22 / 12 / 2024

Diyarbakır'da inşaat sektörü yüzde 35 daraldı!

Diyarbakır'da inşaat sektörü yüzde 35 daraldı!

Çözüm sürecinin son bulmasıyla birlikte bölgede başlayan çatışmalı ortam bir çok sektörü olumsuz yönde etkiledi. Özellikle inşaat sektörünün can çekiştiği Diyarbakır'da 3 yıl içerisinde sektörde yüzde 35'lik bir daralma yaşandı.




Çözüm sürecinin son bulmasıyla birlikte bölgede başlayan çatışmalı ortam bir çok sektörü olumsuz yönde etkiledi. Özellikle inşaat sektörünün can çekiştiği Diyarbakır'da 3 yıl içerisinde sektörde yüzde 35'lik bir daralma yaşandı. Kentteki birçok projeyi yapan Mü teahhit Celalettin Birtane, kent ekonomisinde ilk sırada yer alan inşaat sektöründe ciddi sıkıntıların boy gösterdiğini vurguladı.



DİYARBAKIR – Son yıllarda özellikle Güneydoğu’da artan çatışmalı ortam ve Ortadoğu’nun sürekli bir savaş çemberi haline gelmesi inşaat sektörünü de vurdu. İnşaat sektörü bir önceki yıla oranla ciddi bir durgunluk yaşanırken, Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nin verilerine göre, 2014 yılında yılda 3 milyon 200 bin metrekare, 2015 yılında 2 milyon 450 bin metrekare proje yapıldı. 2016 yılında ise 2 milyon metrekarenin altına doğru bir gerileme olduğu belirten verilere göre son 3 yıl içerisinde sektörde yüzde 35’lik bir daralma yaşandı.


Tuğla fabrikaları üretime kısıtlılık getirdi

Konut alımlarının yavaşlamasıyla önceki yıllara göre artma bir yana küçülmenin görüldüğü sektörde özellikle petrol, demir, alüminyum, cam gibi malzemeler dolar endeksli olduğu inşaat maliyetine olumsuz yansıdı. Demirin tonu 1 Eylülde bin 400 TL iken, şuan bin 800 TL’yi aşmış durumda. Bunun yanında Diyarbakır’daki 10’a yakın tuğla fabrikası ise üretime kısıtlılık getirdi. Durumdan kaygılı olan müteahhitler ise korumacı bir yaklaşım ile elindekini kaybetmemenin hesabını yapıyor. İnşaat sektöründe ciddi sorunların baş gösterdiğini söyleyen Mimar Arif İpek, sektörün çok ciddi bir şekilde daralmaya doğru gittiğine dikkat çekti. İpek, “Bugün itibariyle gerçekleşen projelerin metrekarelerine baktığımız zaman 2016 yılında yaklaşık olarak 2 milyon metrekarenin altına düşen proje yapımından söz edebiliriz. Bu rakam aynı dönem için 2015 yılında 2 milyon 450 bin iken, 2014 yılında 3 milyon 200 bin civarındaydı. Yani bu veriler bize şunu gösteriyor; 2016 yılı 2015 yılına göre yüzde 15 daralma söz konusuyken 2014 yılı kıyasladığımız zaman yaklaşık yüzde 35 sektörde bir daralmadan bahsedebiliriz” dedi.


“Daralma gizli işsizliği getirdi”


İnşaat sektörünün kent ekonomisindeki yerinin yadsınamayacak derecede büyük olduğunun vurgulayan İpek, “Özellikle üretim sektöründe çok fazla bir iş istihdamı olmadığı için inşaat sektöründeki istihdam çok büyüktür. Bu anlamda sektörün daralmasıyla gizli bir işsizlikten bahsedebiliriz. Son süreçlerde yurt dışındaki projelerin durması, Rusya ile olan ekonomik kriz, Güney Kürdistan’daki inşaat projelerinin durması veya sekteye uğramasından kaynaklı bir işsizlik de söz konusu” diye konuştu.

“Kriz bölgede 2 kat fazla hissediliyor”


Ekonomik krizin bölgeye yansımasını çok daha fazla olduğunu ifade eden İpek, “Aynı zamanda bununla eş zamanlı olarak Türkiye’de bir ekonomik krizin yaşanmasından dolayı bu işsizliğin daha fazla hissedilebilir olmasına neden oldu. Krizin batıda yansımasıyla bizim bölgede yansıması arasında da çok farklar var. Biz krizi her zaman 2 kat daha fazla hissediyoruz. Bunun şöyle bir yansıması da var. Ülkedeki siyasi ortamın huzurlu olmamasından kaynaklı biz bu krizi geçen seneden hissetmeye başladık. Çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte yaşanan siyasi krizin ekonomiye ve inşaat sektörüne yansıması 2015 yılından itibaren başladı. 2016 yılında zaten ülke çapında olan bir ekonomik kriz kapıya dayanınca biz 2 kat daha fazla hissetmeye başladık. O yüzden de işsizlik ve istihdamda ciddi bir düşüş söz konusu bu dönemde” diye konuştu.


“Biten projeler müteahhitin elinde kaldı”


Dolardaki artışın inşaat sektörünü birebir etkilediğini vurgulayan İpek, özellikle demir fiyatları, alüminyum, cam gibi birçok malzemenin ham maddesinde dışa bağımlı bir durumun olduğunu kaydetti. Bunun da maliyetlerini arttırdığını belirten İpek, “Bununla birlikte Diyarbakır’da son dönemlerde arz fazlası bir imalattan da bahsedebiliriz. Özellikle Kayapınar bölgesinde lüks konut dediğimiz türden konutun aynı anda ve aynı dönemde yapılmasında dolayı arz fazlası bir imalat söz konusu oldu. Bu bölgede birçok dairenin satılamaması veya biten projelerden hala satılamayan dairelerden söz etmemiz mümkündür. Geçmiş yıllarda daha temeldeyken daire satışı yapan müteahhitler bu dönemde daireyi bitirdiği halde satamamaktan şikayetçiler. Bu da müteahhitlerin daha ağır davranmalarına, bir proje yaparken daha fazla düşünmelerine veya zamana bu işi bıraktıklarını görüyoruz” diye aktardı.

“Sektördeki daralma sürecek”

2017 yılı için öngörülerinin 2016 yılından farklı olmadığını altını çizen İpek, çözüm sürecinin bitirilmiş olmasının insanlarda kaygıya sebep olduğunu ifade etti. Ortaya çıkan kaygının her sektörde yaşandığına işaret eden İpek, inşaat sektörünün bundan bağımsız ele alınmayacağını kaydetti. Sektörde 2017 yılının 2016 yılına benzer bir tabloyla geçeceğini öngördüklerini belirten İpek, şuan içinden bulunan ortam içerisinden umutlu bakamadıklarını söyledi.


“İstikrarsızlık iş çevresini kaygılandırıyor”


Kentteki birçok projeyi yapan Müteahhit Celalettin Birtane ise yaptıkları konutu elden çıkarmayı düşünenlerin sayısının önümüzdeki dönemde yeni bir konut alma hamlesine gireceklerden daha fazla olduğunu ifade etti. Birtane, gelir artışından ziyade borç artışı olduğunu, gelirin büyük bir kısmının borcu kapatmak için kullanıldığını söyledi. Kent ekonomisinde ilk sırada yer alan inşaat sektöründe ciddi sıkıntıların boy gösterdiğini vurgulayan Birtane, piyasada ekonomik istikrarın olmamasından kaynaklı iş çevresinde kaygıların arttığını değerlendirdi. Doların yükselmesinin inşaat maliyetine olumsuz yansıdığını söyleyen Birtane, piyasada ekonomik istikrar olmadığı zaman iş çevresinin elindeki paranın nereye yöneleceğini kestiremediğini ifade etti.


“Yap-sat Diyarbakır’da sat-yap olarak işliyor”


Daralmaya doğru giden sektörün doğrudan veya dolaylı olarak istihdam kayıplarına yol açacağına dikkat çeken Birtane, inşaatların durma noktasına gelmesiyle organize sanayide inşaat malzemesi üreten birçok şirketin iflas edeceğini kaydetti. Normalde yap-sat üzerine işleyen sektörün kentte sat-yap olarak işlediğini aktaran Birtane, inşaatı tamamlanmış birçok evin satılamadığını ve böyle devam etmesi halinde büyük zarar edeceklerini söyledi.


Yenigün 


Geri Dön