16 / 05 / 2024

Davut Doğan: 5 yılda 85 mağaza açmayı planlıyoruz!

Davut Doğan: 5 yılda 85 mağaza açmayı planlıyoruz!

Yazdıkları aile anayasasıyla 40 yıldır başarılarını sürdüren Doğan ailesi, Biga 'da ürettiği mobilyayı 65 ülkeye ihraç ediyor. Aile şimdilerde ise rüzgar santralleri kurmaya hazırlanıyor



Doğtaş Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, '65 ülkede 90 mağazada varız, bunların 50 'si Doğtaş tabelası taşıyor. Amacımız kendi markamızla, konseptimizle varolmak. 2011-2016 yıllarını kapsayan 5 yıllık strateji planı yaptık. 5 yılda 85 mağaza açmayı planlıyoruz. İç pazarda yüzde 20, dış pazarda yüzde 30 'luk bir büyüme hedefliyoruz' diyor...    

Doğan, Star gazetesinde Fulya Erdem'in sorularını yanıtladı. İşte o röportaj:

'40 yıllık başarının sırrı aile içi anayasada gizli'

çanakkaleli Ali Doğan 'ın küçük bir mahalle kahvehanesinden kazandığı parayla temellerini attığı Doğtaş Mobilya, bugün Türkiye 'nin üçüncü büyük mobilya ihracatçısı konumuna geldi. 6 kardeşin yönettiği ve abi Davut Doğan 'ın başlarında bulunduğu Doğtaş Mobilya, 80 bin metrekarelik dev fabrikasında ürettiği mobilyalarını dünyanın 65 ülkesine satıyor. çocukken babasının kahvehanesinde kahve pişirmeyi öğrenerek iş yaşamına ilk adımını atan Doğtaş Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan “Günde 4 kanape üretiyorduk. Sermaye yoktu, üretim satmak zorundaydık. Turgut Özal döneminde verilen 7 yıl vadeli, 2 yıl ödemesiz KOBİ kredisi dönüm noktamız oldu ” dedi. Aile içinde koydukları kurallara harfiyen uymanın başarı getirdiğini söyleyen Doğan, iç pazarda yüzde 20, dış pazarda yüzde 30 'luk bir büyüme hedeflediklerini anlattı. Sağlık ve enerji alanlarında da yatırımları olan Davut Doğan 'la işlerini, projelerini sektörü ve hikayesini konuştuk.

Grubunuzun lokomotif sektörü olan mobilya işi nasıl doğdu Doğtaş 'ın hikayesini anlatır mısınız

Mobilyacılık sektörüne adım atmamız babamız Ali Doğan 'la başlıyor. İlk temeller 1972 yılında atıldı. Babamın ondan önce kahvecilik dönemi var aslında, sonra mobilyacılığa geçmiş. Ben de 6 erkek kardeşin en büyüğü olduğumdan kahveye gider babama yardım ederdim. Kahve pişirmişliğim de var tabi. Arada başka işleri de oldu babamın. ardından asıl işimiz mobilya geldi. 100 metrekarelik bir atölyeyle başladık işe, günde 4 kanape üretip satıyorduk. Sıfır stokla çalışıyorduk. çünkü sermayemiz yetersizdi stok için. Ürettiğimizi aynı gün içinde satmamız gerekiyordu. 1987 yılına gelindiğinde kardeşler işin içine girdi ve Doğtaş markası doğdu. Bir yıl sonra çan 'da ilk mağazamızı açmıştık. çanakkale, Bandırma derken üretim büyüdü. 1993 'te ise bayilik süreci başlamıştı.

Her şirketin varolma çabası sırasında karşılaştığı bir kırılma noktası vardır...

Evet... Bizim dönüm noktamız da merhum Turgut Özal zamanında verilen KOBİ kredileri oldu. Biz 7 vadeli, 2 yıl ödemesiz o kredileri kullandık. Girişimcinin teşvik edildiği dönemlerdi. O parayla makinelerimizi aldık. 2 bin metrekarelik üretim tesisine ulaştık. Bu borç, yetersiz sermayemiz nedeniyle bir riskti ancak zamanı geldikçe borçlarımızı ödedik. Banka kredisi ile ilk makineleri almıştık ve 4 yılda kapasite arttı, teknoloji eskidi. O zaman marka olan bir mobilya firmasından transfer yaptık. O bize ithalatı öğretti.

40 yıllık geçmişiniz var. Bu, Türkiye 'deki aile şirketlerinde çok sık gördüğümüz durum değil.

Türkiye 'deki aile şirketlerinin uzun vadede faaliyette olması, büyümesi çok sık rastlanan bir durum değil. Bir süre sonra aile içindeki anlaşmazlıklar, görüş ayrılıkları iflaslara kadar gidebiliyor. Biz ise kurumsallığı sağladık. 40 yıldır varolmamızın nedeni belli kurallarımızın olması ve herkesin bu kurallara uyması. Kendi içimizdeki kurallarımıza herkes uymak zorundadır. Örneğin kardeşler maaşının dışında para çekemez içeriden. Nereye, ne para harcanacak baştan bütçelenmiştir. Başlıklar halinde yazılmış bir anayasa gibi düşünün. Gerektiği zaman, şartlara bağlı olarak oy birliğiyle bu anayasının bazı maddelerini revize ediyoruz.

İhracatın hikayesi nasıl peki

İlk dış ticareti Arnavutluk 'a yaptık. Bir arkadaşım mobilya mağazası açmıştı, ona mal verdik önce. Arnavutlar 'ı getirdi bize. Bir süre sonra orada ortak bir şirket kurduk. Sonra Makedonya 'ya geçtik. Boşluk vardı orada. Devlet mağazaların iyi mal sattık o zamanlarda. Sonrası kendiliğinden geldi. Balkanlar 'da ciddi şekilde söz sahibi olmuştuk. Oradaki şirketimiz hala faaliyette, diğerlerini dağıttık. İlk proje işlerine ise bölgemizde başladık. Oteller, dershaneler peş peşe geldi. Atıl kapasitemizi de böyle değerlendirdik.

Mobilyacılığı KDV indirimi canlandırmıştı Böyle bir ihtiyaç var mı şimdi

Ben aynı zamanda TOBB Mobilya Ürünleri Meclisi Başkanıyım. Böyle olunca sektörü iyi okuyabiliyorsunuz. 62 bin firma ve 30 bini üreticiden söz ediyoruz. Bu sektörde yoğun ve haksız rekabetin olduğunu görüyoruz. 8 milyar dolarlık bir pazar var. Kayıtdışını önlemek ve adil rekabet için KDV indiriminin kalıcı olmasını istiyoruz. Krizdeki indirimde ciddi işler yapıldı. Ürünlerimizde tekstili yoğun olarak kullanıyoruz. Yataklarda da tekstil kullanıyoruz. Tekstildeki gibi kalıcı olarak KDV 'nin yüzde 8 olmasını istiyoruz. Hükümete bu talebimizi ilettik.

İnşaat sektörü krizde durdu. Bu durumun size yansıması nasıl oldu

İnşaata çok firma girdi ve büyük kısmı elendi. Sektör krizi atlattı. Kurumsallaşan firmaların ayakta kaldığını görüyoruz. İnşaat, mobilya sektörüyle direkt bağlantılı. İnşaatlar bittikçe, yeni evlere geçildikçe mobilya ihtiyacı da doğuyor. Dolayısıyla dünya krizinden çok fazla etkilenmediğimize göre bundan sonra kısa vadede risk görmüyorum. Cari açıkta büyüme olduğu söyleniyor ama borçlanma kriterlerinin de kabuledilebilir düzeyde olduğunu varsayarsak risk yok. Kendi açımızdan değerlendirince de bu görünüyor. Doğtaş 'ın 4 yılda büyüme oranı yüzde 17, yüzde 19, yüzde 22, yüzde 26. Hedefi de yüzde 30 belirledik. Bu rakamlar gerçekleşirken dünya krizdeydi.  

Hidroelektrik tamam, sıra rüzgarda

Mobilyacılık bizim ana faaliyet konumuz. Mobilyanın yanı sıra enerji, inşaat, perakendecilik, sağlık, turizm gibi farklı alanlara da yöneldik. Özellikle enerjiye çok önem veriyoruz. Enerji gelecekte önemli rol oynayacak önemli sektörlerden biri. Bizim faaliyet gösterdiğimiz Balıkesir, çanakkale, Ayvalık bölgesi rüzgar açısından çok verimli. Biz de kendi bölgemizde 24 projeyle rüzgar enerjisi üretmek için müracaat ettik. Bu yatırım bin megavat 'lık bir rüzgar enerjisini içeriyor.

Böyle yatırımlar yüksek maliyet içeriyor. Bu yatırımımızın maliyetinin   1 milyar dolar civarında olacağını öngördük. Böylesine bir bütçe çok yüksek olduğundan biz de ABD 'li bir şirketle ortaklık yaptık. Firma, alanında ciddi yatırımları olan sektörde söz sahibi. Bütün yatırım projelerimiz, hazırlıklarımız tamam. Lisanları aldığımızda da harekete geçeceğiz.

Bu konuyla ilgili çalışmalarımız 3 yıldır sürüyor, bekleme süreci biraz uzun oluyor bu tip ciddi yatırımlarda. Onu beklerken boş durmayalım dedik ve diğer enerji yatırımlarımızı yaptık.

‘Kömür madenleri arıyoruz '

Erzurum 'da 19 megavat 'lık bir hidrolektrik santralının yatırımına başladık. Orayı 2 yıl içinde faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. 20 milyon dolarlık bir yatırım olarak planladık. Erzurum 'un yanı sıra bir de Ağrı projemiz var. Ağrı 'da da hidroelektrik santral yapmayı düşünüyoruz. Orası için lisansımız hazır.

Ayrıca enerji konusundaki yatırımlarımıza ek olarak maden sahalarımız da var. Bir yandan kömür arayışlarımız sürüyor. Sağlık tarafından da söz etmek gerekirse özel bir hastane kurduk. Yine kendi bölgemiz olan Biga 'da... Orada 160 kişi çalışıyor, 2 yıldır da faaliyette. Sağlık yatırımları konusunda ciddi potansiyel görüyoruz. Buradan yola çıkarak termal otel projemizi hayata geçirdik. Özel İdare 'den 25 yıllığına kiraladığımız ve restore ettiğimiz bir yapıdan söz ediyorum. Burası da bize 2 milyon liralık bir yatırıma mal oldu. Termal yatırımlarımızı önümüzdeki yıllarda daha da büyütmeyi düşünüyoruz.  

Komşuyla ‘sıfır sorun ' politikası önümüzü açtı

Başbakan Recep Tayyip   Erdoğan 'la birlikte 15 yurt dışı gezisine katıldım. çok içten mücadele edildiğini görüyoruz. Komşularla sorunsuzluk politikası ve özellikle vizelerin kalkması mobilyacılık sektörünün önünü açtı. Markalaşma Ortadoğu bölgesinde daha da hızlanacak. Özellikle, Libya, Irak, Katar, Dubai, Mekke ve Cidde 'de varız. O bölgelerde ciddi sempati var. İran da 12 bayimiz var, onlarla toplantılar yapıyoruz. Reklam yapalım diyoruz, bize ‘reklama ihtiyaç yok siz reklamınızı Türkiye 'de yapın ' diyorlar. Özellikle dizilerden dolayı bizi çok iyi tanıyorlar. Bizim de sponsor olarak mobilya verdiğimiz diziler var. Yaprak Dökümü, Ezel, Gönülçelen 'de yer aldık. 65 ülkede 90 mağazada varız, bunların 50 'si Doğtaş tabelası taşıyor. Amacımız kendi markamızla, konseptimizle varolmak. 2011-2016 yıllarını kapsayan 5 yıllık strateji planı yaptık. 5 yılda 85 mağaza açmayı planlıyoruz. İç pazarda yüzde 20, dış pazarda yüzde 30 'luk bir büyüme hedefliyoruz. Avrupa 'da da varız. Londra, Hollanda 'da mağazalarımız var. Türk Cumhuriyetleri 'nin tamamında varız. 175 mağazanın en az 100 'ünü kendi tabelamızla açmayı hedefliyoruz. Bu yılı 33 milyon liralık ihracatla kapatacak görünüyoruz.

Babamın kahvede yaptığı yemek aile spesiyalimiz

Boş vakit yaratmak için zamanı doğru kullanmak gerekiyor. Ben sosyal faaliyetleri çok seviyorum. Bunlara vakit ayrımaya çalışıyorum. Konferanslar veriyorum. Bazen günde iki konferansa gittiğim oluyor. Bunlar kendi sektörümle ve girişimcilikle ilgili. Dernek ve üniversitelerin davetlisi olarak gidiyorum. Dernek ve sivil toplum üyeliklerim, başkanlıklarım var. Oralarda aktif olarak çalışıyorum. Spor yapmaya özellikle de yürümeye gayret ediyorum vakit buldukça. Yemek konusuna gelince, ara sıra da olsa mutfağa girerim. Güzel kahvaltılar hazırladığımı söylerler. Özellikle de bir yemeğim vardır. Babamın kahvecilik yaptığı dönemlerden gelen bir tat bu. Ramazan 'da kendi elleriyle yapar çalışanlara verirdi. Biz de yerdik onlarla beraber. Onu yapmayı, yemeyi ve yedirmeyi çok severim. Kısa bir tarif vermek gerekirse; etleri kuşbaşı doğrayıp yağda kızartıyorsunuz. İçine adam başına bir tane düşecek şekilde biberleri doğruyorsunuz. Kabuğu soyulmuş domates, tuz ve biraz acıyla pişiriyorsunuz. Bu çok güzel bir sote olur. Herkese bir kez yapıp yemelerini tavsiye ederim.

Beden eğitimi ve resim dışında tüm derslerim zayıftı

Lisede en tembel öğrencilerinden biriydim. Resim ve beden eğitimi dışında bütün derslerim zayıftı. Eskişehir Demiryolu Meslek Lisesi sınavlarına girdim. Parasız yatılı okudum, Limanlar Bölümü 'nü özellikle seçtim. Okul bitince devlet iş veriyordu ve zorunlu hizmet vardı. Yaşım 18 değildi, mahkemeden iki şahit ile memurluk yapabilir kararı aldırıp göreve başladım. 4 yıl Bandırma Limanı 'nda çalıştım, ardından bir süre çankırı macerası oldu, sonra da istifa ederek kendi işimize döndüm. şžu anda 80 bin metrekarede üretiyoruz. 15 bin metrekarelik bir kapalı alan yapıyoruz. 2012 'de de 30 bin metrekarelik bir yatırım daha gerçekleştirmiş olacağız. Bu yatırımın 25-30 milyon dolarlık olmasını planlıyoruz. Son iki yıldır exclusive mağaza konseptine yatırım yapmaya başladık. 130 bayimizin 30 'u dönüştü. 3 yılda tamamı dönüşmüş olacak. En az 3 bin metrekarelik mağazalardan söz ediyoruz.

star / Fulya Erdem


Geri Dön