23 / 12 / 2024

Deprem fonu kurulmalı!

Deprem fonu kurulmalı!

21 yılda 71,7 milyar TL deprem vergisi toplandığını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ndan mali hukukçu Doç. Dr. Murat Batı, "deprem fonu" kurulmasını ve fondaki paraların sadece deprem için harcanmasını tavsiye etti.



Her depremin ardından olduğu gibi  İzmir  depreminden sonra da “Toplanan deprem vergileri ne oldu” sorusu gündeme geldi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Batı, deprem vergisinin ne olduğu ve bugüne kadar kaç milyar TL'lik deprem vergisi toplandığı konusuna ilişkin bilgiler paylaşırken, toplanan vergilerin sadece deprem için kullanılması için gerekli olan düzenleme önerisini Sözcü'ye açıkladı

DEPREM VERGİSİ NEDİR, 21 YILDA NE KADAR TOPLANDI?

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra ortaya çıkan “bütçe açığını kapatma” sebebiyle 26 Kasım 1999 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4481 sayılı Kanun ile yeni vergiler getirildi.

Bunların içinde tek sefer alınması planlanan ve bizim de “deprem vergisi” olarak bildiğimiz “özel iletişim vergisi” getirildi. Bir sefer alınması planlanan özel iletişim vergisi, 31.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5228 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 39'uncu maddesine eklenerek kalıcı ve sürekli yapıldı. 

Bir yıl için getirilen özel iletişim vergisi bugün itibariyle 21 yıldır alınıyor. Cep telefonu ve sabit telefon faturalarından, dijital ve kablolu tv yayınları ve internet hizmeti faturalarından yüzde 7,5 oranında özel iletişim vergisi yani deprem vergisi alınıyor.

Devlet, 1999’dan 2020 Eylül ayı sonuna kadar 71,7 milyar TL deprem vergisi aldı. 

TOPLANAN DEPREM VERGİLERİ NEREDE KULLANILIYOR?

Batı, devlet bütçesinin yapısını, muhasebeleştirilmesini, denetimini, raporlanmasını oluşturan 1 Ocak 2006 tarihinde uygulanmaya başlanan 5018 sayılı Kanun'un 13/g maddesinde “Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.” ilkesine yer verildiğini dile getiriyor. 

“Bu, maliye literatüründe ‘adem-i tahsis’ ilkesi olarak da adlandırılır. 5018 sayılı Kanun'un 1 sayılı cetvelinde yer alan ‘Genel Bütçeye’ doğrudan gelir kaydedilen bu vergiler hazinenin havuzuna aktarılır ve yine bu vergiler toplandığı yer ya da konusuna bakılmaksızın ‘bütçe kanununun’ izin verdiği ölçüde her türlü kamu hizmeti için harcanabilmektedir” diyen Batı şunları kaydetti: 

“İşte tam da bu noktada ‘genel bütçeye gelir kaydedilen’ ve depremin yaralarını sarmak amacıyla getirilen özel iletişim vergisinin de sadece deprem için kullanılması 5018 sayılı Kanun'un 13/g maddesi uyarınca mümkün görünmemektedir.

Bu nedenle toplanan vergiler havuza oradan da başka yer ve hizmetler için harcanmak üzere başka yere gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle özel iletişim vergisi namı diğer deprem vergisi “vergi” olarak kaldığı sürece maalesef bu tarz soruları sormaya devam edeceğiz. O yüzden doğru ve yerinde muhalefet/eleştiri çözümü de beraberinde getirir.”

ÇÖZÜM NE OLABİLİR?

“Bunun çözümü ‘Özel İletişim Vergisini’ genel bütçeye gelir kaydedilen bir vergi türü olmaktan çıkartıp bir ‘fona’ dönüştürmektir.” diyen Batı, önerisini şu şekilde açıkladı: 

“İşsizlik fonu gibi bir fona dönüştürmek ve denetimi güçlendirilmiş bir fona dönüştürmek bu yaraya merhem olacaktır. ‘Deprem fonu’ oluşturulmasının altında yatan 5018 sayılı Yasa'nın 13/g maddesindeki “ademi tahsis” engeli de bu şekilde aşılmış olacaktır.

Bu fonda biriken paralar deprem durumunda doğrudan bu amaç için kullanılabilecek ve ayrıca bir finansman arayışına girilmesine de gerek olmayacaktır.”

Türkiye Cumhuriyeti Deprem Fonu Kanunu Teklifi!


Geri Dön