22 / 11 / 2024
fuzul

Diyarbakır'da mermercilik sektörü durma noktasında!

Diyarbakır'da mermercilik sektörü durma noktasında!

Diyarbakır'ın ekonomik anlamda lokomotifliğini üstlenen Mermercilik sektörü de Ortadoğu ve Bölge’de yaşanan olaylardan dolayı fena vurdu. 7 bin kişinin istihdam edildiği Mermer sektörü tamamen durma noktasına gelebilecek.




Diyarbakır Mermerciler Odası Başkanı ve SAH Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bal, Diyarbakır’da 11–12 yıldır Mermercilik sektörünün çok revaçta olduğunu ifade ederek, “Ancak 2 yıldır Ortadoğu’daki olayların başlamasıyla birlikte darbe yedi. Özellikle blok mermer verdiğimiz bir Pazar oran Çin’de de Dünya’nın çektiği ekonomik sıkıntılardan dolayı krize girdi. Fakat Ortadoğu’da DAİŞ olaylarının başlamasıyla bizim ebatlı pazarımızı ciddi anlamda etkiledi. Burada bulunan firmalarımızın çoğu Özellikle Suudi Arabistan ve Irak’a mal veriyorduk. Sonrasında Türkiye’de yaşanan seçim atmosferi ve belirsizlik. O bir süre devam etti. Son olarak, seçimlerden sonra Devlet ve PKK arasında devam eden gergin ortam tamamıyla sektörü olumsuz yönden etkiledi” diye konuştu.  Hükümetten ekonomik anlamda yakın vadede var olan sorunlarına destek beklediklerini vurgulayan Bal, Kredi, SGK ve Vergi borçlarının ertelenmesini talep etti.  İşte Mermerciler Derneği Başkanı Salih Bal ile Genel Sekreteri DİMER Mermer AŞ’nin Yöneticisi Eren Yıldırım, Mermerciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Mesut Mermer AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Edip Özer ile Mermerciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Dİ-MER-SAN Mermer Sahibi Talip Dönegel’ün Yenigün Gazetesi’ne sektörle ilgili yaptığı çarpıcı açıklamaların yer aldığı röportajın tamamı;



 “Olaylar bizi de etkiledi”

 

Türkiye’de 7 Haziran seçimleri sonrası bölgede devam eden çatışmalar, operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları ile 2 yıldır Suriye ve Irak’ta baş göstere DAİŞ terörü Mermercilik Sektörünü nasıl etkiledi?


“Aslında bir iki yıl öncesine gitmek istiyorum. Mermercilik sektörü Diyarbakır’da lokomotif bir sektör. Şuan bizim 31 üyemiz var. Bunların tümü Diyarbakırlı firmalardan oluşuyor. Bunun yanında bir o kadar da mermer ocağı ve bir o kadar da fabrika mevcut. Bu fabrika ve ocaklarda çalışan işçi sayımız 3 bin 500 civarında. Yine o kadar olmasa da ona yakın tedarikçi dediğimiz firmalarda çalışanlardan oluşmaktadır. Sektör ağırlık ihracat yapan firmalardan oluşmaktadır. Diyarbakır’da mermercilik 11-12 yıldır çok revaçta olan bir sektördür. Ancak 2 yıldır Ortadoğu’daki olayların başlamasıyla birlikte darbe yedi. Özellikle blok mermer verdiğimiz bir Pazar oran Çin de aynı şekilde Dünya’nın çektiği ekonomik sıkıntılardan dolayı krize girdi. Fakat Ortadoğu’da DAİŞ olaylarının başlamasıyla bizim ebatlı pazarımızı ciddi anlamda etkiledi. Burada bulunan firmalarımızın çoğu Özellikle Suudi Arabistan ve Irak’a mal veriyorduk. Akabinde Türkiye’de yaşanan seçim atmosferi ve belirsizlik. O bir süre devam etti. Son olarak, seçimlerden sonra Devlet ve PKK arasındaki bu gerginlik tamamıyla sektörü olumsuz yönden etkiliyor.  Etkilendiğimiz temel konu firmalarımızın Bankalar olan borçlarını geri ödemekte zorluk çekmeleri, iç piyasada satış yaptıkları yerlerden zamanında ödeme alamadıkları bu tamamıyla sektörü olumsuz etkiliyor.



“İşçi çıkarmalar oldu”

 

Kapanan şirketler, işten çıkarılanlar ya da kapanan ocak oldu mu?


“Güvenlikten dolayı kapanan ocağımız yok. Fakat bir iki aydan bu yana çok sayıda işten çıkarmalar oldu. Organize Sanayi bölgemizde birçok firmamız işçi çıkardı. Kimi fazla, kimi az. Ama bu böyle devam ederse; diyelim ki 70 işçi çalıştıran firma sayısını 35’e indi. Bu 3 ay daha devam ederse belki bu 17’e inecek, 6 ay daha devam etmesi durumunda istihdam edecek işçisi olmayacak. Çünkü artık o işçi çalıştırabilecek güce sahip olmayacaktır.

“Malların parasını alamıyoruz”

 


İç piyasa ne durumda? İhracat durma noktasına geldi diyebilir miyiz?


Bizim satışlarımız iki ayaktan oluşmaktadır. Birinci Blok, ikincisi Ebatlı dediğimiz kesilmiş malzeme. Blok satışlarını Çin durdurdu, ya da azalttı. Kendi iç sıkıntılarından dolayı Ebatlı da yine Ortadoğu’daki bu son olaylardan dolayı herkes iç piyasaya yöneldi. İç piyasaya da yönelince bu kez diyelim Cizre, Nusaybin, Mardin, Hakkari ve Van’a mal veriyoruz. Oda maalesef bu son olaylarda dolayı verdiğimiz malların parasını alamıyoruz. Herkesin işi durmuş. Yani iş gelmiş üreticilere dayanmış. Üreticilerde diyelim ki zamanında çekini ve parasını alamayınca bankalara yöneldi.


“Bankalar kredi vermiyor”

Bankaların eskiden faizleri 1,4 iken, şuanda 18–18,5’larda kredi kullandırılıyor. Bununla beraber artık ‘kredi veremiyorum’ diyor. Yani seni riskli gördüğü zaman sana kredi vermiyor. Her banka özel bankalar birçok kredileri geri çağırdı. Devlet bankaları özellikle şuan mesela Vakıflar, Ziraat, Halk bankası en azından bundan 5–6 ay öncesine göre 4–5 puan fazla kredi kullandırıyor. Biz de mecbur kalıp kullanıyoruz. Bu kez devam etmiyorlar. Riskli olduğumuz için vermiyorlar. Limitini artırmıyor. Teminat için gayrimenkulleri veriyoruz. Gayrimenkullerin değeri düştü. Banka geçmişte 300 bin lira değer biçtiği gayrimenkule 200 bin lira bile değer biçmiyor. Diyarbakır’ın belli ilçelerinde teminat dahi kabul edilmiyor. Örneğin, Kulp, Bismil ve Silvan’da edilmiyor. Bir tek olay olmayan ilçe Ergani’de kabul ediliyor.



“Her şey zincirleme”

 

İnşaat sektörünün durması da sizi etkiledi mi?


Şimdi hepsi iç içedir. Biz diyelim ki malzemeyi inşaatçılara veriyoruz. İnşaatçılar evi halka satıyor. Halk ev almayınca, inşaatçı da inşaat yapamıyor. Yani her şey zincirleme birbirine bağlı.



“Borçlarımız ertelenmeli”

 

Önerileriniz ne olabilir?


Hükümetten kuşkusuz ekonomik anlamda yakın vadede bizim var olan sıkıntılarımıza destek olması açısından; bir kere kredilerimizi, ikincisi SGK’larımızı ve yine Vergisel yükümlülüklerimizin ertelenmesidir. Bunlar ivedilikle olması gerekiyor. Orta vadeye bile erteletmek doğru değildir. Yani hemen yarında olması gerekiyor. Sadece bizim sektör değil Diyarbakır’daki birçok sektör için bunları söylemek istiyorum. Gerçekten Diyarbakır sanayi açısından mermercilerden oluşmaktadır. Tamam, esnaf da ciddi anlamda etkileniyor ama bugün 3 bin 500 işçi çalıştıran bu sektöre kilit vurma noktasına gelirse bu birçok şeyi etkiler.



“Sektör durma noktasına gidiyor”

 

Peki, durma noktasına geldi diyebilir miyiz? Sizin sektör için… Ya da bu olaylar sektörü nasıl etkiledi?


Yani henüz belki gelmedi ama oraya doğru gidiyor. Ve bir sürü meslektaşımız artık Batı’ya yönelik şuan çalışmalarını yapıyor. En azından ne kadar kurtarırsam, iyidir. Burada değil Batı’da ben yatırımımı yapayım. O şekilde işimi devam ettireyim.

 


“6 ay sonra iflas edebiliriz”

 

Peki, bu düşüncelerle Batı’ya giden yatırımcı oldu mu?

Yani henüz giden yok ama bu konuşuluyor. Tabiî ki bizim istediğimiz bu değil. Gitmekte çok kolay değil. Herkesin burada ciddi anlamda yatırımları var. Ve milyon dolarları bulan yatırımlardır. Yani kimi meslektaşımızın mermer sektörü dışında da yatırımları var. Böyle giderse belki 6 ay sonra birçok meslektaşımız iflas etme aşamasına gelecek.


“Sektörün yükselen bir trendi vardı!”

Mermerciler Derneği Genel Sekreteri ve DİMER Mermer AŞ’nin Yöneticisi Eren Yıldırım, Sektörün son 2 yılda bu zamana kadarki süreçte hep yükselen bir trendi olduğuna işaret ederek, “İhracat rakamları, istihdam ve yatırımlarda bir artış vardı. Ta ki 2013yılına kadar. 2013 yılından sonra sektör ilk defa bir düşüş trendine geçti ve halen devam etmekte. Yani sadece bölgesel olarak değil ülke olarak mermercilik sektöründe son 2 yıldır düşüş trendi vardı. Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi ihracat kalemlerinde birincisi Çin’dir. Ürettiğimiz bloklu mermerin neredeyse yüzde 93’e yakını Çin’e ihraç oluyor, geriye kalanı da diğer ülkelere gidiyor. Çin pazarında da son 2 yıldır kendi iç piyasalarından kaynaklanan sıkıntı, aslında hepsinin özüne baktığınız zaman Ortadoğu ve bir savaş ortamı var. Ortadoğu’daki karışıklığın etkileri bize 2 yıl sonra gelmeye başladı. Çin’in dışında bölgemiz, ebatlı ihracatında Irak başta olmak üzere Ortadoğu ülkeleri, Arap yarımadasındaki ülkelere ihracat yapılmaktaydı. Onun dışında farklı pazarlar var ama ağırlığı bu pazarlardı. Bu pazarlar son 2 yıldır Çin ile birlikte buradaki savaş ortamı ile Irak, Mısır, bu Arap baharı ile birlikte Kuzey Afrika ve Ortadoğu tamamıyla bir dalga şeklinde tamamıyla bizim pazarlarımızı tek tek vurdu. Bundan öncesi yatırım yapan firmalar vardı. Yatırımları devam ediyordu. Yatırımları durduramıyorsunuz. Çünkü işin içine girmişsiniz. Yatırımlara başladığınız ki Pazar ile şimdi ki Pazar arasında çok büyük fark var” dedi.


“Savaş ortamı alımları durdurdu”

“Savaş ortamıyla birlikte alımlar durdu” diyen Yıldırım, şöyle dedi: “Bizim sektörümüz aslında inşaat sektörü ile bağlantılı bir sektör. Biz tamamıyla ürettiğimiz değerleri inşaat sektörü ile paylaşmaktayız. Ve tüm bölgelerde inşaat sektörü durdu. Yani bunun Suudi Arabistan dâhil. Suudi Arabistan’ın şuan Yemen ile olan bir krizi var. Parasal anlamda petrol fiyatlarının ciddi oranda düşmesi Suudi Arabistan’daki para stokunu da tüketmeye başladı. Biz en güvendiğimiz Pazar orasıydı. Savaş yoktu, zengin bir ülkeydi. Şimdi o da sıkıntı yaratmaya başladı. İç piyasa; sektörümüzde şimdi böyle bir durum da var. Sektörün iç piyasa ile iş yapıp hani para kazanma gibi bir durum maalesef yok. Belki burada haksız bir rekabet ortamı var. O çok farklı bir şey ama iç piyasa ile çarkınızı döndüremezsiniz. Tüm sektör için geçerlidir. İhracat bu hale geldi.


“İç piyasada çekler dönmüyor”

Belki iç Pazar olur, iç piyasada da çekler dönmüyor. Sonuçta bu sıkıntıyı sadece biz yaşamıyoruz. Ağırlıklı bölgeye satışlar oluyordu. Bu satışlarda da para döngüsü olmayınca şuan ki noktaya geldik. İş çıkarmalar başladı. Krediler sekteye uğramaya başladı. DİMER olarak işten çıkarmalarımız olmadı. Ancak bu olmayacak anlamına gelmiyor. Sıkıntı sektörümüzde var. Personel çıkışları akabinde üretim durma noktasına geldi. Çok büyük katma değer yaratan bir sektörümüz. Hani belki 3 bin 500 gibi direkt istihdam yaratıyoruz ama bunun yanında nakliyecisi, tedarikçisi vb. zincire vurduğunuz zaman gerçekten hatırı sayılır bir istihdam yaratıyor. Bu son dönemlerde yaşadığımız sıkıntılar personellerin belki getirip götürme noktasında sıkıntı yaşayabiliyoruz. Bölgede ayrıca maden hukuku neticesinde bizim yatırım yapmamız gerekiyor. Maden kanununda 5–3 yıl gibi yatırım göstermemiz gerekiyor. Bunları dolaylı olarak yapamama ortamı oluştu şuan. Bunları yapamadığımız takdirde sahalarımızın düşme gibi durumları oluyor. Bunlar var.


“Ciddi anlamda kaos yaşanabilir”

Genel anlamıyla bir endişe var. Çünkü çarkın büyük olduğu bir sektör. Bu çark etkilenirse, bunun alt tedarikçilere kadar inecek. Ben küçük esnaf olarak demiyorum. Doğrudur bunun küçüğü de var. Mikro ölçekte mikro, makro ölçekteki makro zarar veriyor. Bizim sektörümüzün çarkı büyüktür. Bu sektör etkilendiği zaman bunun alt dallarının kırımı daha çok etkilenecektir. Sektörümüzdeki 3 bin 500 kişiden yarısının işten ayrılması veya çıkarılması kişi sayısını 4 ile 6’yla çarpmamız gerekiyor. Bunun da sosyolojik olarak ciddi kaos ortamları oluşturacaktır”


“Müşterilerimiz bölgeye gelmiyor”

Mermerciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Mesut Mermer AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Edip Özer de, Katıldıkları Fuarlarda ürünlerini ve kenti tanıttıklarını vurgulayarak, “En büyük sıkıntımız müşterilerimizin artık bölgeye gelmemeleridir. 12–13 yıl önce bir tesisimiz vardı. 2013 yılında ikinci bir tesis kurma ihtiyacı duyduk. Şartlar onu gerektirdi. Daha modern çok güzel malzeme üretmek istedik. Bize katma değeri ve insanlarımıza iş-aş konusunda yardımcı olsun istedik Batı&ya götürmedik. Gel görün ki, 2015 yılının 4.ayından itibaren faaliyete koyduk. Ve Ortadoğu’daki sıkıntıların başlamasıyla sıkıntılarımız had safhaya geldik. Ödemelerde çok büyük sıkıntı çekiyoruz. Kredilerimiz ve lisinglerimiz birikmiş durumda. Nefes alamayacak hale geldi. Bu durumda Hükümetin acilen kredilerin, özel veya devletin bankalarının ivedilikle çözüm getirmeleri gerekiyor. 5–6 ay veya daha öteleme yapması acili yet isteyen bir durumdur. SGK, Vergiler bunlarda konuşuluyor. Yani bunlar çözülmediği zaman gerçekten biz ciddi sıkıntı yaşayacağız.


“19 personel işten çıkarttık”

Geçen ayın sonlarında 19 personelimizin çıkışını verdik. Bu süreç 2 ay devam ettiği zaman kesinlikle olanları da kademeli olarak çıkarmak zorunda kalacağız. Ve bu sosyal bir patlamaya yol açacaktır. Türkiye’nin acilen bir dayanışmaya ve bu sorunların çözülmesine ihtiyacı vardır. 80 personelimiz vardı. 19’u çıkarmak zorunda kaldık. Böyle giderse bunlar kademeli olarak düşecektir” diye konuştu.


“Kaostan çıkıp uzlaşma bekliyoruz”

Mermerciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Dİ-MER-SAN Mermer Sahibi Talip Dönegel ise, Mevcut kaos ortamından çıkıp, insanların bir araya gelerek uzlaşmasını beklediklerine işaret ederek, “Yoksa önümüzdeki 6 ay içerisinde Diyarbakır ve Diyarbakır çevresindeki bütün İllerimizde insanlarımızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar, aldıkları kredileri ödememe, alt seviyedeki insanların işe gidemeyecek duruma geleceklerdir. Fabrikamızda 150 kişi çalışırken, sıkıntılardan dolayı 54 kişiye düşürdük. Bizim ocaklarımız Hani’de. Savaş ortamından dolayı en çok etkilenen bölge Hani bölgesidir. Ve Güneydoğu’nun incisi denilen Hani tamamen bitti. Ocaklarımızdan çıkan malzemeleri kendi fabrikalarımızda yüzde 50’sini üretiyorken, geri kalanını ihracat yapıyorken, geçen yıl ve bu yıl ki durumumuz tam tersidir. İhracatı yapamıyoruz. Kaldı ki Çin’de adımlar durdu. Hindistan’daki alımlar kota nedeniyle kısıtlı, Suudi Arabistan Diyarbakır’daki alımları almamaya başladılar. Irak yine öyle. Kapılar kapalı. Suriye de öyle.


“İran ile anlaşmalar bizi bitirdi”

Bizim bölgeyi en çok vuran da İran ile yapılan anlaşmalardır. İran’da çıkarılan malzemeler daha uygun fiyata satılıyor ve oradaki mermercilerin sattığı fiyatlarla bizim fiyatlar birbirini tutmuyor. İç piyasaya satacağımız malzemelerin hemen hemen hepsi onlarla rekabet edecek boyutta değiliz. İl Özel İdarelerimiz, Çevre ve şehircilik İl Müdürlüğü ve Müteahhitlerin hiç birisi Diyarbakır taşını kullanmaya yeltenmiyor. Emek sarf ederek çıkardığımız alıcıya sunduğumuz malzemelerin hiç biri talep görmemeye başladı. bunun en büyük sebebi bizim zamanında çok üretip piyasayı doldurmamız, kaliteyi düşürmemizdir. Diyarbakır’ın taşı kötüye çıktı. Bütün TOKİ’lerde kullanılan taşların kötü çıkması. Bu da TOKİ’lerin konut inşaatlarını bir ay içinde tamamlaması üreticiyi hızlandırdı. Üretici de kaliteden çok ne önüme gelirse üreteyim paraya çevireyim mantığı ile hareket etmeye başladı. Sıkıntılarımızın artmasındaki bir nedende budur.


“İnsanların hep dur demeli”

Şuan Diyarbakır için söylenecek en büyük şey vahim bir ortam. Bu savaşın en erken nasıl biteceğini insanların bir araya gelip hem Devlete hem PKK’ye durun denilmesi lazım. Bunu insanların birlikte yapması lazım. Yani insanlara hergün kepenk kapatma ile bu işler çözülmez. Halk bir araya gelip biz bu bölgede istikrar istiyoruz demediği sürece bu böyle devam edecek.”



Yenigün


Geri Dön