Bodrum yatay mimarisi ile sürdürülebilir bir şehir!
Çağdaş Holding'in İcra Kurulu Üyesi Dağlarca Çağlar, “Bodrum, Türkiye’nin diğer şehirlerinden farklı olarak imar planları nedeniyle dikey değil, yatay yapılaşıyor'' şeklinde açıklamalarda bulundu.
Dünya Gazetesi'nden Didem Eryar Ünlü Çağdaş Holding'in İcra Kurulu Üyesi Dağlarca Çağlar ile bir röportaj gerçekleştirdi. İşte, o röportaj..
Bodrum’da lüks otellerin sayısının artması yaz ve kış turizmini desteklerken, diğer yandan çevrenin yok edilmesi, hızlı betonlaşma gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Bodrum’un altyapısının hızla artmakta olan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta ne derece yeterli olabileceği de önemli bir soru işareti. Bu endişeleri 30 yıldır Bodrum’da faaliyet gösteren Çağdaş Holding'in İcra Kurulu Üyesi Dağlarca Çağlar'a sorduk.
Şirket bugüne kadar Bodrum’da 30’un üzerinde farklı projeye imza atmış. Projelerin çevre ve iklim koşulları ile uyum içinde olmasına öncelik veriyor ve yerleşim alanını yaşanılır kılan peyzaj çalışmalarının mimari kadar önemli olduğunu savunuyor. Dağlarca Çağlar’ın Bodrum’un yapılaşması ve geleceğine dair yorumları şöyle:
Bodrum artık tatil değil, yaşam ve iş merkezi
“Bodrum’da devam eden yatçılıkla birlikte, popüler olan birçok plaj konsepti ön plana çıktı. Bu plajlarda uygulanan aktiviteler ve organizasyonlar, konaklayan misafirlerin, özellikle de genç ve orta yaş nüfusun, ilgisini canlı tutuyor. Bodrum artık tatilin yanı sıra yaşam merkezi olarak da talep görüyor. Bodrum’un hitap ettiği misafir kitlesi bizim A+ dediğimiz sınıf. Patronlar ve üst düzey yöneticiler, genellikle kendi tekneleriyle rahatlıkla ulaşım sağlayabildikleri için Bodrum, tercih edilen lokasyonlar arasında bulunuyor. Türk ve yabancı birçok üst düzey yöneticinin de Bodrum’un çeşitli yerlerinde evleri var. Bodrum, bu yönüyle de tatil yeri olmanın yanında ayrıca önemli toplantıların ve iş bağlantılarının yapıldığı bir buluşma, bir araya gelebilme noktası olarak da görülebilir. Bütün bunların yanında havalimanına yakınlığı, marinaları, koyları ve doğasıyla zaten bir cazibe merkezi.”
Ekolojik, çevreye uyumlu binalar yapılıyor
“Bodrum, Türkiye’nin diğer şehirlerinden farklı olarak imar planları nedeniyle dikey değil, yatay yapılaşıyor. Yatay yönde yapılaşma bir anlamda nitelikli bina yapımını mecburi kılıyor. İnşaat şirketleri son dönemde çevreye uyumlu, ekolojik yapılar geliştiriyor. Çünkü talep bu yönde. Biz de projelerimizi geliştirirken doğayla uyumlu, mimari olarak ayırt edilen, nitelikli ve özellikli olmasına gayret ediyoruz. Bunun yanı sıra, bina dış cephe kaplamalarında doğal taş kullanıyoruz. Bu aynı zamanda ısı yalıtımı sağlıyor. Atık sular arıtma sistemleriyle bahçe sulamada kullanılıyor. Konut içi tüm teknolojik ürünleri minimum enerji sarf eden çevre dostu ürünlerden seçiyoruz. Bodrum’da 30’un üzerinde proje geliştirmiş bir marka olarak çevresel kaygıları en ön planda tuttuğumuzu söyleyebilirim. Hatta biraz da bu hissiyatla kurduğumuz peyzaj şirketimizle kesilecek ağaçları, özellikle zeytin ağaçlarını duyduğumuz anda alıp taşıyoruz. Belki de Türkiye’nin en yaşlı zeytin ağaçları şu an holding merkezimizde. Bin yılın üzerinde yaşa sahip zeytin ağaçlarından bahsediyorum. Ayrıca Bodrum’da oldukça hassas sivil toplum kuruluşları var ve biz de bu sivil toplum kuruluşları ile iletişimimizi koparmıyoruz.”
Bodrum aldığı göç ile değer kazanıyor
“Bodrum’un oldukça özel bir yere sahip olduğu kanaatindeyim. Nasıl ki Cannes, Nice, Mykonos hem turizmde algı olarak hem de ülkelerini temsilen oldukça kıymetli bir noktada ise Bodrum da benzer şekilde konumlanıyor. Daha da kıymetli hale geleceği aşikar. Bodrum’a her sene yaşanan hatırı sayılır göç aslında bunun bir ipucu. İngilizlerden Almanlara, Araplardan Amerikalılara kadar bir çok vatandaş burada artık ev alıyor. Bodrum’a ülkemizin göz bebeği gibi bakmamız gerekiyor. Ancak belediyemizin tüm gayretlerine rağmen bazen bazı şirketlerin kötü uygulamalarını duyuyoruz. Bu nasıl bir düşünce tarzı tam bilmiyorum ancak asla kimseye kazandıracak bir yol değil.”
Bir çok “ilk”e ev sahipliği yapıyor
“Dünyanın ilk addedilen birçok yatırımı son dönemde Bodrum’da hayata geçiyor. Yaklaşık 2 yıl önce Mandarin Oriental otelin hizmete girdiği Bodrum’da, dünyanın en büyük film yapım şirketlerinden ABD Kaliforniya merkezli Paramount Pictures, Paramount Hotels&Resorts ile yaptığı lisans anlaşması sonrasında dünyadaki ilk otelini açtı. Mauritius, Reunion Adaları, Malpler gibi lokasyonlarda lüks konseptle hizmet veren LUX’ın Avrupa’daki ve Türkiye’deki ilk tesisi LUX Bodrum Resort& Residences Bodrum’a geldi. Hilton, Kempinski, Swissotel gibi yabancı markaların uzun yıllardır hizmet verdiği Bodrum’da, yatırımcıları Türk olan Voyage, Rixos, Titanic gibi lüks hizmet veren markalar da yer alıyor. Tüm bunların yanında gelecek yıldan itibaren hizmet vermeye başlayacak olan birçok otel markası bulunuyor. Banyan Tree, Four Seasons, ikinci Swissotel bunlardan bazıları. Keza Fairmont, Bvlgari, Shangri-La, Ritz Carlton, St. Regis ve Armani gibi markalar da Bodrum’da faaliyete geçmeye hazır oteller için yatırımcılarla görüşme halinde.”