Sektörel

Dönüşüm yapılacak rezerv alanlarda arsa tapuları iptal edilmeli, yerine 'tapu tahsis belgesi' verilmeli!

'Asrın felaketi' olarak değerlendirilen 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından rezerv alan ve tapu tartışmaları sona ermiyor. İşte ayrıntılar...

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden, 11 il etkilendi. Büyük yıkım yaşanan şehirlerin yeniden ihya edilmesi amacıyla inşaat çalışmaları hemen başlatıldı. Ancak rezerv alan konusu kafaları karıştırdı. 

Çoğu zaman depremzedeler, "Rezerv alan ilanı neye göre yapılıyor, bilmiyoruz. Hiçbir somut veriye dayalı değil" diyor ve bir gün rezerv alan içinde olduğu iddia edilen bir yerin ertesi gün olmayabildiğini söylüyor. 

Sözcü Gazetesi köşe yazarı Ege Cansen, bugünkü köşesinde tapu konusunu kaleme aldı. Cansen, söz konusu yazısına şu ifadeleri kullanarak başladı:

"6 Şubat 2023’te dokuz saat arayla merkez üstleri Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan olan ve Kandilli Rasathanesi’ne göre yüzeyden 5 km derinlikte, 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem oldu. Bu depremlerin şiddeti Mercalli
ölçeğine göre 12 (afet) şeklinde belirlendi. Türkiye’de 53 binden, Suriye’de 8 binden fazla insan hayatını kaybetti. Lütfen geçtiğimiz hafta Japonya’da karadan 50 km uzakta denizin ortasında meskun mahalden uzakta ve yerin 30 km derininde oluşan 7.1 büyüklüğündeki depremin şiddeti ile bunları bir saymayın. Orada kimse ölmüyor diye kendinizi yermeyin." 

1975’te Japonya’nın Kobe şehrinde meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremde 6 bin 400 kişinin yaşamını yitirdiğini aktaran Cansen, "Bu bilgi Japonya’daki binaların Türkiye’deki binalara göre depreme çok daha dayanıklı yapıldığı gerçeğini değiştirmiyor. Yalnızca hiçbir ülkede binaların tümünün yıkılıp, yeniden en şiddetli depreme bile dayanacak kadar sağlam yapılmasının iktisaden mümkün olmadığına dikkat çekmek istedim" ifadelerini kullandı. 

Ege Cansen, İstanbul'da kentsel dönüşümün de rantsal dönüşüm haline geldiğine, zengin semtlerdeki bahçeli sağlam binaların, yapım tarihinden sonra yürürlüğe giren yönetmeliğin şartlarını karşılamıyor diye (sanki eskiden yönetmelik yokmuş ve çıkmamış yönetmeliğe göre o tarihte bina inşa edilirmiş gibi) çatır çatır yıkıldığına, yooksul semtlerdeki bitişik nizamlı çürük binalara müteahhitlerin dokunmadığına dikkat çekti. 

Cansen, "Bu durum özellikle Antakya-Hatay’ın rantı yüksek semtlerinde görülüyor. Diğer depremzede beldelerde de aynı sorun bulunuyor. Sorunun kaynağı tapunun tanımındadır. Tapu delinmeden bu meseleler çözüme kavuşamaz. Al sana yakan top gibi hukuk sorunu" diye konuştu. 

"Kent merkezinin bir an önce rehabilitasyonu, Antakya’nın ekonomik ve sosyal canlılığını tekrar kazanması için şarttır. Bu sayede halk da refaha kavuşur. Ama hasarlı binaların üstünde “YIKMAYIN MAHKEMELİKTİR” yazan Antakya’da bu iş kolay gerçekleşmeyecektir" diyen Cansen, çünkü işin içinde 'bireyin çıkarı, toplum yararından önce gelir' inancını temsil eden 'tapu' olduğunun altını çizdi. 

Cansen,  Kişilerin elden ayaktan düşünce namerde muhtaç olmadan kalan ömürlerini tamamlamak ve geride kalanların dara düşmesini engellemek için en fazla güvendiği değer deposunun tapu olduğunu dile getirdi ve şunları söyledi: 

"Arsa ve tarla tapusu, altından bile önce gelir. Eğer işlevi, yalnız bireyin alın teri emek birikimlerinin enflasyona karşı korunması olsa tapuyu ben de dişimi tırnağıma takarak müdafaa edecektim." 

Ege Cansen, "Kırsal arazilerin ve özellikle kentsel arsaların fiyat/değer artışı, (hele hele imar izni değişikliği oluyorsa) bireyin bu dünyaya 'Harun gibi gelip Karun gibi bir sefa sürmesini sağlar'. Deprem olan yerlerde  iki imar sorunu mevcut: Birincisi depremzedeleri sağlam zeminli araziler üzerinde nispeten konforlu evlere kavuşturmak. İkincisi, bu kentlerin ticari merkezlerini; meydanlarıyla, yeşil parklarıyla, yeraltı garajlarıyla, yayalaştırılmış yollarıyla “sıfırdan planlayarak” yeniden yapmak" açıklamasında bulundu.  

İkinci projenin aynı zamanda birincinin finansman kaynağı olduğunun altını çizen Ege Cansen, bunun için dönüşüme girecek rezerv alanlardaki arsa tapularının iptal edilmesi ve yerine “tapu tahsis belgesi” verilmesinin şart olduğuna dikkat çekti. 

Cansen, söz konusu yazısını "Tahsis belgeleri, eski mülkiyetin değeri kadar değerli olacak fakat dönüşümden doğan “rantları” içermeyecektir. İktisadi kalkınma için hukuk reformu şart diye konuşanların dikkatine sunarım" diyerek tamamladı. 

Ankara'da temmuzda 11 bin 364 konut satıldı! Fiyat indirimleri satışların önünü açtı!

Deprem araştırmacısından korkutan uyarı: Kumburgaz ile Avcılar segmenti aynı anda çalışırsa 7,0'den büyük deprem olur!

Esenler'de dev dönüşümde sona gelindi: 2011 bağımsız birimlik proje alanındaki son konutlar bugün yıkılıyor!

Tebernüş Kireçci'den konut satışları değerlendirmesi! Kredi yok! Bu konutları kim alıyor?