Depremde yıkılan binaların yerine yenisinin yapılması doğru mu?
Ege'de Sonsöz köşe yazarı Mehmet Karabel bugünkü köşesinde Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın İzmir'le ilgili uyarılarını kaleme aldı. İşte Mehmet Karabel'in 'Depremin yıktığı yere yeni evler yapılır mı?' başlıklı yazısı...
Ege'de Sonsöz köşe yazarı Mehmet Karabel bugünkü köşesinde Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın İzmir'le ilgili uyarılarını kaleme aldı. "Geçtiğimiz Cumartesi… İzmir’de acıların katmerlendiği gündü… Bu şehir… Enkaz altında can veren hemşehrilerini… Yaralıları… Öksüz ve yetim kalan yavruları hiç unutmadı… 30 Ekim’de 6.9’un vurduğu Bayraklı’da… Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi… Üstelik… Yaralar bi’türlü kabuk bağlamıyordu… *** Mal canın yongasıdır, derler ya… Yıkılan apatmanların hayatta kalan sakinleri… Başlarını sokacakları yeni konutlar için “emsal” peşinde koşarken… Ürperten uyarı…" sözleriyle yazısına başlayan Mehmet Karabel'in 'Depremin yıktığı yere yeni evler yapılır mı?' başlıklı yazısı şu şekilde:
Türkiye’nin yakından tanıdığı… Deprem Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan geldi… Ahmet Hoca… Bayraklı için kocaman bir işaret fişeği çaktı… Daha doğrusu… “Beni dikkatle dinleyin” uyarısı eşliğinde… Herkesin tüylerini üpretti: “Depremde hasar görmüş, yıkılmış yapıların yerine yeni bina yapılamaz… Çünkü oradaki yapı yıkıldı ama zemindeki özellikler aynı duruyor… Deprem gören yerin taşıma özelliği düşer… Buna rağmen yüzde 30 emsal veriliyor... Eğer yüzde 30 emsal uygulanırsa, (Allah korusun) lafı da kurtarmaz… Diyecek söz bulamıyorum…”
Prof. Ahmet Ercan, diyecek söz bulamıyor… Neden? Çünkü, o korkutan açıklamayı bir yıl önce de yapmış… 12 Kasım 2020’de… Hürriyet’te yayınlanmış ama… “Yav, hocam sen ne diyorsun?” diyen bi’Allah’ın kulu çıkmamış… Şaşırırsınız… O günkü açıklama da aynen şöyle: “Bir yerde kıran yaşanmışsa, yapılar göçmüşse aynı yer yeniden yapılaşmaya açılamaz… O bölgenin yasaklı alan ilan edilmesi gerekiyor... Orada kentsel dönüşüm olacaksa, Bayraklı'da değil Yamanlar'a doğru olması gerekiyor… Aynı yerlere tekrar deprem konutları yaparsak ikinci kez hata yapmış oluruz...”
***
Olay nerede düğümleniyor? Bilgisizlikte düğümleniyor… Ya da… Bilip, bilmeden(!) Her şeye yorum yapanların işgüzarlığı sayesinde(!) doğru sözler de unutuluyor…
***
Sağlam yerde yapılmış sağlam yapı öldürmüyor! Eeee, sağlam yer kaldı mı? Prof. Dr. Ahmet Ercan… “Güzel İzmir” adına… Devlet Baba’nın, bu kadim kenti yönetenlerin ve dahi hepimizin… Kulaklarına kar suyu kaçırıyor: “Kordelya adıyla Karşıyaka kurulduğunda, bu ilçe, minik bir köydü... Gediz eskiden İzmir Körfezi’ne akardı… Alaybey, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Çiğli, Bağarası, Sasalı gibi yerler, yapı yasaklı koruma alanlarıydı… Çünkü buranın, Gediz deltası olduğunu uçan kuş bile bilir... Ne zaman buraları yapılaşmaya açıldı, o zaman ipin ucu kaçtı…”
Ahmet Hoca, bıkıp usanmadan… “Depremin yıktığı yere ev yapılmaz!” diye haykırıyor… Biz “Emsal n’olacak?” diye fal açıyoruz! Aslında… “Şiddetli bir deprem, İzmir’e neler yapar” sorusunu… Gönülden içselleştiren kişi… Bu kentin Valisi Yavuz Selim Köşger’dir… Bayraklı Depremi’ni birebir yaşadığında… Henüz o koltukta 120’nci gününü yaşıyordu… Kenti “yeteri kadar” tanımasa da… Kentsoylu mağdur olmasın diye canını dişine taktı… Yaraları sarmak adına… Yüksek performans gösterdi… Depremden beri hep şöyle diyor: “Bu kenti yenilememiz lazım…”
Ve arkasını şu sözlerle getiriyor:
“4,5 milyonluk bu şehirde 17 tane fay hattı var ve bunların 2-3 tanesi şehrin merkezinde... Üzerinde yaşam devam ediyor… Süratle kentsel dönüşüm başta olmak üzere şehri yenilememiz, yeniden kurmamız ve daha sağlıklı, güvenli alanlara şehri kavuşturmamız lazım… 30 Ekim depremi İzmir'e sert uyarıydı… İrkilmemiz ve kendimize gelmemiz gereken bir depremdi... İzmir'in altındaki fay hattı harekete geçtiğinde ne kadar enkaz olacağını, can kaybı olacağını şu an kestiremiyoruz…”
İzmir faylarının deprem üretme zamanı yaklaştı!