Bitcoin madenciliğinde yeni enerji dinamikleri ne olacak?
Son zamanlarda artan Bitcoin madenciliğine yönelik yatırımları hızla artıyor. Peki, Bitcoin madenciliğinde enerji dinamikleri nasıl olmalı? Capital Dergisi'nden Mehmet Öğütçü bu ayki köşe yazısında Bitcoin madenciliğini kaleme aldı.
Son zamanlarda artan Bitcoin madenciliğine yönelik yatırımları hızla artıyor. Peki, Bitcoin madenciliğinde enerji dinamikleri nasıl olmalı? Capital Dergisi'nden Mehmet Öğütçü bu ayki köşe yazısında Bitcoin madenciliğini kaleme aldı.
Son dönemlerin en çok kazandıran ve de en riskli yatırım araçlarından biri olan Bitcoin madenciliğinde, üretim elbette ki önemli boyutlara ulaştı. Bu durum asıl husus bu sistemlerin orta büyüklükteki bir ülke kadar enerji tüketmesidir.
Cambridge Alternatif Finans Merkezi'nin araştırmasına göre, madenciler bu sene yaklaşık 7,5 gigawatt enerji tüketti. Bitcoin madenciliğinden tüketilen elektrik, İsviçre ve İrlanda gibi büyüklükteki ülkeleri aştı. Madencilerin Bitcoin üretmek için harcadığı parayla 21,8 milyon güneş enerjisi paneli üretebiliyor. Tam 7 nükleer enerji santralinin ürettiği kadar enerjinin bu alanda harcandığı hesaplanıyor.
Bu büyük enerji tüketimi, hiç kuşkusuz ileride yükselecek. Bununla beraber kripto para birimleri için kullanılan enerjinin büyük çoğunluğu yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Bugün itibarıyla küresel olarak madencilik tarafından tüketilen enerjinin yüzde 70'inden fazlası yenilenebilir kaynaklardan meydana geliyor. Bitcoin maden çiftliklerinin en ucuz yenilenebilir enerji alıcılarından bazıları olduğu, hatta bu santrallerde üretilen ilave güce güvenebileceği görülüyor.
Yalnızca Bitcoin madenciliğine bağli karbon emisyonlarının ilerideki senelerde dünya sıcaklığındaki 2 derecelik yükselişe katkıda bulunabileceği öngörülüyor. Bu sebeple karbon emisyonlarının düşmesi için 2040 hedefleri çerçevesinde yoğun çaba gösteriliyor.
Doğrusu, küresel düzeydeki iklim değişikliğine karşı mücadele bile onca yoğun çabaya karşın istenilen sonucu vermiyor. Bu yüzden, yeni duyurulan ve kripto para birimlerinin iklim kirliliği mirasını silmeyi amaçlayan “Kripto Iklim Anlaşması” da arzu edilen sonucu yaratmayacak gibi... En popüler kripto para birimlerinin tükettiği muazzam miktarda enerji göz önünde alındığında bu elbette erişilmesi kolay bir hedef değil, ama yine de bu istikamette çabaların destek görmesi önemli bir gelişme olarak görülüyor.
Kripto endüstrisinin “net sıfır" emisyona ulaşma hedefi, aslında hükümetler değil özel sektör tarafından tespit edildi. Tüm blok zincirlerini 2030'a kadar veya daha erken bir tarihte yenilenebilir enerjiye geçirmeyi hedefliyor. Kripto endüstrisi için kirliliği azaltmayı ve endüstrinin tarihsel karbondioksit emisyonlarını atmosferden çekebilecek stratejilere yönelmeyi içeren “net sıfır" emisyonlara ulaşması için 2040 hedefi üzerine odaklanılması başarının önemli şartı.
Bu amaçla kripto para birimi şirketi Ripple, blockchain teknolojisi şirketi Consensys, milyarder iklim savaşçısı Tom Steyer ve Birleşmiş Milletler tarafından atanan “İklim Şampiyonları” dahil olmak üzere iklim eylemi ve kripto endüstrisindeki bazı etkili isimlerden güçlü destek gelmesi yatırımcılara cesaret veriyor.
Ne olursa olsun anlaşmanın kurucuları Bitcoin için daha yeşil bir gelecek konusunda olumlu düşünüyor. Bitcoin'i yeşil hale gelebilirse o zaman diğer kuruluşların gelip daha fazla Bitcoin satın alması daha kolay ve daha az riskli olabilir.
Yeni kripto anlaşması sübvansiyonla ilgili değil. Bitcoin gibi birçok blok zinciri, yukarıdan aşağıya gözetim olmadan merkezi olmayan bir sistem olarak dizayn edildi. Bu sebeple de tek bir blockchaine bile herkesi dahil etmek önemli bir görev.
Kasım ayında bilindiği gibi Glasgow'da önemli bir Birleşmiş Milletler İklim Konferansı düzenleniyor. Orada kripto iklim değişikliği hususlarının netlik kazanması bekleniyor.
Bitcoin madenciliğinde temiz enerji arayışı!