27 / 12 / 2024

Dönüşüm istismar edilmemeli!

Dönüşüm istismar edilmemeli!

Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın "100 bin liralık evi olana 300 bin lira değerinde ev yaptık. Hâlâ insanlar daha ne alabilirim beklentisindeydi. Dönüşüm istismar edilmemeli. Bir depremde biteriz" dedi.



18 yılımız kaldı 


Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm projelerinin ilk ele alındığı ilçelerden biri. Kentsel dönüşüm, gelişim konusunda neler yapıldı ve neler yapılacak? 


Ben ilk belediye başkanı olmadan önce adaylık sürecimde 1999'da bile kentsel dönüşüm süreciyle ilgili bir broşürüm vardı.Zeytinburnu'ndaki yanlış yapılaşma ve deprem gerçeği bizi bu konuda çalışmaya itmişti. Depremden önce yapılmış tüm binalar için çürüktür diyemeyiz ancak sağlamdır hiç diyemeyiz. Biz İBB ile devletin ilgili kurumlarıyla bir çok projeye başladık. Başarılı olduklarımız var, başarısız olduklarımız var. Pilot bölge ilan edildiğimizde 30 yıllık bir süreç belirlemiştik. 

Zeytinburnu'nda afet referanslı kentsel dönüşüm süreci için 30 yıllık bir süreç. 18 yılımız kaldı. 

Önümüzdeki süreçte her şey hayata geçmiş olacak.


 

Geçen yılları değerlendirdiğinizde dönüşümdeki başarı oranını nasıl görüyorsunuz? 


Halkın yerel yönetimlerin ve merkezi hükümetin beraber çalışmasıyla olacak bir şey bu. Halkın rant peşinde olmaması lazım. Onların da bir tane çürük evi vereyim üç tane alayım yaklaşımında olmaması lazım.  Zeytinburnu'nda gayrimenkul alan kimse satması çok daha değerli binaları yıkıp yeniden yapacağını Sümer Mahallesi'nde bir proje başlattık. Bu mahallenin belirli kısımlarında risk daha yüksekti. Çalışmayı oradan başlattık. Örneğin 100 bin liralık çürük bir dairesi olana yeni yerden verdiğimiz dairenin minimum bedeli 300 bin lira oldu. Hiçbir bedel almadan bir kuruş ceplerinden çıkmadan aldıkları dairenin bedeli 3 kat arttı. Metrekare bazında da otoparkıyla deposuyla aynı metrekare. Daha fazla ne alabilirim yaklaşımına girdi insanlar. Bu yaklaşımın ortadan kalkması lazım. İmarı artırarak sorun çözülemez. Bu nüfusu artırmak anlamına gelir ve İstanbul bu yükü kaldıramaz. 


Yoğunluğa göz yummam 


Yeni kentsel dönüşüm çalışmalarında nasıl bir yol izleyeceksiniz? 


Bina çürükse yenilenecek. Yasa desteği var. Finansmanla ilgili devlet desteği, ruhsat harç muafiyeti var. Kredi maliyetinin yarısını devlet karşılayacak. İBB'nin aldığı kararla, 4-5 bina biraraya gelip minimum 1000 metrekareyi yakalarlarsa artı imar hakları da verilecek. Sorun böyle böyle çözülmüş olacak. 

Yeni projelerimizde biz de bu yola girdik. Halk kendisi yapacak. Sorumluluk sadece yerel yönetimde değil. Şimdi halk ve devlet biraraya gelecek ve insanlar binalarını yıkıp yeniden yapacak. Depremden önce Zeytinburnu'nda yapılan en eski binalardan başlamak üzere riskli olma ihtimali en yükseklerden başlamak I üzere halka bildiriyoruz. 


Bir süre veriyor musunuz? 


Şu kadar zamanda binalarınızı boşaltın, bu anlaşmaları yapın yoksa şöyle bir yaptırım uygulanacak gibi. Çürükse zaten yasa ortaya koyuyor, çürükse oturamazsınız deniliyor. Bunun dışında belediyelerin ayrıca uyguladığı bir yaptırım yok. 


Sizce bu dönüşümün önündeki en büyük engel nedir? 


Şunu bilmemiz lazım; Türkiye Cumhuriyeti devletinin İstanbul'daki ve Türkiye'deki çürük binaları yıkıp yeniden yapma imkanı yoktur. Öyle bir bütçesi Türkiye'nin yoktur. Türkiye'nin bütçesi belli, milli geliri belli, her şey ortada. Devlet gelecek çürük binaları yıkıp yeniden yapacak ve hiçbir bedel almayacak. Böyle bir şey yok. 

Peki nasıl olacak? Bu maliyetin bir kısmını devlet karşılayacak. Yasalar çıktı, karşılıyor. 

Belki biraz daha arttırılabilir. 

Diğer kısmını da o vatandaş kendisi karşılayacak. Biz buralarda yoğunluğu fazla artırarak, nüfusu 2 katına çıkaramayız. İstanbul'un nüfusu 15 milyon. Bunu 20'ye 30'a çıkaramayız. Yoğunluk artışı demek nüfus artışı demek. 



Vatandasın kafasını karıştıranlar var 


ZEYTİNBURNU Belediye Başkanı Murat Aydın, "Çürük binalarda yaşamaya devam eden çok fazla bir yüzde var. Bu şu demek. Bir büyük İstanbul depreminde biteriz." diyerek konunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Kentsel dönüşümde halkın kafasını karıştıran bunu siyasi bir istismar konusu yapanların da olduğuna dikkat çekerek şu örneği veriyor: "Çatlayan bir bina vardı, Yıkılmak üzere olan binaya merkezi yönetimle görüştük Dünya Bankası'ndan bir kredi bulduk. İTÜ, Belediye ve merkezi yönetim birlikte bir imkan oluşturduk ve burada 252 dairenin olduğu siteyi yenileme kararı aldık. Hiç yoğunluk artışına gitmeyeceğiz, maliyeti kamu karşılayacak dedik. Ev sahipleri sadece 15 bin dolar ödeyecekti ve bunu da 10 yılda ödeyecekti. 252 daireye karşılık 252 daire yapılacaktı. Ancak biz bu projeyi gerçekleştiremedik. Neden? Çünkü Türkiye'de ölüm üzerinden siyaset yapılıyor. Bu binalar yapılmazsa bu insanlar bu binalarda ölebilir ama maalesef belediye başkanı, mevcut iktidar başarılı olamasın diye siyaset yapılıyor. Rant söylemleriyle projeler durdurulmaya çalışılıyor, insanların kafası karıştırıldı. Bu toplumsal bir durum." 




Vatan 


Geri Dön