Çelik boru sektöründe hammade sıkıntısı büyük!
Türk çelik boru sektörü; önemli ihracat pazarlarında yaşadığı sorunlara ek olarak hammadde temininde zorlanıyor ve ithal ürünlere uygulanan gümrük vergileri ile de maliyetler yükseliyor…
Tüm bunlara rağmen sektör, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise beşinci büyük çelik boru üreticisi konumunu koruyor. Yıllık üretimi yaklaşık 4,25 milyon ton olan çelik boru sektörü, üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini ise ihraç ediyor. İhracat odaklı büyüme hedefleyen sektörün, Ocak-Eylül 2014 döneminde toplam ihracatı miktar bazında yüzde 2,71 artışla 1 milyon 435 bin tona ve 1 milyar 205 milyon dolara ulaştı.
Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) verilerine göre; Ocak-Eylül 2014 döneminde sektörün ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 2,71 artışla 1 milyon 435 bin tona ve 1 milyar 205 milyon dolara ulaştı.
Dokuz aylık dönemde yüzde 25,62 azalışa rağmen 194 milyon 769 bin dolarlık ihracat ile Irak liderliğini korurken, ABD yüzde 10,25 artış ve 182 milyon 783 bin dolar ile ikinci, İngiltere ise yüzde 64,90 artış ve 138 milyon 49 bin dolarlık çelik boru ihracatı ile üçüncü oldu.
Çelik boru sektörünün aylık bazdaki ihracat rakamlarına bakıldığında ise Eylül ayında ihracatın, önemli oranda yükselişe geçtiği görülüyor. Türkiye’nin çelik boru ihracatı Eylül ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına oranla miktar bazında yüzde 10,77 artışla 183 bin 160 tona ulaşırken, değer bazında ise 146 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi.
Türk çelik boru sektörünün durumu ve ihracatı hakkında açıklamalarda bulunan Çelik Boru İmalatçıları Derneği Genel Sekreteri Mehmet Zeren “Eylül ayı sonu itibariyle ihracatımızın 1,5 milyon tona yaklaştığı görülüyor. Ancak hammadde temininde yaşadığımız sorunlar zaman zaman üretimde ve buna bağlı olarak da ihracatta aksamalar yaşamamıza sebep oluyor. Sektörümüzün üretimde ve ihracatta yakaladığı başarıyı devam ettirebilmesi için hammadde temininin uygun maliyetle ve zamanında yapılması büyük önem taşıyor” dedi.
Birçok sektörde hammadde ithalatında düşük vergi ve mamul ithalatında ise yüksek vergi uygulandığına dikkat çeken Mehmet Zeren, “Çelik boru sektöründe ise tam tersi bir uygulama var. Avrupa Birliği ile aramızdaki Gümrük Birliği ve Ortak Gümrük Tarifesine rağmen; AB ülkelerinde yassı çelik ithalatına yüzde 0 gümrük vergisi uygulanırken, Türkiye’de yüzde 9-10 oranlarında vergi söz konusu ve bu oldukça büyük bir çelişki yaratıyor. Sektörümüzün hammadde olarak kullandığı yassı çelik ürünlerine uygulanan vergiler üreticilerimizin iç piyasadan aldığı hammadde maliyetlerini yükseltiyor. Böylece rekabet gücümüz azalıyor. Dünya piyasa fiyatlarından hammadde teminine yönelik düzenlemelerin yapılmasına ihtiyacımız var” diyerek sözlerine devam etti.
Türkiye’de bir yılda üretilen yassı çelik miktarının da ihtiyacı karşılayamadığını belirten Mehmet Zeren “Türkiye’de yıllık ortalama 10 milyon ton yassı çelik üretimi olmasına rağmen tüketim 14 milyon ton. Üretimin yaklaşık 2 milyon tonluk kısmının ihraç edildiği göz önüne alındığında ihtiyacı karşılamak için 6 milyon ton civarında bir ithalatın yapılması gerektiği görülüyor. İç piyasadaki üretimin yetersizliği nedeniyle, en büyük yerli yassı çelik üreticisi ve hammadde tedarikçimiz konumundaki Erdemir siparişlere yetişemiyor ve verilen siparişleri ancak 5-6 ay sonra karşılayabiliyor. Bu da sektör için büyük bir sorun oluşturuyor. Son zamanlarda cevher fiyatlarının hurda fiyatlarına göre daha avantajlı hale gelmesi nedeniyle hurdadan üretim yapan yassı çelik fabrikalarında üretimin düşmesi ve bu durumda, iç piyasadan hammadde temininde yaşanan sıkıntıların daha da artması beklenmektedir.’’dedi.
Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen sacların iç piyasada satıldığı, buna karşılık iç piyasadan alınan sacların ihraç ürünlerinde kullanıldığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını söyleyen Mehmet Zeren “İç piyasa saclarından üretilen ürünler ihracat için herhangi bir avantaj sağlamadığı gibi dezavantaj yaratıyor. Örneğin ABD’ye yaptığımız OCTG boru ihracatında Erdemir menşeli sacları kullanmamız sonucunda, ABD Ticaret Bakanlığı Erdemir’in devlet kontrolünde bir firma olduğunu öne sürerek bizlere telafi edici vergi uygulamaya başladı. Ayrıca, Ukrayna ve Rusya’dan ithal edilen yassı çelik ürünlerinin de kalitesiz olduğu yönünde iddialarla karşılaşıyoruz. Yassı çelik üreticileri, geçtiğimiz yıl 2,3 milyon ton slab ithalatı yaparak yassı çelik üretiminde hammadde olarak kullandı. Bu yapılan ithalatın yaklaşık yarısı Rusya ve Ukrayna’dan ithal edildi ve bunlardan elde edilen yassı çelik ürünleri piyasaya sunuldu. Avrupa Birliği’nin 2013 yılında AB dışındaki ülkelerden ithal ettiği yaklaşık 7,5 milyon ton yassı çeliğin yarısını Rusya ve Ukrayna’dan temin etmesi de bu iddianın doğru olmadığını göstermektedir.” diyerek açıklamalarını tamamladı.