Ceren Kumbasar: İnşaat projesi için bir çalışıyorsak, camiler için beş çalışmalıyız!

Son yıllarda ülkemizde ne yazık ki kutuplaşma giderek arttı. Bir sürü medeniyeti, kültürü beraberinde taşıyan insanlar olarak bir taraf olmak zorunda kaldık ya da öyle zannettirildik. Yüzyıllardır hafızamızda olan “Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz” sözünü sildik belleklerimizden, ayrıştırmaya başladık insanları. Bu tarafta mısın diğerinde mi? Solcu musun sağcı mı? Artık sol tam sol değil, sağ zaten merkez değil diyerek açıklar ve kapalılar, içenler ve içmeyenler, namaz kılanlar ve kılmayanlar olduk.

Günlük hayatta bu taraf olma meselesi hemen her alanda kendini gösterdi, gösteriyor. Kendine müslümanlar, başkaları için müslümanlar, gavurlar, kendini gavur hissedenler, müslüman görünümlüler, Türkiye’de doğmamış gibi yapanlar, başka kültürlere heveslenenler ve daha bir çoğu. Günlük hayattaki yansımalar, gözlemlerime göre en fazla beş yıl içinde daha da radikal bir haliyle iş hayatında hissediliyor. Yaptığınız her iş, attığınız her adım sizi mimliyor. Camilerle ilgili bir söyleşi yapıyorsunuz, dini inancınız, başı açık haliniz sorgulanıyor.

Bütün bu karmaşık ortam içinde dün, her gün ilk kontrol ettiğim Emlak Kulisi sitesinde bir haberle karşılaştım. İçim umutla doldu ve sizinle paylaşmak istedim. Zira yıllardır bu konuyla ilgili görüşlerimi belirtir ve çok sert bir şekilde eleştirilir hatta müşteri kaybederim. Haberde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, başka birçok açıklamayla beraber, camilerde yeni mimarilere ihtiyaç olduğunu belirtmiş ve aynen eklemiş:

“Sadece belli bir yaşında üstünde erkek cemaate hitabeden, çocuklar için mekanı olmayan, gençlere kucak açmayan, kadınlarımızı ailelerimizi içine kabul etmeyen, engellilere yer olamayan bir cami İslam’ın camisi mabedi olamaz. İslam’ın mabedini, Allah’ın bütün kullarında kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla herkesi kucaklayan mabet olarak inşa etmeliyiz.”

Yıllardır özellikle gençlerin kiliselerin onlara da hitap eden yapısından çok etkilendiklerini, müslüman oldukları halde kendilerini kiliselerde daha rahat hissettiklerini söyler dururum. Bunu ne zaman söylesem cevap olarak, ‘Türk gençlerinin özenti kimliğinden ve dini meyillerinin az oluşundan kaynaklandığını” duyarım.

Oysa bu durumun tek nedeni camilerin mimarisinin gelişmemiş olmasıdır. Bizim için kutsal sayılan şeylere dokunmayı bırakın onlar hakkında konuşmak bile yasak. Oysa camiler bizim için en kutsal mekanlarsa herhangi bir inşaat projesi için bir çalışıyorsak camiler için beş çalışmalıyız.

İşte o zaman hem topraklarından bir çok önemli mimarı çıkartmış olan Anadolu’nun hem de herkesi kucaklayıcı ilkesi olan dinimizin hakkını vermiş oluruz.

Vatan Gazetesi/ CEREN KUMBASAR