Büyük İstanbul Depremi 2045'te!
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan yaptığı açıklamada "Bugün Marmara 17. depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor, olası yıl 2075'e doğru gecikebilir." dedi
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan, "Bugün Marmara 17. depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor. 2030 yılında olabilir mi, olamaz. Hiçbir zaman erken olmamış. Olası yıl 2075'e doğru gecikebilir. Hatta 2150 yılına kadar dahi gidebilir" dedi.
Başbakanlık Afet ve Acil Yönetimi ile Karabük Üniversitesi işbirliğinde organize edilen ve üniversitenin Hamit Çepni Konferans Salonu'nda düzenlenen "Doğal Afetler ve Afet Yönetimi Sempozyumu"nda konuşan Ercan, Türkiye'de bir deprem olmasa da kentsel dönüşümün yapılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin birinci derece deprem ülkesi olmadığını ve 7,9'dan daha büyük deprem yaşamadığını vurgulayan Ercan, Türkiye'de deprem bölgelerinin oranlarını aktardı ve güvenli bölgeleri haritadan göstererek, İstanbul'da sadece kıyı kısımlarının etki altında, büyük kısmının sağlam kabul edildiğinin altını çizdi.
İstanbul'da ve Marmara'da çok çalışma yapıldığını aktaran Ercan, ancak bu çalışmaların yabancılar tarafından yapıldığını kaydetti.
"Bizim şu anda tam donanımlı aletlerimiz var. 'Deprem araştırıyoruz' diye Türkiye'nin bütün bilgileri yurt dışına gitti. Depremleri biz günü gününe dinliyoruz" diyen Ercan, "Hiç İstanbul içinden kırık geçmiyor. 'Büyük İstanbul depremi' deniliyor nerede? Asla olmaz. Türkiye'de olmuyor ki. İki tane kırık, tek parçalı kırılır mı? kırılmaz. Çünkü bir şeyin işleyişi var. Bir tanesi Marmara Ereğlisi önünde olacaktır. Bununda büyüklüğü aşağı yukarı 7 ile 7,2 arasında olacaktır. Hani 7,5'ten büyük olacaktı?, Hani 8, hani 8,5 olacaktı, asla. Bunu diyen varsa gelsin burada kanıtlasın" sözlerine yer verdi.
Deprem oluşum sırasıyla depremlerin oluş yılları arasında doğrusal bir ilişki gördüklerini belirten Ercan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu doğrusal ilişkiye göre doğa hiç şaşmamış. Ancak beklenen zamanlardan daha geç zamanlarda deprem olmuş, beklenen zamanlardan önce hiç olmamış İstanbul'da. Sıfır yılından bugüne kadar. Hiç şaşmamış, gecikmiş ama öncesinde olmamış. Deprem beklediğimiz zaman neresi? Bugün Marmara 17. depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor. 2030 yılında olabilir mi, olamaz. Hiçbir zaman erken olmamış. Olası yıl 2075'e doğru gecikebilir. Hatta 2150 yılına kadar dahi gidebilir."
AA
Haber Hürriyet'te şu şekilde yer aldı;
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Bugün Marmara 17’nci depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor. 2030 yılında olabilir mi? Olamaz. Hiçbir zaman erken olmamış" dedi.
Karabük Üniversitesi’nde düzenlenen ’Doğal Afetler ve Afet Yönetimi’ konulu sempozyumda konuşan Prof. Dr. Ercan, dünya üzerinde her yıl 3.5 milyon deprem olduğunu, bunların yüzde 3’ünün Türkiye’ye düştüğünü söyledi. Türkiye’nin 1’inci derece deprem ülkesi olmadığını belirten Prof. Dr. Ercan, "Türkiye’de 8’den daha büyük depremler olmaz. Türkiye’nin en büyük depremi 1939 yılında Erzincan’da olan 7.9’dur. Türkiye’de daha büyük deprem olmamıştır. ’9 olur, 8.5 olur’ demek desteksiz atmaktır" dedi.
İstanbul ve hatta Kocaeli’nin kuzey tarafları ile Doğu, Orta ve Batı Karadeniz’in Türkiye’nin deprem açısından en güvenli yerleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ercan, "İstanbul’da sadece kıyı kısımları etki alanında. İstanbul’un büyük kısmı gayet sağlam. Hani İstanbul’da yerle gök birleşecekti? Bu doğru değil. İstanbul’daki yıkılabilecek yapı sayısı, 7.5 büyüklüğünde bir deprem olsa bile yüzde 1 veya 2’yi geçmez. Gölcük gibi İstanbul içinden bir kırık geçmiyor, daha çok ötesinden geçiyor. ’Kızılca kıyamet olacak’ gibi olaylar abartı ve bilim dışı oluyor. ’İstanbul’da deprem için hiçbir şey yapılmadı’ demek gerçekten çok acımasızlık. İstanbul’un jeolojik haritası çıktı" diye konuştu.
Deprem araştırması yapılırken Türkiye’nin bütün bilgilerinin yurt dışına gittiğini savunan Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu:
"İstanbul’da, Marmara’da o kadar çok çalışma yapıldı, adeta kanaviçe gibi örüldü. Bunun için bizim Fransız, İngiliz gemilerini getirip fiyaka atmaya gerek yok. Çünkü Marmara’nın bütün gizliliklerinin hepsi onlara gitti. İnsanın bir gizliliği olur. Bizim şu anda tam donanımlı aletlerimiz var. Depremleri biz günü gününe dinliyoruz. Hiç İstanbul içinden kırık geçmiyor. ’Büyük İstanbul depremi’ deniliyor. Nerede? Asla olmaz. Türkiye’de olmuyor ki. İki tane kırık, tek parçalı kırılır mı, kırılmaz. Çünkü bir şeyin işleyişi var. Bir tanesi Marmara Ereğlisi önünde olacaktır. Bunun da büyüklüğü aşağı yukarı 7 ile 7.2 arasında olacaktır. Hani 7.5’ten büyük olacaktı? Hani 8, hani 8.5 olacaktı? Asla. Bunu diyen varsa gelsin burada kanıtlasın."
Deprem oluşum sırası ile depremlerin oluş yılları arasında doğrusal bir ilişki gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Ercan, "Bu doğrusal ilişkiye göre doğa hiç şaşmamış. Ancak beklenen zamanlardan daha geç zamanlarda deprem olmuş, beklenen zamanlardan önce hiç olmamış İstanbul’da. Hiç şaşmamış. Gecikmiş ama öncesinde olmamış. Deprem beklediğimiz zaman neresi? Bugün Marmara 17’nci depremini bekliyor. Baktığımızda yaklaşık 2045 çıkıyor. 2030 yılında olabilir mi? Olamaz. Hiçbir zaman erken olmamış. Olası yıl 2075’e doğru gecikebilir. Hatta 2150 yılına kadar dahi gidebilir" dedi.
Hürriyet