Bursa'da Arkeopark kurulacak!

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necmi Karul, kazı alanlarında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Aktopraklık mevkisinde 2004 yılından beri yürüttükleri proje kapsamında arkeolojik kazı, değerlendirme ve çevre araştırmaları yaptıklarını söyledi. Höyükten gelen verilerin, buradaki yerleşimlerin tarih öncesi dönemden, Geç Roma dönemine uzandığını gösterdiğini belirten Karul, "Aktopraklık, özellikle ilk çiftçi toplulukların ortaya çıkışı ve Anadolu'dan Avrupa'ya yayılımı konusunda kritik bir öneme sahiptir. Nitekim bu yeni yaşam biçimi bugün Avrupa kültürünün temellerini oluşturan sürecin başlangıcını oluşturmaktadır" dedi.

Karul, höyükteki kalıntılarının yanı sıra yakın çevrede Miletepolis (Karacabey), Apollonia ad Ryndacum (Gölyazı) ve Lapadion (Uluabat Köyü) yerleşimleri ile Fadıllı çevresindeki Ortaçağ'a ait çiftlik yapılarının bölgedeki diğer arkeolojik değerleri oluşturduğunu ifade etti. Bölgenin arkeolojik zenginliğin yanı sıra ülkenin önemli sulak alanlarından Ulubat Gölü, Ayvaini Mağarası, Gölyazı, Nailbey ve Halilbey adalarına ek olarak Uludağ gibi kültürel, turizm potansiyeli olan yapıya sahip  olduğunu ifade eden Karul, bölgede Eski Kızılelma ve Ömeraltı gibi yok olma tehdidiyle karşı karşıya, ancak geleneksel yapılarıyla dokusunu ülkenin birçok yerine oranla oldukça iyi korumuş köylerin de bulunduğunu bildirdi.

Karul, arkeolojik, doğal çevre ve sosyo-etnografik açıdan önem taşıyan bu özelliklerin bölgeyi kültür ve doğa turizmi açısından ilgi odağı haline getirdiğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Aktopraklık Höyüğü merkezli proje, hem yerleşimi hem de yakın çevredeki potansiyeli kullanmayı hedefleyen bir arkeopark projesidir. Proje bilimsel bilginin, toplumun sosyal zenginliğine katkı sağlayacak bir biçimde halka dönüşümünü, bilgi edinme ve paylaşımına olanacak sağlayacak bir yapıyı hedefliyor. Arkeoparkta, höyükteki arkeolojik kalıntıların konservasyonu yapılarak izlenime sunulacak. Böylece ziyaretçilere tarih öncesi bir yerleşmenin bilgileri görsel olarak aktarılacak. Höyükteki arkeolojik kalıntıların konservasyonu yapılarak sergilediği bölümler ziyaretçilere tarih öncesi yerleşmenin tanıtılmasının yanı sıra höyükleşme, arkeolojik değerler ve arkeolojik bir yerleşmede yapılan bilimsel çalışmanın nasıl gerçekleştiğini anlatan bir düzende sergilenecek."

PARKTA ETNOGRAFİK BİR KÖYÜN OLUŞTURULMASI HEDEFLENİYOR
Karul, sit alanının uygun bir kesimine, çevre köylerden getirilecek geleneksel mimarlık örneklerinin aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edildiği etnografik bir köyün oluşturulmasının hedeflendiğini anlattı. Karul, bu köyün tarih öncesi bir yerleşimin nasıl olduğunu göstermesi kadar yakın çevrede bulunan etnografik malzemenin korunması ve sergilenmesine de olanak sağlayacağını söyledi. Bu bağlamda aslına uygun şekilde inşa edilen yapılara, işlevler yüklenerek geleneksel bir köy yaşamının canlandırılacağını ifade eden Karul, şöyle devam etti: "Proje, alanın eğitici bir gezi güzergahı olmaktan öte özellikle yaz okulları kapsamında düzenlenecek etkinliklerle öğrencilerin eğitiminde kullanılabilecek bir yapıyı da içermektedir. Etnografik yapıların içinde ve avlu gibi açık alanlarda deneysel uygulama çalışmalarının yapılacağı atölyelerin kurulması, bu atölyelerde çanak çömlek yapımı, dokumacılık, besin hazırlama, alet yapma gibi etkinliklerin yapılması da düşünülmektedir. Bu çalışmalar, hem ziyaretçilerin, hem de yaz okulları kapsamında düzenlenecek atölye çalışmalarıylaöğrencilerin uygulamalı eğitimine olanak tanıyacaktır." Geziye katılan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de belediye olarak kültürel mirasa sahip çıktıklarını belirterek, bölgenin kültürel, eğitim ve turizm olarak insanlara tanıtılması için ellerinden gelen desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
AA