Büyükçekmece'de Romanlar'a 3 katlı 2+1 daireler yapılacak!
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, "Roman vatandaşlarımızı mağdur etmeden yaşam koşulları ve kültürleri göz önünde bulundurularak onlar için 3 katlı 2+1 daireler inşa edip kendilerine teslim edeceğiz. " dedi.
Tam 22 yıldır belediye başkanı olan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, bunca zaman içinde yaptıklarını, yapamadıklarını, yapmak istediklerini anlattı...
-Yapılan ankette Büyükçekmecelilerin belediye hizmetlerinden memnuniyeti üst seviyelerde. Bunu nasıl sağladınız?
41 yıllık belediyeci olmam ve belediye başkanlığında 22 yılı geride bırakmam önemli bir etkendir. Yerel yönetimdeki elde ettiğim tecrübe ve birikim halkımızın beklentileri ve çözüm aşamasında en büyük avantajım. Makamı olmayan ve sürekli olarak halkın içinde olan bir belediye başkanıyım. Alışageldik bir makamım hiçbir zaman olmadı. Şu an yapımı tamamlanmak üzere olan yeni belediye binamızın inşaatı sürdüğü için de zaten bir makam odam yok. Olsa dahi makamda oturmayı halkımla iç içe olmaya yeğledim.
-Yani seyyar bir makamınız var ve sürekli geziyorsunuz...
Sabah çok erken saatlerde yapılması gereken resmi işleri tamamladıktan sonra mobil ofisimle Büyükçekmece’nin sokaklarını geziyorum. Benden randevu talep eden vatandaşlarımız var ise bizzat mahallesine kadar gidip kendisini diniliyorum. Kimi zaman o mahallenin hanımları evlerinde yaptıkları pasta, börek ve çay ile mobil ofise geliyor. Makama sürekli oturduğunuz zaman çay kahve sohbeti vardır. Makamın dışına çıktığınız zaman şehrinizin genel durumunu görme ve test etme imkânınız olur. Kahvehanede yapılan sohbet makamda yapılan sohbete benzemez. Her ne olursa olsun bizim Türk terbiyesinde makamda resmiyet vardır. Sokakta gezerken ‘Ne haber Ayşe Teyze’ diye insanlara sarıldığım zaman vatandaş içindekini bana çok rahat dökebiliyor. Öbür tarafa baktığımızda ise makam insanları sıkıyor. Belli kesimler makamları devamlı işgal eder ve onlar belirli insanlardır. Öbür tarafta vatandaşların işi bekler o makamları sürekli işgal edenler ise aynı kişiler olarak kalır ve aynı zamanda o kişiler siz makama oturduğunuz sürece sizi bloke ederler. Ayrıca bir işe veya projeye başlarken bunu da mutlaka ilçe halkına soruyor, birlikte karar veriyoruz.
-Peki hangi projeler, hizmetler bu sonuca ulaştırdı. Somut örnekleriniz var mı?
Büyükçekmece sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin en ayrıcalıklı ilçelerinden biridir. Tarihi, kültürü, muhteşem sahil kıyısı, gölü ve kişi başına düşen yeşil alanların fazlalığıyla çok özel bir ilçedir. Büyükçekmece Belediyesi olarak bizim hayata geçirdiğimiz her proje bu değerler göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Büyükçekmece halkının kültür ve eğitim seviyesinin yüksek olması bizim için önemli avantajdır. Rutin belediyecilik hizmetleri dışındaki eğitim, sosyal ve kültürel alanlarda hayata geçirdiğimiz projelerimiz de sürekli halkımız tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Büyükçekmece’de asla kaçak yapıya izin vermememiz, yüksek katlı yapılaşmaya izin vermememiz halkımızı memnun eden bir başka faktör. Ayrıca artan yeşil alanlar, kesintisiz sahilyolu projelerimiz, sürekli sayıları artan parklar ve sosyal donatı alanları, çevrenin korunmasına yönelik projeler hayata geçirdiğimiz yine bunlardan bazıları. Ayrıca sokak hayvanlarının korunması, beslenmesi ve sağlıklarına yönelik projelerimiz de halkımız tarafından takdir görmektedir. İstanbul’un geleceği açısından bakıldığında ise, Büyükçekmece geleceğin turizm kentidir. Şu an yapımı devam eden yat limanı ve bunlara eklenecek yeni yat limanlarımızla Büyükçekmece, İstanbul’un en önemli turizm merkezilerinden biri olacak. 16 yıldır sürekli olarak başarı grafiğini yükselten Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali de önemli bir başka etkendir.
"DEMİREL, BANA 'OKULCU HASAN' DERDİ"
“En hassas olduğum nokta eğitim konusudur. Bana eğitim dendiği anda akan sular durur. Bu açıdan her türlü eğitim projesinin içinde olmaya gayret ederim. Bu hassasiyetimi bilen rahmetli 9. Cumhurbaşkanı’mız Süleyman Demirel tarafından bana ‘Okulcu Hasan’ ismi verildi. Belediye başkanlığım süresince Büyükçekmece ve Türk Milli Eğitimi’ne eğitim hayırseveri vatandaşlarımızın işbirliğiyle 27 adet okul kazandırdık. Son olarak 9 bin metrekare alan üzerine 50 derslikli, 1500 öğrenci kapasiteli İstanbul’un en büyük kız meslek lisesi olan Hayriye Duruk Kız Meslek Lisesi’ni Türk milli eğitimine kazandırdık. 2016 yılı içinde Büyükçekmece’ye 3 yeni okul daha kazandırmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca ilçemiz sınırları dahilindeki bütün okulların bakım, onarım ve çevre düzenlemeleri de yine tarafımdan yapılmaktadır. Öğrencilerimizin en iyi ortamda, en sağlıklı eğitimi alabilmeleri için bundan önce yaptıklarımızı bundan sonrada sürdüreceğiz.‘Şehirlerin temeli altyapı, geleceğimizin temeli eğitimdir’ diyerek asli görevimiz olmamasına rağmen eğitime yatırıma devam edeceğiz. İnşa ettiğimiz okulların yanı sıra, 1 öğretmen evi ile 1 Emekli Öğretmenler Lokali’ni öğretmenlerimize hediye ettik. Öğrencilerimizin daha modern şartlarda eğitim alabilmeleri için 12 okulumuza çok amaçlı salon kazandırdık. Bilişim çağını yaşadığımız bu dönemde yerel yönetimlerin de çağa ayak uydurması başarıya giden yollardan biri. Bu düşünceyle Kent Bilgi Sistemi’ni kurarak vatandaşımıza belediye ile olan her işini e-belediye sistemi üzerinden yapma imkânı sağlıyoruz. Mobil Vatandaş, Mobil Başkan sistemiyle herkes sosyal medya üzerinden bana ulaşarak istek ve şikâyetlerini ya da gördüğü eksiklikleri anında iletebiliyor.”
"MAKAMDA OTURAN BAŞKAN KAYBEDER"
“Doğası, tarihi ve kültürü ile ayrıcalıklı bir yere sahip olan Büyükçekmece’yi kültür, sanat ve turizm kenti olarak daha da geliştirip büyütecek projelere imza atmayı hedefliyoruz. Ben ve ekibim 7 gün 24 saat esasıyla, kararlılıkla çalışmaktayız. Büyükçekmece, sosyal ve kültürel faaliyetler açısından İstanbul’un en şanslı ilçesidir. İlçe nüfusunun eğitim oranının yüksek olması bizi de sürekli olarak daha iyiyi ve farklıyı yapmaya zorlamaktadır. Hedeflerimiz de bu kriterler doğrultusunda belirlenmektedir. Önümüzdeki süreçte hayata geçirilmesi planlanan yine çok önemli, halkımızın memnuniyetini artıracak, heyecan verici ve fark yaratacak projeleri hizmete açmayı planlıyoruz. Halkla hep iç içeyim. Zaten sürekli makamda oturan belediye başkanı kaybeder.”
"22 YILLIK BAŞKANIM İNANMADIĞIM HİÇBİR İŞİN İÇİNDE OLMADIM, OLMAM"
-Çok uzun yıllardır Büyükçekmece’nin belediye başkanısınız. Hangi projeleri tamamladınız? Neler yaptınız?
22 yıldır Büyükçekmece Belediye Başkanı’yım. Ben ve ekibim bugüne kadar inanmadığımız hiçbir işin içinde olmadık, olamayız. Bu süre içinde çok önemli vizyon projeleri hayata geçirdik. 16 kilometrelik sahil şeridine sahip olan Büyükçekmece’mizin vizyon projeleri arasında yer alan “Yeşil Yaşam Projesi”, Mimaroba’daki 255 bin metrekarelik Büyük Atatürk Parkı ile Mimarsinan Sahil Yolu Projesi adı altında birbiriyle bağlantılı iki büyük yeşil alanın projelendirilmesiyle hayata geçirildi. Barış Manço Parkı, Yunus Emre Parkı ve Cumhuriyet Koruluğu’ndan oluşan Büyük Atatürk Parkı, Türkiye’nin en büyük mahalle parkı olarak tasarlandı ve sona gelindi. Mayıs ayında da açılışını gerçekleştireceğiz. Son aşamada ise, 4 bin 500 metre uzunluğundaki Mimarsinan Sahil Yolu ve Büyük Atatürk Parkı karşılıklı gezi tren seferleriyle Büyükçekmece Kordonboyu’na bağlanacak.
Engelli vatandaşlarımızı sosyal yaşama kazandırmak ve ailelerinin yükünü azaltabilmek adına örnek sayılayacak bir proje hayata geçirildi. Büyükçekmece Belediyesi Engelliler Eğitim İş ve Spor Merkezi’ni tamamlayarak hizmete açtık. Merkez, Büyükçekmece’de yaşayan engelli yurttaşlara eğitim, kültür ve sosyal alanlarda kusursuz bir hizmet imkânı sunuyor. Engelli vatandaşlarımız hobi bahçesinde kendi yetiştirdikleri sebze ve meyveleri yine kendileri tüketebiliyor. Kendi el emeği göz nuru ile yapmış oldukları el işi çalışmalarını da satarak aile bütçesine katkı sağlayabiliyorlar.
-Sizin adınızı daha çok çevre projeleriyle duyuyoruz...
Çevre adına önemli bir projeyi hayata geçirdik. Büyükçekmece Gölü Dalyan Bölgesi’nde balçık temizleme ve ıslah çalışmalarını tamamlayarak kapsamlı bir çevre projesine imza attık. Doğanın korunması ve gölde yaşayan canlıların yaşam kalitesini artırmak adına oldukça önemli bir projeyi hayata geçirdik. Bu proje sayesinde o bölge kötü kokulardan arınırken, suda yaşayan canlıların yaşam kalitesinin yükseldiğini gözlemlemeye başladık. Sonuçları açısından da değerlendirildiğinde bu proje aslında çok kapsamlı bir çevre projesidir. Bir diğer önem verdiğimiz konu da sokak hayvanları. 5 bine yakın sahipsiz hayvanın barınmasına olanak sağlayan Büyükçekmece Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi bu anlamda önemli bir işlevi yerine getiriyor. Bu yıl sokak hayvanlarına yönelik hayata geçirdiğimiz “Beslenme Kumbaraları” ve “Kedi Evleri” projeleri büyük ses getirdi. Büyükçekmece sahillerine ve halkın yoğun olarak yaşadığı bölgelere yerleştirdiğimiz beslenme kumbaralarına atılan pet şişenin ağırlığı kadar kumbara size köpek maması veriyor. Soğuk kış günlerinde kedilerin sıcak ve sağlıklı bir ortamda barınmalarına imkân sağlayan kedi evlerimizi de kedilerin yoğun olduğu bölgelere yerleştirdik.Yeni evlenen çiftlere ağaç dikme zorunluluğu getirdik. Proje kapsamında ilçenin muhtelif alanlarına “Aile Ormanları” kuracağız. İlk etapta, Mimarsinan Sahil Yolu Projesi kapsamında bin ağaçlık bir orman kuruyoruz. Evlenecek çiftler nikâh işlemlerini tamamladıktan sonra “Aile Ormanı”na ağaç diktiklerini belgelemelerinin ardından nikâhlarını kıydırabilecek.
"ROMANLAR İÇİN 3 KATLI 2+1 DAİRELER YAPACAĞIZ"
“Ocak ayı meclisimizde, Mimarsinan Merkez Mahallesi ve Köyiçi bölgelerini de kapsayan 43 hektarlık alanda gerçekleştirilecek “Kentsel Dönüşüm” uygulaması oybirliğiyle kabul edildi. 43 hektarlık alanda uygulanacak olan Kentsel Dönüşüm Projesi 3 yıl süren teknik bir çalışma sonucunda hayata geçirildi. Büyükçekmece’nin en eski yerleşim birimlerinden olan tarihi Mimarsinan’daki yapılar ömürlerini doldurmuştu. Olası bir deprem karşısında ayakta duramayacak yapılardı. Roman vatandaşlarımızı mağdur etmeden yaşam koşulları ve kültürleri göz önünde bulundurularak onlar için 3 katlı 2+1 daireler inşa edip kendilerine teslim edeceğiz. Ayrıca kültürlerini yaşatabilmeleri için de her türlü sosyal tesis ve alan da oluşturulacak. Hayata geçecek bu projenin Avrupa Konseyi’nde de ayakta alkışlanacağına eminim.”
MUDANYA'YA FERİBOT SEFERİ
“Büyükçekmece - Mudanya arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hizmete açacağımız BUDO feribot seferlerinin son aşamasına gelindi. Bu proje halkımız tarafından büyük destek gördü. Büyükçekmece Mimarsinan İskelesi’nden Mudanya’ya ilk etapta her gün karşılıklı birer sefer yapılacak. Şu an yolcu bekleme salonları, gişeler ve diğer ek hizmet binalarının inşaatı devam ediyor. Önümüzdeki aylarda seferlere başlanacaktır. Bu proje bölgede yaşayan vatandaşlarımız kadar beni de çok heyecanlandırıyor.”
KORDONBOYU, HAZİRAN AYINDA HİZMETE GİRİYOR
“Uzun yıllardır Büyükçekmece halkına hizmet veren “Eğlence Merkezi” olarak bilinen yerin tahliyesini tamamladık. Çünkü burası Büyükçekmece’nin incisi Kordonboyu’na yakışmaz bir hal almıştı. Burayı yıkıp Büyükçekmece halkının günün her saatinde ailesi ve sevdikleriyle birlikte hoşça vakit geçirebilecekleri bir sosyal tesis yapacağız. Büyükçekmece sahiline yakışır modern, çok kapsamlı bir tesisi Büyükçekmece ailemizin hizmetine sunacağız. Proje pek çok özelliğiyle fark yaratırken, Büyükçekmece ailesine de sosyal, kültürel ve sanatsal alanlarda hizmet verecek. Tesis aynı zamanda da, Büyükçekmece ailesinin çok ekonomik ve bir o kadar da keyifli zaman geçirebileceği bir mekân olarak tasarlandı. Büyükçekmece Belediyesi Kordonboyu Sosyal Tesisi’ni haziran ayı içinde tamamlayarak ilçe halkımızın hizmetine açmayı planlıyoruz.”
Habertürk/Esra Boğazlıyan
Taraf Gazetesi'nin yazarlarından Ayhan Karahan konuyu şu şekilde ele aldı;
Çingeneler ihtimaller kuramaz içlerindeki tepelere. Ancak yaşama sevinçlerinden vazgeçemezler. Çünkü küfürleri de, türküleri de çıplaktır onların. Yanaklarında çöl yanıkları taşırken, gözleri serin yaylalardadır.
Çok mevsimin denk düşmesine gerek yok. Çünkü Çingeneler zamansız bir iklimi yaşadılar. Emir Kustarica’nın “Çingeneler Zamanı” beyaz perde de henüz sıcaklığını koruyor. Perdenin ardında Goran vardı. Ederlezi’nin Türkçe karşılığı Hıdırellez’dir. “Ah Ederlezi niye geldin bu sene? Bilmez misin yetimdir buradaki kızlar?” Hayata dair bir sesleniştir. Acıya kader biçmiş, bir de o çocuklar. Flamenko, Çingene icadıdır. Haksızlıkla ironik dalga geçme aracı oldu, Endülüs saraylarından sokağa süzüldü.
Ayhan Karahan yazısınaÇingeneler ihtimaller kuramaz içlerindeki tepelere. Ancak yaşama sevinçlerinden vazgeçemezler. Çünkü küfürleri de, türküleri de çıplaktır onların. Yanaklarında çöl yanıkları taşırken, gözleri serin yaylalardadır. Deli fişek bir medeniyetin çocukları oldukları için yürek mazgalları korkuya geçit vermez. Bazen prangalı yürüyüşleri baygın bir ruhu da misafir etmiyor değil. Kırık takunyalarla yürüyen kadının bir köyün nefesini düşlediği rivayet olunur.
O nedenle pınarlar kururken, daldaki susamış kuşlara takılır belki de gözler. Yuvasını bulamamış yavru kırlangıcın çığlığı da bu sebepten yürek tırmalar. Acımasız hüzün yüreğe iliştiğinde meşakkatli uğraş başlar. Aidiyetsizliğe antrenmanlı zamanlar, dalda susamış kuşlar gibi bekler dermanını. Güvenlikli yer aramaz aidiyetsizlik. O nedenle çok sorgulamaz mutsuzluğu, üzgünlüğü. İkincil sınıf olarak yaftalanmak da çok umurda değildir. Herhangi bir konferans ya da seminerde öğrenilemeyecek şeylerdir hayatın göstergeleri. Yaprak kurusun diye de yazılmadı bulutun üzerine o yazıtlar. Ederlezi… Hıdırellez yani. Bahar geliyor, 6 Mayıs mühimdir. Deniz, Yusuf, İnan’ın asıldığı gündür. Benimse denetimli serbestliğimin son günüdür. Karlar erimiş olacak, ölen bebeklerin üzerine yeni doğumlar olacak. Kürt illerinden birisine yeni tayin olmuş bir memurun heyecanını hissedeceğiz belki de. Silvan, Sur, Cizre olacağız. Sokağa çıkarmayacaklar, biz sokağız diyeceğiz.
Çingeneler “Kentsel Dönüşüm” projesinin istenmeyen çocukları oldular. Oysa onların yaşadığı topraklar, kentin değeri en yüksek alanlarına dönüştürülmeliydi. Yaşama alanları ise kabul edilebilir bir kümeye açılmalıydı. Kentlerde de onlarla birlikte yaşamak istemeyen ciddi bir kesim vardı zaten. Bu duygu yoğunlaşmasını kapitalizm rantsal dönüşüme evirdi. Aferin rejime… Ahlaksızlık burda yatıyor olsa gerek. Benim okuduğum okullarda Çingeneler hep arka sıralara oturtulurdu. Görülmesinler istenirdi. Ama göz göze gelirdik. Onlar da bilirdi istenmediklerini. Onlara sorulmadı. Etnik dışlamanın aracısı, malzemesi oldular. Kent dışına itildiler. Bölgelerindeki, yaşam alanlarındaki ranta heba edildi, tüm açmazları… Oysa bir hayat tarzıydı paraya tahvil edilen. Hacıhüsrev’in başka bir dili olur mu? Bandırma Tenekeli Mahalle’nin, İzmir İki Çeşmeliğin…
Şimdi sözüm ona başkan yardımcısı var padişahın. Çok Soylu imiş beyfendi. Dünya- âlem biliyor. Bayraktar’ın yarım kalan işlerini yürütürmüş beyzade… Yürütsün bakalım. TOKİ öyle mi? Toplu Konut İdaresi… Bodrum’a dayandınız ya… Edirneli Çingeneler “Oynamaya geldik, oynamaya…” diyecekler. Heredot bu kentte doğdu TOKİ. Ederlezi ey hayat. Hayatın kılcalları istediğin gibi akmaz. Umut serçenin pınarının susuzluğunu irşada erdirdiği zamandaydı. Davor Dujmoviç vardı filmin başrolünde. Filmden 11 yıl sonra intihar etmişti. Davor’un naif bir kimliği vardı. Metaforik etkiler altında ezilen bir şahsiyet yani. Şimdi o filmde oynasaydı… Empati kurmakta fayda var. İntihara cesaret edebilir miydi acep?
Bıyığını tıraş etmeden ama… Padişahtan izin almaksızın yapamazdın sanırım o işi. İyi bir şey olmasa gerek. Tuvaletin dahi izne tabi olduğu saray ulemasından bağımsız bir tutum beklemek olası değil. Kendime yalan söylemeye başladığımdan gayrı, artık kimseye inanamaz oldum. Sizi yalanlarınızla baş başa bırakmayacağız. Sevgilim, sevdiceğim Makedon olduğu için de değil… Yani Sırbistan’a komşu olduğundan kaynaklı değil bunlar. Ama Davor onurlu olanı hayata geçirdi, hayattan vazgeçti. Soysuz başkan yardımcıları ile ülke yöneteceğine… Korkaktır o. Üç beş ay mapusta kalır. Mapusane edebiyatı çıkarır. Çingeneler şikâyet etmez ama hayattan. Şimdi “Çingeneler Zamanı...” Soy-sop ile ilgilenmez Çingeneler. Ama bu Soysuz bir yardımcıyı da görmezden gelmeyi getirmez. Saray oğlanları oynayın bakalım. Padişah izlesin sizi. Oysa iyi kıvırıyordun Putin’e toslayana dek. O uçağı düşürmeyecektin. Rus pilotu harami sofralarına yem etmeyecektin. El-Nusra son kozun olmayacaktı.
Çingenelerden öğrenecek çok şey olsa gerek. Sevmeyi öğrettiler. Aşkı çıkarsız. Gülümsemeyi her şeye rağmen. Hayatın, Çingeneler zamanı demlenen zaman oldu. Rengârenk esvapta zenginlik oldu. Padişaha mihnetsiz bi hayat da varmış. Soylu bir hayat yani. Şimdi Ederlezi dinleme zamanıdır. Goran ne güzel bir eser yaratmışsın.
Taraf/ Ayhan KARAHAN