25 / 11 / 2024

Çanakkale Boğazı Köprüsü Türk-Japon işbirliği ile yapılacak!

Çanakkale Boğazı Köprüsü Türk-Japon işbirliği ile yapılacak!

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Çanakkale Boğazı Köprüsü, dünyanın en uzun asma köprüsü olan Japon köprüsünü de geçen bir proje olacak. İnşallah bunu da Türk-Japon işbirliği ile yapacağız" dedi.




Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Çanakkale Boğazı Köprüsü, dünyanın en uzun asma köprüsü olan Japon köprüsünü de geçen bir proje olacak. İnşallah bunu da Türk-Japon işbirliği ile yapacağız" dedi.


Planları arasında Japonya’nın birincil öncelikli ülkelerden birisi olduğunu ifade eden Zeybekci, iki ülke arasında imzalanması planlanan serbest ticaret anlaşmasının önemli süreçlerden birini oluşturduğunu vurguladı. Zeybekci, "Japonya ile serbest ticaret anlaşmasını çok geniş kapsamlı ve derinlikli olmasını düşünüyoruz" diye konuştu.


Dünyada ekonomik haritaların değiştiği bir dönemde hızlı şekilde serbest ticaret anlaşmaları yapmayı ve genişletmeyi önemsediklerini dile getiren Zeybekci, Japonya’nın da en önemli hedeflerden biri olduğunu belirtti.


TEKNİK GÖRÜŞMELER BİTTİ


Japonya’nı küresel krizin ardından toparlanmayı tam anlamıyla başaramadığına değinen Zeybekci, Japonya’nın daha çok üretme, ihracat yapma ve fonlarını üçüncü ülkelerde değerlendirme ihtiyacı hissettiğini söyledi. Zeybekci, "Dünyada bu fırsatı ona verebilecek en önemli ülkelerden bir tanesi Türkiye. İki ülkenin karşılıklı faydasının yanında üçüncü ülkelerde bunu son derece önemli görüyoruz. Teknik görüşmeler bitti, çerçeve belirlendi ve 1 Aralık itibariyle resmi görüşmeler başlıyor. Hedefimiz bunu çok kısa sürede, 2015 sonu itibariyle bitirmek ya da bitirme noktasına getirmek" dedi.


GIDA İHRACATI FIRSATLARI


Japonya’nın gıda alanında dünyanın 4. büyük ithalatçısı olduğuna dikkati çeken Zeybekci, Türkiye’nin de dünyada 7, Avrupa’da 1. tarım ülkesi olduğunu söyledi.


Türkiye’nin bu pazarda önemli avantajlar yakalanabileceğine inandıklarını ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:


"Gıdada önemli gelişmeler var. Karşılıklı problemlerimiz var. Türkiye olarak Japon gıda ürünlerine koymuş olduğumuz bazı önemli kısıtlar var. Onların da bizim ürünlerimize koymuş oldukları kısıtlar var. Önerimiz şu olacak: Her iki ülke karşılıklı olarak birbirlerinin sertifikasyonlarını, ruhsatlandırmalarını tanısınlar, ekstra denetime, laboratuvar çalışmasına gerek kalmasın.


Japonya’nın bize özellikle Akdeniz yöresine ait meyve-sebzede koymuş olduğu çekinceler var. Bu problemleri halletmek üzereyiz, bir noktaya geldik. Beyaz ette 1 dokunuşluk bir durum var. Türkiye için gıdada, yaş sebze-meyvede, beyaz ette 2014 sonu itibariyle bazı problemleri aşıp, 2015’te fiili olarak ticaret yapmayı planlıyoruz."


Japonya’ya 400 milyon dolar civarındaki ihracatın bir an önce milyar dolarlara çıkarılması gerektiğini vurgulayan Zeybekci, "İnşallah 2015, bu milyar rakamına yaklaştığımız bir yıl olur" dedi.


Bakan Zeybekci, 16 Ekim'de İstanbul’da düzenlenecek Türk-Japon İş Konseyi’nde de genel görüşmeler yerine sektörler bazında çalışmalar yapacaklarını bildirdi.


JAPONYA'NIN ALTYAPI YATIRIMI İLGİSİ


Japonya’nın altyapı yatırımlarına ilgisinin artarak devam ettiğini belirten Zeybekci, Körfez Geçiş Projesi, tüp geçit projeleri ve İstanbul’a 3. köprünün ardından Çanakkale Boğazı Köprüsü'yle bu ilginin sürdüğünü söyledi.


Çanakkale Boğazı Köprüsü'nün 2015’te yatırım seviyesine geçmesini hedeflediklerini ifade eden Zeybekci, şöyle konuştu:


"2015’te Çanakkale Köprüsü'nün yapımına başlanması hedefleniyor. Çanakkale Köprüsü çok önemli bir proje. İstanbul’un üzerindeki baskının hafifletilmesi, Anadolu’nun Avrupa ile bağlantısını İstanbul olmadan gerçekleştirmek için çok önemli bir proje. Bunu çok önemsiyoruz. Dünyanın en uzun asma köprüsü Japonya’da. Çanakkale Boğazı Köprüsü, dünyanın en uzun köprüsü olan Japon köprüsünü de geçen bir proje olacak. İnşallah bunu da Türk-Japon işbirliğiyle yapacağız. Bunun görüşmeleri devam ediyor, şu anda talepleri var. Çözüm önerilerini de koydular ortaya. Biz bize ait olan bölümünü görüştük, bitirdik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına devredildi. Onlar da devam ediyorlar. Tek alternatif değil ama Japonların bu projeyi kaptırmamak için büyük bir istek içinde olacaklarını biliyorum.”


Bakan Zeybekci, iki ülke arasında devam eden projelerin gerçekleşmesi için gerekirse her ay 1 defa Japonya’yı ziyaret edebileceğini söyledi. Zeybekci, "Dünyanın ekonomik haritasının çizilmesi sürecinde Türkiye elini güçlendirmek zorunda. Güçlü ekonomilerle, ülkelerle işbirliğine giderek ve ortaklıklar yapmak durumunda. Önümüzdeki 1-2 yıllık dönemi çok iyi değerlendirmek durumundayız" dedi.


TÜRKİYE, JAPON EMEKLİLERİ AĞIRLAMAYA TALİP


Türkiye’ye gelen Japon turist sayısını artırmaya yönelik çalışmaları da değerlendiren Zeybekci, Japon turistlerin deniz, kum, her şey dahil seçeneği yerine kültür, doğa ve sahil turizmini tercih ettiğini söyledi.


Türkiye’nin kültür turizmi açısından dünyanın en zengin ülkesi olduğunu vurgulayan Zaybekci, şunları kaydetti:


"Tanıtımla ilgili çok hızlı bir kampanya başlatmamız lazım. 2015, fuarlar ve tanıtımlarla ilgili çok farklı adımlar attığımız bir yıl olacak.


Japonya ile emekli ve yaşlılarla ilgili ortak proje için çalışıyoruz. Bunu çok önemsiyoruz. Bunu dünyaya da çalışıyoruz. Türkiye bütün dünyaya bu hizmeti verebilecek durumda. Gelişmiş ekonomilerin Avrupa, Amerika, Kuzey Amerika, Japonya gibi ülkelerin en büyük problem yaşlılarının ülkelerinde ağırlanması, bakımı. Bu ekonomilerine çok büyük bir yük haline geliyor. Bunu Türkiye’de çok daha uygun imkanlarla çok daha rahat yapabiliriz. 40 milyon turisti ortalama 600-800 dolar harcamayla ağırlamaktansa, 1 milyon turist yerine böyle bir 50 binlik ağırlamayı yapmak bizim için daha avantajlı, ekonomik, kazançlı. Bunun üzerinde çalışıyoruz, Japonlarla bu alanda bir görüşmemiz var."


Bu alanı gelecek dönemde sadece Japonya ile de sınırlı olmayan bir sektör olarak gördüklerini ifade eden Zeybekci, bu kişileri de turist olarak değil, uzun dönemlerde Türkiye’de kalmak üzere alternatif turizm faaliyet olarak değerlendirdiklerini belirtti. Zeybekci, gerekli tanıtımlar yapıldığında klasik Japon turisti de Türkiye’ye daha fazla çekebileceklerini vurguladı.


SON ÇEYREK ÖNEMLİ


Orta Vadeli Programa (OVP) ilişkin sorular üzerine Bakan Zeybekci, programda geçen seneki hedeflerden bazı alanlarda uzaklaşılan sonuçlarla karşılaşıldığını söyledi.


Büyümede yüzde 4 seviyesi öngörülürken, bu yıl için yüzde 3,3’lük bir hedefin gerçekleşeceğinin açıklandığını anımsatan Zeybekci, "Bu yüzde 3,3, 3,4, 3,5 olur. Ben son çeyrekte iç piyasanın büyümeye olumlu katkısının olacağına inanıyorum. Türkiye’nin büyümesine ihracatın verdiği katkı yıl sonunda yüzde 2,5’in üzerinde kapanacak" diye konuştu.


"TALEBİ DARALTMANIN AYARINI KAÇIRDIK"


Enflasyonla mücadelenin önemine dikkati çeken Zeybekci, enflasyonla mücadelede daha köklü bir yöntem olan daha çok üretim, büyüme, istihdam ve arz yolunun tercih edilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.


 "Enflasyonla mücadelede talebi daraltmanın biraz fazla ayarını kaçırdık, onun için biraz Orta Vadeli Program’da büyümeyle ilgili rakamı yakalayamadık” diyen Zeybekci, gereksiz tüketimi daraltmakla birlikte, üretime, KOBİ’lere, yatırıma ve üretime doğru finans ve kredi imkanları genişletilebilseydi, büyüme rakamlarının çok daha farklı olabileceğini belirtti. Zeybekci, şunları kaydetti:


"Orta Vadeli Program’da açıklanan 160,5 milyar dolarlık ihracat rakamının 162’ye yaklaşacağına inanıyoruz. Şu andaki tahmin biraz fazla muhafazakar. 162 civarında bir ihracat rakamını yakalayacağız. Onun da büyümeye katkısı farklı gelecek.


Programdaki diğer biz özellik de olumlu yönde sapma, cari açık. Yıl sonunda 6,4 hedeflenmişti cari açık. Bunun 5-5,5’lu rakamlar seviyesinde olacağını öngörmüştük. Şimdi programda bu 5,7 olarak görülüyor. Cari açık 5,5-5,7 aralığında gerçekleşecek. Türkiye 5’li rakamın altına indirdiğinde cari açıkla ilgili endişe edilecek bir durum kalmayacak. Enerji fiyatlarındaki olumlu gelişmelerle cari açık önümüzdeki dönemde çok daha farklı boyutlara gelecek."


"FAİZ İNDİRİMİNE DEVAM ETMEMİZ LAZIM"


Faiz politikalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Zeybekci, şöyle konuştu:


“ABD’nin faiz konusunda atacağı adıma ilişkin endişelerin panzehiri fazlasıyla AB’den geleceğinden Türkiye olarak bizim faiz endişesi içinde olmamamız,  dolayısıyla faiz indirimine devam etmemiz, Türkiye’de piyasaların, yatırımcının, esnafın kabul edebileceği faiz seviyesine cesaretle gelinmesi gerektiğinin altını hep çizdik. Sayın Babacan’ın altını çizdiği, bunu sevinerek gördüm, memnun da oldum, inşallah önümüzdeki dönemde Türkiye, AB’den gelecek olan olumlu etkiyle faiz indirimleri ve enflasyonla kalıcı mücadele edecek. Bunlar önemli göstergeler.”


IRAK, İHRACATTA BASAMAK ATLAYABİLİR


Bakan Zeybekci, eylül ve ekim aylarında ihracatta Irak’la ilgili olumlu gelişmeler olduğuna, böylece ihracatta oluşan eksinin yüzde 13’lere gerilediğine dikkati çekti. Bu iyileşmenin devam edeceğini vurgulayan Zeybekci, ekim, kasım ve aralıkta artıya geçme durumunun söz konusu olduğunu, buna bağlı olarak yıl sonu itibarıyla 3 milyar dolar civarındaki kaybın düşeceğini bildirdi.


Irak’ın Türkiye için ikinci ihraç pazarı iken olumsuz gelişmelerle 3. sıraya düştüğünü dile getiren Zeybekci, bu ay olumlu gelişmeler yaşanırsa kasım sonu itibarıyla Irak’ın tekrar ikinci ihraç pazarı olacağını söyledi. Zeybekçi, böylece ihracata 162 milyar doların da bir miktar üzerine çıkılabileceğini, ihracatın 3. çeyrekte büyümeye etkisinin de daha farklı olabileceğini dile getirdi.


RUSYA'YA İHRACAT


Zeybekci, Rusya ile 2014’ü iki ülke arasındaki ticaretin önündeki engelleri kaldırma, 2015’i de tercihli ticaret anlaşmasıyla ekonomik işbirliğini geliştirmede önemli bir yıl olarak gördüklerini söyledi.


Rusya pazarının son derece önemli olduğunu ve zamanlamayı tam bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Zeybekci, 2015-2016’nın Orta Vadeli Program'a yönelik olarak önemli fırsatlar sunacağına inandığını belirtti. Zeybekci, "Böylece 2008’den itibaren kişi başına düşen milli gelir rakamlarında biraz patinaj yaptığımız dönemi de inşallah 2015-2016’da kırıp, 2016 sonu itibarıyla 12 bin 750 dolarlık üst gelir grubu, birinci lig ülkeler grubuna gireceğiz" dedi.


Rusya’ya yaş sebze-meyve ve gıda ihracatı konusunda rahatlamalar olduğunu dile getiren Zeybekci, "Bunlar palyatif rahatlamalar, kalıcı, kurumsal rahatlamaları 2014 sonuna kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Yıl sonunda iki ülkenin sertifikalardan, laboratuvar testlerinden, nakliyedeki kotalardan kaynaklanan sınırlamaların bitirilmesi konusunda uzlaştık. 1-2 hafta içinde oraya ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Orada inşallah daha somut açıklamalar yapacağız” şeklinde konuştu.


Bakan Zeybekci, İran ile ekonomik ilişkileri geliştirmek için de 160 madde üzerinde yoğun bir çalışma yürüttüklerini kaydetti.


"CESUR DAVRANIYORUZ"


Nihat Zeybekci, yatırım teşvikleri konusunda çok cesur ve cömert davrandıklarını söyledi. Zeybekci, şu bilgileri verdi:


"Bugüne kadar kendimizi kısıtladığımız alanlar var. Buraları teşvik etmememiz gerekiyormuş gibi bir algı yaratılmış. O alanları cesur şekilde açıyoruz. Bu da bizim için bugüne kadar ihmal edilmiş alanlardan olarak gördüğümüz metalürji alanında çok cesur, ileri aşamada hem stratejik hem bölgesel anlamda bütün teşvikleri sonuna kadar kullanacağız. Açıkça söylüyoruz, 'yatırım yapmak isteyen bize gelsin, ne istiyorsa söylesin, biz ona uygun bir ceket dikeriz' diyoruz."


DİZİLERE MOZAİKLEME ELEŞTİRİSİ


Türkiye’nin tanıtımında Türk dizi ve filmlerinin yurt dışında yayımlanmasının desteklenmesi ve Türk markalarının dizilerde sansürlenmesi konularındaki çalışmaların sorulması üzerine Zeybekci, "Mozaikleme diye bir ilkel görüntü hiçbir yerde yok. Mozaiklemenin alışkanlık yapan maddelerin kullanımıyla ilgili hassasiyetler dışında hiçbir şekilde ve yerde yapılmasını kabul etmiyorum. Bunu mozaikleme değil, sansürleme gibi algılıyorum" diye konuştu.


Sektör temsilcileri ile İstanbul’da bir araya geleceklerini dile getiren Zeybekci, şunları kaydetti:


"17 Ekim'de dünya çapında önemli bir dizi yönetmeni ile Türkiye’deki film ve dizi yapımcıları bir araya gelecek, biz de orada olacağız. Toplantıyı biz düzenliyoruz.  Önümüzdeki süreçte Türk dizilerini, film sanayi için bir ihraç ve fırsat ürünü olarak görüyoruz. Daha da önemlisi içine yerleştireceğimiz Türkiye unsurlarıyla bu imkanı tanıtımda çok iyi biçimde kullanmak istiyoruz.


Türkiye’nin içinde her şey var, Türk ürünleri, kültürü, turizmi, kültür coğrafyasındaki yerlerimiz… Bunun içine hedef ülkelerimizin de coğrafya ve figürlerini serpiştirerek akılı hareket etmemiz gerekiyor.


Başka ülkelerin filmlerini seyrederken en az 3-4 kere bayraklarını selamlatırlar, inançlarla ilgili figürlerini bir yerlere koyarlar, birçok defa da hiç fark ettirmeden ‘illa burayı gidip göreyim’ dediğiniz coğrafi, kültürel, turizm değerlerini koyarlar ve o aile birkaç defa tüketim için önemli yerlere gider. Bunları da markaları gizlemeden yaparlar. Ekonomik anlamda egemen ve etken bir ülke olmak istiyorsanız tüketim alışkanlıklarını belirleyen ülke olmak zorundasınız. Bunun için de elinizdeki en önemli enstrüman film ve diziler, dünya veya bölge çapında tanınan starlarınızı akıllı biçimde kullanmak. Bunları konuşacağız." 


AA


Geri Dön