Cemal Saydam: Kanal Projesi'nde ne olacağı kestirilemez!
HÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Başbakan'ın açıkladığı "Kanal İstanbul Projesi"ne ilişkin olarak, "Doğal olarak oluşmuş bir sistemi öyle yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını kestiremezsiniz...
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Çevre
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğanın açıkladığı kamuoyunda "Çılgın Proje" olarak adlandırılan "Kanal
İstanbul Projesi"ne ilişkin olarak, "Doğal olarak oluşmuş bir sistemi öyle
yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını kestiremezsiniz. Boğazlardaki su
rejimini değiştirirseniz, İstanbulun kanalizasyon deşarj sistemini
mahvedebilirsiniz. İstanbulun kanalizasyonu boğazın altına veriliyor ve bu su
Karadenize gidiyor" dedi.
Saydam, Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan "İstanbul Hazır; Hedef
2023" projesine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Karadenizden
boğazları geçerek Akdenize ulaşan suyun karşıtının tuz dengesini sağlamak için,
Akdeniz suyunun da boğazın altından Karadenize ulaştığını anlatan Saydam, "Bu
denge, 3 bin yıllık bir denge, yani çok yeni" diye konuştu.
Projenin, Marmaranın yüzey akıntılarına ne yapıp yapmayacağına ilişkin
kesin bir şey söylemenin mümkün olmadığını belirten Saydam, "Doğal olarak
oluşmuş bir sistemi öyle yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını
kestiremezsiniz" şeklinde konuştu.
Projenin çok detaylı olarak incelenmesi gerektiğini vurgulayan Saydam, şu
görüşleri ifade etti:
"Ancak ilk olarak söyleyebileceğimiz bir şey var. Doğanın düzeni ile
yapay şekilde oynadığınız zaman geri dönüşü olmayan iyi ya da kötü değişimler
oluyor. Boğazlardaki su rejimini değiştirirseniz, İstanbulun kanalizasyon deşarj
sistemini mahvedebilirsiniz boyutuna kadar gidebilir olay. İstanbulun
kanalizasyonu boğazın altına veriliyor ve bu su Karadenize gidiyor. Bu sistem
1990ların başında çalışmaya başladı. Onun öncesinde 5-6 yıl biz bilim adamları
olarak bunun araştırmasını yaptık. Bunun için bu şehir çok yatırım yaptı.
Senelerce araştırma yapıldı bunun için. Ben boğazın altını dört defa kırmızıya
boyayan ekibin başıydım. Sistemi biliyorduk. Ama siz bu dengeler üzerine kurulmuş
Marmara Denizine tek taraflı bir suyla girerseniz, o da derinliği çok önemli
yani 25 metre olduğu zaman mutlak Karadeniz suyu gelir. Akdeniz suyu oradan
geçemez. Çünkü Marmaradaki tabakalaşma 25 metre. Keşke 50 metre olsa, ikinci
boğazı orada yaratır gibi olacak."
"Daha açık bir ifadeyle Karadeniz Marmaraya bir musluktan boşalıyordu,
şimdi ikinci musluğu açarsanız Karadenizdeki su dengesini değiştirirseniz, ne
olacağı kestirilemez" diyen Saydam, Marmara Denizinin yapısının dünyada tek
olduğunu vurgulayarak, "Dünyada böyle bir deniz yok. Bu nedenle burada hassas
dengeler var. Oynadığınız zaman Marmarada ne olacağını kestiremezsiniz, balık
olsun, üst akıntısı olsun, su rejimi olsun. Marmaranın su bütçesi ile oynamaya
başlarsanız sistemin nasıl cevap vereceğini hiç kestiremezsiniz" dedi.
168 MİLYON 750 BİN METREKÜP TOPRAK HARFİYATI
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir de kanal projesini
"imkansız ve çılgın" olarak değerlendirerek, projenin siyasi etikten, bilimden
ve teknikten uzak olduğunu savundu.
İstanbulun siyasete alet edildiğini öne süren Taşdemir, şöyle devam
etti:
"25 metre derinliğinde, 150 metre genişliğinde, 45 kilometre uzunluğunda
bir kanal açmak demek, 168 milyon 750 bin metreküp toprak harfiyatı demek. Bu da
yaklaşık 17 milyon kamyon harfiyat demek. Buradan çıkacak toprağı İstanbulun
üzerine sersen, İstanbulun yüzölçümünü 10 santimetre yükseltirsin. Bu alanda çok
ciddi ekolojik tahribat ve orman katliamı yapılacak, çok ciddi bir kentleşme
problemi olacak. 45 kilometrelik güzergahta yaşayan insanlar, yerinden yurdundan
edilecek."
Projenin İstanbulun nüfusunu artıracağını ileri süren Taşdemir,
İstanbulun deprem bölgesinde olduğuna da işaret ederek, projenin deprem olması
durumunda bir felakete neden olabileceğini öne sürdü. Projenin bölgedeki emlak
fiyatlarını da artıracağını belirten Taşdemir, proje ile hukuki olarak mücadele
edeceklerini de kaydetti.
KAPSAMLI DEĞERLENDİRME İÇİN PROJENİN BÜTÜNÜNÜ GÖRMEK LAZIM
Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar da kanal projesinin
fikir düzeyinde olduğu için değerlendirme yapmadıklarını, ancak Başbakan
Erdoğanın açıklamalarını izlediklerini söyledi.
Projenin üzerinde kapsamlı bir değerlendirme yapmak için projenin
bütününü görmek gerektiğini belirten Uyar, "Kısmen bakıldığında İstanbul
Boğazını rahatlatmak, gemilerin geçişini hızlandırmak anlamında yapılabilir
böyle bir kanal. Ancak tek başına kanaldan değil bir yerleşimden, havaalanından,
3. köprü projesinden söz ettiğinizde İstanbul için vahim bir durum ortaya
çıkıyor" şeklinde konuştu.
Projenin detaylarının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle ilk
izlenimlerini anlattığını dile getiren Uyar, şunları söyledi:
"Bütün bir proje olarak bakıldığında, İstanbulun çok sorunu var,
bunları daha da çoğaltacak gibi görünüyor. Hızlanacak bir deniz trafiği Çanakkale
Boğazını da risk altına alacaktır. İstanbula açıkçası çok somut faydasını
tespit etmek mümkün değil. Boğazda bekleyen petrol firmaları açısından mutlaka
faydalıdır ama İstanbul kentinin sorunlarını artıracak gibi görünüyor. Yeri,
konumu, yaratacağı etkiler, ayrıca değerlendirilmeli.
Temel sorun şu, planlama açısından geçerli mevzuata herkes uyacaksa,
İstanbulun 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı yeni yapıldı. Hedef yılı 2030
olarak belirlendi. Bu planlar gelecek için yapılır. Bu planın içinde ne 3. köprü
ne de bu kanal var, ne de Başbakanın 2 kenti var. Dolayısıyla bu söylenenlerin
tamamı buna aykırı. Bu planlar, İstanbul ya da herhangi bir kentte herkesi
bağlayan açık hükümlerdir. Keşke Başbakanın projeleri buralarda yer alsaydı.
Mutlaka planlar değişebilir ama bu bir ihtiyaç değil. Seçim öncesi bir
proje, gündemi oluşturmak üzere belirlenmiş. Burada beklenildiği gibi büyük bir
çılgınlık yok. Kenti Trakyaya doğru genişleten proje, İstanbulu bitirir ve
ancak bu yönüyle çılgınlık olur."
-
ÖNERİMİZ, BÜYÜKÇEKMECEDEN, ORMANLI KÖYÜ CİVARINA UZANACAK BİR GÜZERGAH
Orman Mühendisleri Odası Başkanı Muhammet Saçma da teknik altyapısıyla
oluşmadığından Başbakan Erdoğanın açıklamaları doğrultusunda ilk izlenimlerini
paylaşmak istediğini söyledi.
Projede Silivriden Yalıköye uzanacak bir kanaldan söz edildiğini
belirten Saçma, şöyle konuştu:
"Boğaz trafiğinin yükünün azaltılması noktasında genel çerçeveye
bakıldığında doğru bir yaklaşım. Ancak burada öngörülen kanalın genişliği 150
metre olacak, tahmini uzunluğu 45 kilometre, bunun 20 kilometresi ormanlardan
geçiyor. Burada aşağı yukarı 300-350 hektar civarında orman yok olacak, bir kısmı
da zarar görecek. O civarda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
tarafından geyik ve yaban hayvanı yetiştirme alanı olarak belirlenen yerler de
var. Bu nedenle bu güzergahın yaban hayatıyla ilgili de ciddi zararları olacağı
düşüncesindeyiz. O yöredeki gerek orman alanları, gerek bitki, gerek hayvan
türleri yönünden de proje hayata geçirilmeden önce detaylı inceleme yapmak
lazım.
Burayı, sadece gemilerin geçeceği yer olarak görmemek gerekir. Bizim
önerimiz, Büyükçekmeceden, Ormanlı köyü civarına uzanacak bir güzergah. Bu da
kısmen coğrafi yapısı itibariyle de kanal geçirmeye uygun bir yer. Hem mesafe
daha kısa, hem de ormandan geçecek bölümü 7-8 kilometre. Bu güzergahın hem
maliyeti azaltacağını, hem doğaya daha az zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu gibi
şeyler ihtiyaçsa karşıyız demek doğru değil, alternatif öneriler sunmak lazım.
Biz de ilk bilgiler ışığında böyle bir öneri geliştirdik."
AA