Deprem riski olan bölgelerde nüfus yoğunluğu azaltılmalı!
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, deprem bölgesi ve deprem riskli yerler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Erol, deprem önlemleri kapsamında öncelikle riskli yerlerde nüfusun azaltılması gerektiğinin altını çizdi. İşte o açıklamalar...
2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin Meclis'te görüşmeler devam ediyor.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, bugün Meclis'te gerçekleştirdiği konuşmasında yaklaşık 2 aydır 2024 bütçesi görüşmelerinin başladığına dikkat çekerek, "Ben bütçeleri yalnızca gelir gider dengesi olarak, bakanlıkların yatırım planlamasının yapıldığı bir süreç olarak görmüyorum çünkü cumhuriyet tarihimizden bugüne kadar her iktidarın bütçe yapılan yıllarla ilgili o yılın önceliğine yönelik bir planlaması ve bir bütçe mantığı oluştu" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de şu anda en öncelikli sorunun deprem olduğunun altını çizen Gürsel Erol, "Bilim adamlarımız sürekli uyarıyorlar yani hem İstanbul depremiyle ilgili hem de özellikle son zamanlardaki artçı depremlerden sonra Tunceli, Bingöl fay hattının hareketliliğiyle ilgili bir deprem uyarıları bulunuyor" açıklamasını yaptı.
Erol, Elâzığ'da kamu kaynaklarının en doğru şekilde kullanıldığı bir deprem süreci yaşandığını dile getirdi. Konuya ilişkin açıklamasında "Deprem olmadan önce alacağınız tedbirler, bir depremden sonraki yapacağınız yatırımların onda 1’idir yani deprem öncesiyle ilgili alacağınız bir önlemin maliyeti 1 liraysa deprem olduktan sonraki maliyeti 10 TL olur" ifadelerini kullandı.
11 ilde deprem olduğunu vurgulayan Erol, "Elazığ sonradan “afet bölgesi” olarak ilan edildi ve yaklaşık olarak bu deprem bölgelerinin ayağa kaldırılma süreciyle ilgili bütçeden harcanacak paranın yaklaşık 120 milyar dolar olduğu öngörülüyor" diye konuştu.
Depremin maliyetinin 200 milyar dolara yakın bir rakam olduğunu düşündüğüne dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, " Biz 2020 yılında Elâzığ'da bir deprem yaşadık. TOKİ inanılmaz başarılı işler yaptı, ben ilin milletvekili olarak önce eleştirdim. 25 bin konut yapıldı, bu konutlarla ilgili eleştirilerimizi getirdik, rezerv alanlarla ilgili, metrekareleriyle ilgili eleştirilerimizi getirdik ama sonra, 6 Şubat depreminden sonra gördük ki eğer o konutlar yapılmamış olsaydı Elâzığ’da da Malatya gibi, Adıyaman gibi, Maraş gibi, Hatay gibi bir enkazla karşı karşıya kalabilirdik. Ancak 2020'de meydana gelen depremin ardından 25 bin konut yapıldığı hâlde, artçı depremlerle birlikte hâlâ 2020 yılının deprem sürecinin mağduriyetlerini yaşıyoruz" açıklamasında bulundu.
"Deprem olduktan sonra “Afet Bölgesi” ilan edilir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, AFAD yetkililerinin teknik personelleri ağır hasarlı binaları, orta hasarlı binaları ve hafif hasarlı binaları tespit eder" bilgilerini veren Erol, o anki tespitler kapsamında ağır hasarlı binaların yıkılacağına, Toplu Konut İdaresince, AFAD'ın eşgüdümüyle konutların inşa edileceğine vurgu yaptı.
Erol, sorunun burada bitmediğinin, her artçı depremden sonra orta hasarlı binaların ağır hasarlıya döndüğünün altını çizdi. Erol, "Yani daha doğrusu bir bölgede yaşanan deprem sonrası artçı depremlerden de kaynaklanan mağduriyetler var" diye konuştu.
"Şimdi, bütçeyi yaparken bu bütçe tamamen depreme yönelik bir bütçe olmalıydı yani 2024 bütçesinin önemli konularından biri deprem öncesi alınacak tedbirlerle ilgili bütçenin doğru planlanmasıydı" diyen Gürsel Erol, öncelik olarak, İstanbul ve deprem riski olan bölgelerde nüfus yoğunluğunun düşürülmemesi halinde, insanları büyük şehirden kırsala yönlendirilmediği ve daha güvenli alanlara yollanmadığı sürece yerinde dönüşümlerin de çok sağlıklı olmayacağına, bunların kesin çözüm olmadığına dikkat çekti.
Dolar fırladı, inşaat demir fiyatları uçtu! Demir fiyatlarına zam geldi!
Yeni ev sahibi kiracıyı çıkarabilir mi?