Burada ne bir gökdelen var ne bir AVM!
Ceren Kumbasar dün güne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tweetiyle başladım. Kendisi Roma’dan attığı tweette, “Burada ne bir gökdelen var, ne AVM” diyordu. Bu tweet beni gülümsetti...
Dün güne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tweetiyle başladım. Kendisi Roma’dan attığı tweette, “Burada ne bir gökdelen var, ne AVM” diyordu. Güne güzel başlamanın neredeyse imkansız olduğu bir süreçten geçerken bu tweet beni gülümsetti. Ağlanacak halimize gülerken, kendimi bir an Çankaya’da kendisiyle ağlaşıp, dertleşirken hayal ettim. Ben ona Valide Çeşme’den dert yandım o bana Sultan Kapısı’ndan. Ben ona Büyükçekmece’de katledilen ve AVM yapılacak korudan bahsettim, o bana İstanbul siluetini bozan bir değil, iki değil, onlarca binadan.
Bu tweet üzerine bir çok söz söylenebilir, politik her türlü yoruma müsait bir tweet bu. Ancak kendisine ve makamına duyduğum ve duyulması gerektiğine inandığım saygıdan dolayı ben bu konuya daha duygusal bir açıdan bakmak isterim.
Sade bir hayat hayali mi?
Sayın Cumhurbaşkanının bu yorumu çok içten, politik bir duruştan çok uzak bir sade vatandaş yorumu. Kendisinin Roma’ya ilk gidişi olmadığı malum. Ancak her ne kadar Roma insanı her gidişte aynı şiddet ve derinlikte etkiliyor olsa da, bu yorum aynı zamanda son yıllarda yaşananların bilinç altı (belki de bilinç üstü) etkisini de gözler önüne seriyor. O aynı zamanda bir baba, bir eş. Belki her vatandaş gibi bir balıkçı kasabasında sade bir hayatı hayal ediyor. Belki gerçekten bir çarkın parçası olduğu zamanlarda bile hepimiz gibi, “Ne biçim bir millet olduk biz” serzenişinde bulunuyordu.
Kendisini geçen yıl İstanbul Genç Girişimciler Derneği (İSGİD) Yönetim Kurulu’yla ziyarete gitmiştik. Cumhurbaşkanının yanında çok genç ama sözlerine kulak verildiği belli olan danışmanları vardı. Yıllardır siyasi hayatı yakından takip eden biri olarak, gençlere duyulan bu kadar net bir güveni ilk kez kendisinde görmüştüm.
El yordamıyla dönüştürdük
Bu kişisel gözlemimi de hesaba katınca, pazar pazar bu tweet bana herkesten bir başka göründü. Türkiye’nin her yerini ama özellikle İstanbul’u parsel parsel tarihinden kazıyarak el yordamıyla dönüştürdük. Mimari deseniz, Türk Mimarisi diye bir şey yok. Şehir plancılığı deseniz, onun zerresi yok. Eğrisini doğrusuna getirmeye çalışma hali var. Evet dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü şehrinde ne bir gökdelen var ne bir AVM. Ama biliyor musunuz Sayın Cumhurbaşkanım bizde de ne bunu dile getiren siyasiler var ne de kendisine Roma gibi şehirleri örnek alan devlet adamları. Biz de yeri göğü delenler var, alış’la veriş’i merkezlerde gözgöre göre yapanlar var. Bir de biz varız.
Ceren Kumbasar/ Vatan Gazetesi