Diyarbakır’ın yoksul mahallesi Ben U Sen’de yıkım!
Diyarbakır’da UNESCO listesinde yer alan surların diplerinde yer alan evler yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. 40 ile 100 bin TL arasında fiyat biçilen Ben U Sen Mahallesi’nde yaşayanlar yetkililere seslerini duyurmak istiyor.
Diyarbakır merkez Sur ilçesinde bulunan ve UNESCO tarafından 2015 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine alınan Diyarbakır Surlarının restorasyonu için başlatılan çalışma devam ediyor. Çalışma kapsamında surları ön plana çıkarmak için diplerinde bulunan evler yıkılıyor.
Evrensel'den Fırat Topal'ın haberine göre; bölgede bulunan evler ’90’lı yıllarda köy boşaltmalarla yaşanan göçte inşa edilmiş bugün daha çok yoksulların oturduğu bir yerleşim yeri halinde. Adını Ben U Sen Burcu’ndan alan mahalle çarpık bir şekilde büyümüş.
BURADAN ÇIKIP YİNE GECEKONDU MU ALACAĞIZ?
5 çocuk annesi Ayşe Karabeng'in evinde pandemiden dolayı çalışan yok. Evine henüz bir fiyat biçilmemiş ama komşularına verilen paradan kaynaklı tedirgin. Verilen parayla ev alınmayacaklarını söyleyen Karabeng, buradan çıkarılanlara en azından ev alacakları bir paranın verilmesi gerektiğini belirtiyor. Başka türlü buradan çıkmayı kabul etmeyeceğini söyleyen Karabeng, “Burası yıkılırsa Şehitlik, Bağlar da yıkılacak, nereye gideceğiz?” diyor. Anlaşılan Karabeng’in aklından daha rahat geçinebileceğini düşündüğü yoksulların yaşadığı bir semt geçiyor. Karabeng, “Biz de Diclekent’te yaşamak isteriz ama orada yaşayacak gücümüz mü var?” diye soruyor.
Şehriban, 4 çocuk annesi ve biri engelli. Bakımı için kredi çekmiş. Ekonomik olarak ciddi sıkıntılar içinde olduğunu söylüyor. Sadece eşi çalışıyor ve asgari ücretten başka gelirleri yok.
Şehriban, “Evimde eşyam yok, bize ev alacak para verilmezse buradan çıkıp yine gecekondu mu alacağız?” diye soruyor.
MİMARLAR ODASI: VERİLEN PARAYLA DEĞİL EV ODA BİLE SATIN ALINAMAZ
Mahallede devam eden yıkımla ilgili açıklamalar yapan Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Ferit Kahraman, köyden kente yaşanan mecburi ve zorunlu göçlerle çarpık izinsiz bir yapılaşmanın olduğunu kaydetti. Yıkımın amacının Surların dokusunu korumak açısından elbette gerekli olduğundan bahseden Kahraman, yıkımın ilk günlerinde teknik açıdan ciddi sorunlar teşkil ettiğini ifade ederek “Yıkımın çoğu yerde iş makineleriyle değil elle yapılması lazım. İlk başlarda ağır iş makineleriyle yıkıma başladılar. Biz de bir tespitte bulunduk, ikinci, üçüncü sur duvarı kalıntıları var. Çünkü bu evler bunların üzerine inşa edilmiş, hatta bazıları asıl taşları kullanılarak inşa edilmiş. Bu tahripleri engellemeye yönelik uyarılarda bulunduk. Belediye çalışmalara dair hassas olacağı görüşünü bildirdi” diye konuştu.
Etap etap ilerleyen yıkımda çoğu evin tapusuz olmasından kaynaklı, mahallede yaşayan insanların kendilerine verilen ücrete razı gelmek zorunda kaldıklarından bahseden Kahraman, Surların korunması gerektiğini ancak insanların barınmanın gözetilmesi gerektiğinden bahsetti Kahraman, “Bu insanların hakkı nerede hangi şartlar altında olacak? Bununla ilgili yetkili kurumların bununla ilgili çözüm modeli de söz konusu değil. Şu an yapılan mevcut yapının inşaat alanını ölçüyorlar. Bunun amortisman bedeli ile ilgili bir değerlendirme yapıyorlar. Dolayısıyla yapının yaşı büyük oldukça verilen bedel de düşüyor. Ne kadar yeniyse o kadar iyi bir bedel ücreti ödeniyor. Ailelere verilen paralar çok düşük meblağlar değil ama bu parayla değil bir ev bir oda satın alınabilecek miktarda değil” açıklamasında bulundu.
TEKRAR KADERİNE TERK ETME DURUMU SÖZ KONUSU
Ben U Sen Mahallesi’nden ayrılmak zorunda kalan ailelerin yine yoksul ve kentsel dönüşüm projeleri içinde bulunan mahallelere yerleşmek zorunda kalacaklarından bahseden Kahraman, “Ben U Sen Mahallesi’ndeki insanlar bu defa kendi imkanlarının yetebileceği yerlere taşınıyorlar, bu da Bağlar ilçesi oluyor. Çünkü gücünün yettiği konum Bağlar’ın eski yerleşim bölgesi. Orada da kentsel dönüşüm söz konusu ve bu başladığında insanlar bu defa nereye taşınacak? Bu soruya yanıt bulunmadan böyle bir yıkım gerçekleştirilmiş olması ciddi bir sorun. Bu insanlar Sur’da da olduğu gibi kentin dışına itiliyor. Kentle, toplumla olan bağını koparıyorsun. Burada tekrar kaderine terk etme durumu söz konusu. İş, ulaşım, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir satın alma ihtiyacından da mahrum bırakıyorsun. Ekonomik durumları zaten yok, işin çok yönlü boyutu var. Bu nedenle kentsel dönüşüm yapılırken sadece salt mekan değişimi olarak bakmamak lazım” diye konuştu.
Kahraman, bu tür durumlara karşı yetkili kurumların kentteki sivil toplum örgütleri ve odalarıyla bir araya gelinmesini talep ederek, dönüşümün ekonomik, sosyolojik boyutlarını ele alarak çözümler üretmesi gerektiğinden bahsetti. Kahraman konuyla ilgili yaşanacak mağduriyetin en aza indirgenmesiyle ilgili çalışmalar yapılması gerektiğinden bahsetti.