Sektörel

Doğru yalıtım için kalın yalıtımdan kaçınmak gerekiyor!

Yalıtımdan en iyi sonucu alabilmek için “kalın yalıtım”dan kaçınmamak gerekiyor. Türkiye gibi farklı iklimlerin hüküm sürdüğü ülkelerde yalıtım kalınlıkları bölgelere göre farklılık gösterebiliyor.

Yalıtım konusunda yapılan hataların başında ince ve kalitesiz malzemelerle yalıtım uygulanması geliyor. “Daha kalın” yalıtım malzemesi kullanımı, sistemdeki diğer maliyetleri yükseltmeden, tasarrufun orantılı bir şekilde artırılmasını sağlıyor. Örneğin; sıvalı dış cephe ısı yalıtım sisteminde 6 cm yalıtım yerine 12 cm yalıtım yapılması durumunda, yalıtım uygulaması maliyetinin seçilecek yalıtım malzemesine bağlı olarak % 43-66 aralığında artmasına rağmen, tasarruf potansiyeli % 100 artıyor. Bunun en güzel örneği de düşük enerji, sıfır enerji veya artı enerji olarak adlandırılan binalar… Bu binalarda en önemli adım tasarım olup, tasarımda yüksek kalınlıklarda kullanılan yalıtım malzemeleri ile enerji ihtiyacı da azalıyor.


İzocam Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem; batı bölgelerimizde bulunan evlerin tepeden tırnağa ve kalın yalıtım yapılmasıyla hem kış aylarında yaşanabilecek yapısal olumsuzlukların engellenebileceğini hem de yazın sıcaktan korunarak konfor sağlanacağını söylüyor. “Batı bölgelerimizde bulunan evlerde kalın yalıtım ile, yazın soğutma ve kışın ısınma amaçlı enerji tüketimini azaltmak mümkün. Bodrum’da, Antalya’da ya da Çeşme’de yer alan bir evin en az İstanbul’dakiler kadar yalıtım ihtiyacı bulunuyor. Burada önemli olan nokta mevsim koşullarına uygun olan kalın yalıtımın yönetmelikler doğrultusunda uygulanması gerekiyor. Yalıtım kalınlıkları illerin, hatta ilçelerin konumlarına göre bile değişiklik gösteriyor. Örneğin Datça’da yer alan bir evde duvarlarda asgari 6 cm ve çatılarda en az 10 cm yalıtımın yapılması gerekir. Yönetmeliği gerek şartı olarak bu kalınlıklar Fethiye, Datça, Marmaris ve Gökova gibi yazın gözbebeği olan diğer ilçelerimiz için de geçerlidir. Örneğin sıfır enerjili evler veya bir başka deyişle Pasif Evler yüksek kalınlıkta yalıtım uygulaması ile inşa edilmeleri sayesinde %100 enerji tasarrufu sağlıyor. Dolayısıyla Pasif Ev kriterlerindeki kalınlıklara yaklaşmamız, yalıtım ile enerji tasarrufunda yol kat etmemizi sağlayacaktır. Bu nedenle TS 825’te belirtilen yalıtım kalınlıklarının revize edilerek yükseltilmesi bizi gelişmiş ülkelerin hedeflemekte olduğu Pasif Ev şartlarına yaklaştıracaktır. Örneğin Gaziantep’te TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına göre duvarlarda en az 8 cm ve çatıda ise 12 cm kalınlıkta yalıtım yeterli görülürken, Türkiye’nin ilk sertifikalı pasif evi olan binada Pasif Ev standardına uygun koşulların teşkil edilebilmesi için duvarlarda en az 40 cm, döşemede 30 cm, çatıda ise 30 cm kalınlıkta yalıtım uygulanması ile ancak gelecek öngörülü enerji tasarrufundan söz edilebilmiştir.” 


Türkiye’de yalıtım sektörü 16 milyon m³lük bir pazara sahip ve kişi başına 0.2 m³ yalıtım tüketimi bulunuyor. Avrupa’da ise kişi başına 0.7 m³ yıllık yalıtım tüketimi düşüyor. Bu rakamın Amerika’da 1 m³ seviyesinde olduğu ve pazar büyüklüğünün yaklaşık 260 milyon m³ seviyesinde seyrettiği biliniyor. Söz konusu verilere baktığımızda Avrupa ve Amerika’da “kalın yalıtım” bilincinin ne kadar yaygın olduğunu görebiliyoruz. Bu bilincin bahsi geçen coğrafyada yaygınlaşması ise tesadüf değil, devlet teşvikleri bu bilincin yaygınlaşmasında kilit rol oynuyor. Örneğin ABD’de konut başına 6.500 $, İrlanda’da 4 bin £ ve İtalya’da ise yalıtım uygulamasının % 50’si hibe ediliyor. Ülkemizde de “kalın yalıtım” bilincinin yaygınlaşması ve bölgelere göre en iyi sonucun alınabileceği uygulamaların yapılması gerekiyor. Öyle ki Türkiye’deki mevcut konut stoğunun neredeyse %75’i TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmamış ya da yalıtımsız… Ülkemizde TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’ndaki sınır değerler doğrultusunda belirlenmiş olan ısı yalıtım kalınlıklarını daha da artırmak, binaların uzun dönem başarımlarında etkili olacaktır. Özellikle de 2000 yılından sonra inşa edilen yeni binalarda TS 825’de belirtilmiş kalınlıklara sadık kalınıyor ancak gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında bu kalınlıkların da yetersiz olduğu açıkça görülüyor ve standardın sürdürülebilirlik ve düşük karbon ekonomisi çerçevesinde revize edilerek, bir an önce ideal kalınlıklara yer verilmesi gerekiyor.   


TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, binalarda hem ısıtma hem de soğutma yapılması durumunda, ülkemiz genelindeki yalıtım kalınlıklarını derece gün sayısı temelli 4 farklı iklim bölgesine bağlı olarak duvarlarda en az 6-12 santimetre, çatılarda ise en az 10-18 santimetre olarak öngörüyor. Türkiye gibi farklı iklimlerin hüküm sürdüğü ülkelerde yalıtım kalınlıkları bölgelere göre de farklılık gösterebiliyor. Isıtmanın önemli olduğu Artvin’in Arhavi, Hopa gibi yüksek kesimlerde bulunan ilçelerinde yalıtım için öngörülen en düşük kalınlık duvarlarda 6 cm seviyesindeyken, soğutmanın önemli olduğu Bodrum ve Ayvalık gibi sahil kesimlerinde de duvarlarda asgari 6 cm kalınlıkta yalıtıma ihtiyaç olabiliyor. İstanbul 2. bölge için de 8 cm kalınlık uygulanması gerekiyor. Ankara 3. bölge için 10 cm ve Erzurum 4. bölge için ise 12 cm olması gereken en düşük kalınlıklar olarak tespit ediliyor ısıtma ve soğutmanın yapıldığı bina duvarları için... Ancak doğru olan ise bu kalınlıkların iki katı oranında uygulamalar yapılması. İzocam, doğru ve kalın yalıtımla tam bir koruma sağlanabileceğini ve daha konforlu yazlık evlere sahip olunabileceğini vurguluyor. 


Daha kalın yalıtım malzemeleri kullanarak yapılan yatırımdan azami fayda ve verim elde etme şansı varken eksik bilgi ve denetimsizlik nedeniyle bu olanaktan yararlanılamıyor. Uygulamada yalıtım kalınlıkları ülkemizde 4–5 santimetre olarak dikkate alınırken, Avrupa ülkelerinde bu değer 20–50 santimetre aralığında değişiyor.