03 / 05 / 2024

Dijital şehirlerde son viraj!

Dijital şehirlerde son viraj!

Ulaşımdan ev ve ofislere, sağlıktan eğitime geleceğin akıllı şehirleri, standartlar ve fiber altyapıyla ortaya çıkıyor. Dijital şehirlerde son viraja geliniyor. 



Sabah Gazetesi yazarlarından Timur Sırt bugünkü köşesinde ''Dijital şehirlerde son viraj'' başlıklı yazısını yayınladı. İşte, o yazı... 

Ulaşımdan ev ve ofislere, sağlıktan eğitime geleceğin akıllı şehirleri, standartlar ve fiber altyapıyla ortaya çıkıyor. Ancak yerleşik düzende, altyapıdaki değişime direnenler, sağlık, eğitim ve ulaşımda bilgi ekonomisinin önünü tıkıyor. Oysa bilgi ekonomisinden kaçış olanaksız.

Bir sabah uyandığınızda yaşamımızın nasıl değişeceğine hep birlikte bakalım mı? Sürücüsüz otomobiller nedeniyle İstanbul'da kaldırıma park etmiş otomobil, kornaya basan sürücü yok olmuş. Elektrikli otomobiller ve desibel kontrollüyle ses düzeyleri minimuma düşmüş. Yer altındaki fiber kablolu altyapıyı kullanan evler, yollar, ofisler hepsi akıllanmış. 5G altyapısı, gecikmesiz internet hızı, eğitimden sağlığa yeni çözümleri geliştirmiş. İstanbul'la birlikte 15 büyük şehir fiber altyapısıyla dünyanın en hızlı internetine sahip şehirler olmuş. Taksilerin hepsi sürücüsüz otomobillere dönüşmüş. İnsanlar, insansız hava, deniz ve kara araçlarından birini veya sürücüsüz toplu ulaşım araçlarını kullanmaya başlamış. Hızlı internet bağlantısı akıllı köylere ulaşmış ve İstanbul nüfusu 10 milyonun altına düşmüş.

NE OLUR UYANDIRMAYIN

'Birinin bu adama çimdik atsın' dediğini duyar gibiyim. Bu rüyadan uyanmak istemesem de gerçekler çimdikliyor. Dijital şehirler inşa edilirken belediyeler temel hizmetlerinin dışında yaşam kalitesini artıracak kararlar almalı. Ancak bunu yaparken girişimcilerden ve telekom şirketlerinden rol çalmamalı. Sadece kamuya açık alanlarda ücretsiz kablosuz internet bağlantısıyla değil, geleceğin evleri ve ofisleri için fiber altyapının her kapıya ulaşmasını sağlamalı. Akıllı şehirleri inşa etmek, yetenekli girişimcileri çekmek İstanbul ve Türkiye'de konut fiyatlarının yükselmesine sebep olabilir. Yenilikçiliğin karşısında durmak köhnemiş şehirlerde inşaatları da yaşadığımız ortamdaki şirketleri de değersizleştiriyor. Ortak aklı hep birlikte bulmak zorundayız.

BELEDİYELER HER YERDE

Akıllı belediyecilikle, telekom altyapısıyla, şirketlerle ve girişimcilerle rekabet etmeye çalışmak yerine vatandaşın aldığı hizmet kalitesinin artmasına destek olunmalı. Belediye sadece yeni girişimlere değil yılların telekom şirketlerine de rakip oluyor. Türkiye'de yenilikçiliğin kapısını kapatan KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsü) gibi altyapı şirketi olmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta Başbakan Binali Yıldırım yaptığı konuşmada belediyelere asıl rolünü hatırlatarak, belediyelerin telekom altyapı şirketi olmaya heveslenmemesi gerektiğini vurguladı. Belediyeler telekom şirketlerinin yatırıma devam etmesini özendirmeli, standartları korumalı ve her vatandaşın altyapı hizmetini almasını sağlayacak kolaylığı sağlamalı. Sonuçta Türk Telekom'un geniş altyapısını diğer operatörler kullanacak. Bu arada altyapıyı gelir kapısı olarak görmekten tüm belediyeler vazgeçmeli. Tam tersine fiber altyapı belediyelerin yapay sinir ve bilgi ağı olacak. Çünkü hatasız kurulursa, birçok sorunun çözümü, kablosuz 5G altyapısının kalitesi fiber yatırımlara bağlı. Üstelik tek başına da fiber altyapı yeterli değil. Birlikte yaşama kültürünü de öğrenmek için daha çok girişimcinin parlak fikrine ihtiyaç var.

STANDARTLAR ÖNEMLİ

Geleceğin şehirlerini oluşturmak standartların oturmasını sağlamak ve bunu denetlemekten geçiyor. O nedenle belediyelerin buradaki rolü de altyapı yatırımlarını teşvik edip standartlar geliştirmek ve bunları tarafsız bir şekilde denetlemek. Sürücüsüz otomobiller, uzaktan eğitim, engelliler için uyarı ve çözümler, birlikte yaşama kültürü dijital alışkanlıklarla birlikte hayatımızı değiştiriyor. Belediyeler yeni dijital yaşam tarzı, geleceğin şirketleri ve eğitim kurumları için fiber altyapı konusunda telekom şirketlerinin önünü açmak zorunda. Başlığımızı Uber ve taksiciler üzerinden açalım. Uber'e karşı emek hırsızı kampanyası yürüten taksiler önemli zafer kazandı. Tüketici ise alternatiflerden birini kaybetti. Tüketiciler taksicilere, ücret, hizmet kalitesi, ödeme kolaylığı gibi konularda dert yansa da taksiler vergi ve emek hırsızlığı diyerek topu taca atıyor. Önce vergi konusuna bakalım. Taksi plakalarının gerçek sahibi kim? Ne kadar vergi ödüyorlar? Otomatik olarak fiş neden kesilmiyor gibi birçok soru yanıtsız kalıyor. Eğitimli sürücü sorununa yıllardır çözüm bulunamıyor. Yani yerleşik düzeni değiştirecek alternatif oluşmuyor.


Geri Dön