Sektörel

Çin'in dampingi yenilenebilir enerjide Batı'yla savaş başlatabilir

Yenilenebilir enerjide Çin'in uyguladığı düşük fiyat politikası tüm Batı ülkelerinin tepkisini çekiyor

Çelik, tekstil ürünleri ve otomobil yedek parçasının ardından Çin ve Batı ülkeleri şimdi de güneş enerjisi panelleri gibi yenilenebilir enerji gereçleri konusunda korumacılık ve fiyat tartışması yaşıyor. Alman güneş enerjisi şirketleri Conergy ve Solarworld, Çinli üreticilerin kendilerinden yüzde 20 daha aşağıda olan fiyat politikalarıyla ilgili endişelerini gündeme getirdi. Sektörün uzmanlarına göre ABD şirketleri de Alman şirketleri ile aynı endişeleri paylaşıyor. Alman Güneş Enerjisi Sektörü Birliği BSW, Çinli rakiplerin fiyat iddialarını araştırırken, gelirleri açısından Almanya'nın ikinci büyük güneş enerjisi şirketi olan Conergy de Avrupa Birliği'nin Çin'in fiyat politikalarını araştırmaya başlaması için çağrıda bulundu. Conergy CEO'su Dieter Ammer, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Çevre ve ekonomi politikalarımızın amacı büyük çabalarla geliştirilen geleceğin teknolojisini temel alan öncü rolümüzü Çin'e kaptırmak olamaz" dedi.

Çinli şirketler pazar yarışında
Almanya ve ABD güneş enerji sistemlerinin iki büyük pazarı. Çinli şirketler de fiyat indirimi politikalarıyla pazarı ele geçirmeye çalışıyor. Almanya'da 10 kilowatlık bir güneş enerjisi sisteminin maliyeti yaklaşık 3 bin 400 euro. ABD'de büyük bir ev için kurulacak güneş enerjisi sisteminin fiyatı ise 70 bin doları bile aşıyor. Batılı hükümetler temiz enerji kullanımını teşvik eden politikalar uygularken Çin'den düşük maliyetli ekipman ithalatına da direniyor. Çinli şirketler ise maliyetleri ve fiyatları azaltarak pazar payını artırmaya çalışıyor. Pekin merkezli Allbright hukuk firmasının avukatlarından Fu Donghui, güneş enerjisinin çok özel bir ürün olduğunu belirterek "Bu ürünün dünya genelinde büyük önem kazandığı bu dönemde dampingi hedeflemenin iyi fikir olduğunu sanmıyorum. Maliyetlerin azalması dünyanın çıkarına olur" dedi. CCB International kuruluşunun analisti Felix Lam ise, "Damping iddiaları güneş enerjisi gibi önemli bir sektörün korumacılık nedeniyle güç kaybedebileceği endişelerini artıracak. Ticari bariyerler inşa edilirse. Bunun sonucunda herkes kaybeder" dedi.

Korumacılık tehdit oluşturuyor
Büyük çaplı koruma önlemlerinin devreye girmesi durumunda, kaybedenler arasında Çinli güneş panelleri üreticisi Suntech Power Holdings ve ABD'li First Solar da yer alacak. First Solar toplam satışının yüzde 80'ini Almanya'ya gerçekleştiriyor. Şirket temmuz ayında yaptığı açıklamada, bu yıl güneş enerjisi panelleri alanındaki en büyük pazar olması beklenen Almanya'daki pozisyonunu kaybetmemek için fiyatlarda indirime gidebileceğini bildirmişti. Çin'in dış ticarete bağımlı olduğuna ancak ABD ve Almanya'nın da aynı özelliğe sahip olduğuna dikkat çeken HSBC analisti Christin Wang, "Çin şirketleri bu durumdan kesinlikle zarar görecek ancak uzun vadede dev Çin pazarı göz önüne alındığında Alman şirketler de zarar görecek" dedi.

Korumacı önlemler küresel kriz ve iç talebin düşmesi nedeniyle zorlu bir dönemden geçen Alman güneş enerjisi sektörü açısından biraz geç ve yetersiz olacak. Son 12 ay için Solarworld'ün borsada işem gören hisseleri yüzde 63 değer kaybetti. Bu oran Conergy'de yüzde 77, dünyanın en büyük güneş enerjisi hücreleri üreticisi Q-cells'te ise yüzde 85 oldu.

Pekin'in teşviki avantaj
Söz konusu çatışma sadece güneş enerjisinde değil bioyakıtlarda ve rüzgar enerjisinde de yani yenilenebilir enerjinin her alanında yaşanıyor. Çin sık sık yabancı şirketlerin kendi pazarına girmesini engellemekle ya da kendi ihracatçı firmalarına haksız teşvikler sağlamakla suçlanıyor. Mart ayında çatılara yerleştirilen 50 kilowatt'ın üzerinde kapasiteye sahip güneş enerjisi sistemlerine watt başına 2.90 dolar ödeme yapacağını duyuran Pekin hükümeti temmuz ayında güneş enerjisine yönelik yatırımlarda yüzde 50 teşvik uygulayacağını bildirmişti. Bu teşvik şimdiden dünyanın en düşük maliyetli üretimini gerçekleştiren Çinli şirketlere büyük bir avantaj sağlayacak. Çinli şirketler Avrupa ve ABD'deki pazar paylarını büyütmek istiyorlar. Teşvikler ve fiyat indirimleri bu hedeflerindeki en önemli silahları olacak. Uzmanlar ise uzun vadede buna karşı alınacak korumacılık önlemleriyle sadece zaman kazanılabileceğini uzun vadede maliyet rekabetinin belirleyici olacağını düşünüyor.
Referans