ayıbı tüketiciden, satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı uygulanmıyor.

İSKAN ALMAYAN MÜTEAHHİTE DAVA ÖRNEĞİ

T.C. YARGITAY 15. H.D.
2004/922 Esas
2004/6861 Karar

KARAR :
Dava, eser sözleşmesine dayalı noksan ve kusurların nam ve hesabına yaptırılmasına izin verilmesi, masrafların da davalıya ait bağımsız bölümlerin satışından karşılanması hususunda yetki verilmesi istemiyle açılmış, davalı sözleşmenin mahkeme kararıyla iptal edildiğini ve ekonomik kriz nedeniyle tamamlayamadığını savunmuş, reddini istemiş, mahkemece bilirkişi raporuyla saptanan noksan ve kusurların masrafları davalıya ait olmak üzere tamamlanması için davacılara izin verilmesine, satışa yetki isteminin reddine karar verilmiş, karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında re'sen düzenlenen 25.11.1992 tarihli inşaat ve satış vaadi sözleşmesiyle davalı, mülkiyeti davacılara ait arsa üzerine, iki ay içinde inşaat ruhsatı almak ve ruhsattan itibaren 24 aylık sürede iskan ruhsatı alınmış ve anahtar teslimi esasına göre bina yapımını yükümlenmiştir. Aynı nicelikte düzenlenen 24.5.1995 tarihli ek sözleşmeyle yüklenici 1 ay içinde temel ruhsatı almayı ve ruhsattan itibaren 10 ay içinde inşaatı bitirme taahhüdünde bulunmuştur. 

Ek sözleşmeye göre inşaatın 24.4.1996 tarihinde bitirilmesi gerekir. Ancak inşaat bu tarihte tamamlanmadığından davacıların  Ankara  29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/339 E. 2000/690 K. sayılı dosyasında açtıkları kira davaları kabul edilmiş ve derecattan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Akit iptal edilmiş değildir. arsa sahiplerince 26.2.2001 tarihinde inşaatta yaptırılan tespitte, 30 milyar TL'nin üzerinde noksan ve kusur saptanmış, iskan ruhsatının alınmadığı belirtilmiştir. Davacıların 13.8.2001 tarihli ihtarla tanıdıkları 60 günlük sürede de binanın tamamlanamadığı, halen %87 seviyesinde kaldığı, iskan raporu alınacak durumda bulunmadığı mahkemece alınan 17.3.2003 tarihli bilirkişi raporuyla sabittir. Bu haliyle davalı yüklenicinin borçlu temerrüdüne düştüğü ortadadır. 

B.K. 106. maddesindeki seçimlik hakkın davacı arsa sahiplerine ait olduğu, bunu anılan Yasanın 97. maddesince, borcun kendileri tarafından yerine getirilmesine izin verilmesi olarak kullandıkları hususundaki mahkemenin kabulü doğrudur. Ancak masrafları davalıya ait olacağına göre yapacakları işlerin miktarları belirlenip, bunları karşılayacak oranda davalıya verilmesi gereken bağımsız bölümlerin satış yetkisi konusunda davacıların izin istemleri de kabul edilmelidir. Satışa izin yetkisi verilmesi hususundaki istemin reddi doğru olmamıştır.

O halde yapılması gereken iş, bilirkişi raporunda saptanan noksan ve kusurların, bir başka anlatımla, davalı nam ve hesabına ifa edilecek işlerin miktarı ve parasal tutarı ile bunu karşılayacak oranda yükleniciye ait bağımsız bölüm değeri bilirkişiye hesaplattırılmalı, saptanan bağımsız bölümlerin satışıyla elde edilenin inşaatın tamamlanmasında kullanılmasına, artan olduğu takdirde yükleniciye iadesine, böylece yüklenici nam ve hesabına inşaatın tamamlanması hususunda davacılara yetki ve izin verilmesine karar vermekten ibarettir.

İnfaz niteliği bulunmayan ( HUMK.388 ve 389. md. ) ifa izni verildiği halde satış yetkisi isteminin reddi usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bozulması gerekir.

SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 29.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Tapu işlemleri 1 günde biter mi?

Tapu harcı pişmanlık dilekçesi örneği 2022!

İskan harcı 2022 ne kadar oldu?