Depreme karşı su yalıtımlı binalar inşa edilmeli!
Deprem kuşağında bulunan ülkemizde alınması gereken en temel önlemlerin başında su yalıtımlı binalar inşa etmenin geldiğini belirten İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Maalesef ülke olarak, su yalıtımsız yapılar nedeniyle, güvenli, sağlıklı ve kaliteli bina sayısı konusunda isten
Deprem kuşağında bulunan ülkemizde alınması gereken en temel önlemlerin başında su yalıtımlı binalar inşa etmenin geldiğini belirten İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Maalesef ülke olarak, su yalıtımsız yapılar nedeniyle, güvenli, sağlıklı ve kaliteli bina sayısı konusunda istenen seviyede değiliz. Çünkü çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyondur. Herhangi bir yoldan binaya sızan suyun yol açtığı korozyonu önlemek de ancak su yalıtımıyla mümkündür” dedi.
Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), 17 Ağustos 1999 Depremi’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı değerlendirmede; binaların koruyucu kalkanının su yalıtımı olmasına rağmen ülke genelindeki yaklaşık 19 milyon konutta halen su yalıtımı yapılmadığı ve 6.5 milyon konutun deprem açısından riskli bina statüsünde bulunduğunu açıkladı.
‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ yürürlüğe girmeli ve yalıtımı zorunlu olmalı
Türkiye topraklarının yüzde 92’si ve nüfus yoğunluğunun yüzde 95’inin deprem kuşağında yer aldığını vurgulayan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “İZODER’in de katkılarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve taslak halinde olan ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ bir an önce tamamlanmalı. Yönetmeliğin öncelikle yeni binalarda ve kentsel dönüşüm projelerinde zorunlu uygulamasına hızlıca geçilmeli. Çünkü ülkemiz yüksek riskli bir coğrafyada bulunuyor ve yapı teknolojimiz de bunu gerektiriyor. Betonarme yapı sistemiyle yapılan binalarımız, 5-10 yıllık kullanımdan sonra suyun korozyon dolayısıyla taşıyıcı elemanlarda yarattığı tahribat nedeniyle zaafiyete uğruyor. En küçük depremde çok daha kolay yıkılan bu binalar, can ve mal kayıplarına yol açıyor. Bu noktada, yalıtım sektörünün desteğiyle hazırlanmış taslak mevzuatın zaman kaybedilmeden yürürlüğe konulmasında ısrar ediyoruz. Su yalıtımı zorunlu kılınmalı ve yapı denetim kapsamına alınmalıdır.”
Kentsel dönüşüm, güvenli yapılar inşa etmemiz için büyük fırsat
“Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz” diyen Ertuğrul Şen, şöyle konuştu: “17 Ağustos depremi sonrasında yapılan incelemeler sonucu, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi. Oysa asgaride 80-100 yıl gibi bir süre için tasarlanması ve ömrünü bu sürede tamamlaması gereken binaların bu süre içinde korozyon etkisine karşı korunmuş olmalı. Bunun için de mevzuatların öngördüğü gibi su yalıtımı yapılmalı. Ancak beton kalitesinin yanı sıra bina dayanımı için gerekli olan su yalıtımı çoğunlukla ihmal edildiği için ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor. Bugün Türkiye çapında başlatılan Kentsel Dönüşüm süreci, su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli.”
Su yalıtımının maliyeti sanıldığı gibi fazla değil
Ertuğrul Şen, ülkemizde su yalıtım uygulamalarının göstermelik ve en ucuz şekilde yapıldığını göz önünde bulunduran İZODER’in, binaların depreme dayanıklı olması için çok önemli olan su yalıtımının kalitesini ve sürekliliğini de, yasal düzenleme ve denetimlerle sağlamak için çalıştığını söyledi. Su yalıtımının maliyetinin sanıldığı kadar yüksek olmadığını vurgulayan Ertuğrul Şen, “Bugün yeni inşa edilen bir binanın ortalama metrekare maliyeti yaklaşık 2000 TL. Su yalıtımının maliyeti ise bunun sadece yüzde 2-3’ü, yani sadece 60 TL. Bu maliyetlerle binayı ömrü boyunca koruyacak olan su yalıtımının hayati önemini, İZODER olarak her kesime anlatmaya devam edeceğiz” dedi.