Depremde duvarların yıkılmasını önleyen sistem geliştirildi

1999 yılında yaşanan büyük Marmara Depremi'nden sonra Alman ve Japon bilim adamlarının Almanya'da geliştirdiği DDS yani deprem kumaşı, Türkiye'de satışa sunuldu.

İşçilik ve kumaşta dahil olmak üzere metrekaresi 25 avro'ya döşenen DDS Deprem Kumaşı, cam lifinden elde ediliyor. Duvarlara özel bir yapıştırıcıyla monte edilen DDS Deprem Kumaşı, deprem ya da ani bir patlama anında duvarların parçalanıp insanların üzerine düşmesini önlüyor.

Bu sayede yaşam üçgeni yaratıyor. Alman Lirefa firmasının ürünü olan DDS Deprem Kumaşı'nı Türkiye'ye Global MT firması getiriyor. Marmara depreminde ölümlerinin yüzde 30'unun göçük altında kalmaktan kaynaklandığını söyleyen Global MT Genel Müdür Yardımcısı Arda Akın, "DDS Deprem Kumaşı'yla duvarların kaplanması durumunda sadece depreme karşı değil ani patlamalara karşı da kendinizi korumuş olursunuz. 100 metrekarelik bir evi deprem kumaşıyla kapmanın maliyeti 3 bin ile 4 bin avro arasında değişir. Ancak evin tamamını kaplamak zorunda değilsiniz. Apartmanın ortak alanlarını ya da sadece yatak odalarını ve çocuk odalarını kaplamanız durumunda maliyet 500-600 avro'ya kadar iner" diye konuştu.

DDS'nin kaplanması durumunda duvarı en az yüzde 15 güçlendirdiğini ifade eden Akın, ayrıca yüzde 400 oranında da elastikiyet sağladığını bunun da deprem durumunda insanların dışarı çıkması için önemli bir süre bıraktığını anlattı. DDS deprem perdesinin yeni binalarda olduğu gibi bitmiş binalarda da kullanılabileceğini belirten Arda Akın sözlerine şöyle devam etti:

Sağlığa zararı yok

"Temiz, kokusuz ve hızlı koruyan bir özelliğe sahip olduğu için bir kaç saat içerisinde istenilen her yere uygulanabilir. Üzerine istenilirse boya yapılır istenmezse yapılmaz. Yeni binalarda 1 cm sıva üzerinde doğrudan uygulandığında kara sıvaya gerek kalmaz. Böylece sıva maliyetinden ve ağırlığından kurtulunur. Deprem anında duvarlar dağılır ama bu perde sayesinde dağılan parçalar insanların üzerine yıkılmaz. Yeni yapılarda rötre ve mevsimsel ısı değişimlerinden ve oturmalardan oluşan çatlakları önler. Kâgir yapılarda yapının yıkılmasını geciktirir. Duvarlarda bakteri ve mantar oluşumlarını önler. Bütün bunları yaparken hava sirkülasyonuna imkân tanır. Sağlığa zararlı kimyasal madde içermez."

Dünyada deprem açısında en riskli üç şehrin San Francisco, İstanbul ve  İzmir  olduğunu belirten  Akın, "İstanbul ve İzmir'deki binaların büyük bir kısmı depreme dayanıklı değil. Bunlar deprem açısından güçlendirilirken mutlaka deprem perdesi de kullanılmalı. Şu anda okullardan, alışveriş merkezlerinden ve konut projelerinde talep var. İki yıl içerisinde 2 milyon metrekare satış hedefliyoruz. İstanbul'da sadece okullar için 8 milyon metrekarelik Deprem Kumaşı'na ihtiyaç var" diye konuştu.

Satfiye Yuva Kireçci/Radikal