Sektörel

Dubai'de inşaatların durması Türkiye'yi de vurabilir!

Borç krizine giren Dubai'nin durumu Türkiye'ye nasıl etkiler?.. Piyasaların ilk tepkisi yarın belli olacak ama bugünden bazı ipuçları var...

İYİ HABER 1:Türk bankaları sağlam bu krizden etkilenmez

ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşları, Dubai'de ortaya çıkan borç krizinin Türkiye'yi etkilemeyeceği görüşünde. Aralarında JCR'nin de bulunduğu reyting kuruluşlarının analistleri, Türk bankalarının gerek yabancı ülkelerdeki varlık ve ilişkileri, gerekse mali bünyelerinin sağlamlığ nedeniyle, Dubai'de ortaya çıkan krizin Türk mali sistemini etkilemeyeceğini vurguluyor. Analistler, ekonominin resesyonda olmasına ve varlık kalitesinde belirli oranda bozulma beklentilerine rağmen Türk bankalarının, güçlü sermaye yapısı ve kârlılık durumlarının finansal sağlıklarını sürdürmekte yardımcı olacağını ifade ettiler. Çünkü Türk bankalarının "finansal güçlülük notları'' kötü durumda değil. Ayrıca Türk bankalarının toplam yükümlülüklerinin sadece yüzde 7'si sendikasyon yükümlülükleri altında. Bu nedenle de sermaye yeterliliği ve varlıklar açısından da iyi bir pozisyonda. Türkiye'de halen 17'si yabancı 49 banka bulunurken, yurt dışında ise 25 Türk bankası 52 şube ile faaliyet yürütüyor.

İYİ HABER 2: Yunanistan ve Rusya bizden kötü durumda

TÜRKİYE'nin, "risk primi (CDS)'' olarak da isimlendirilen sigorta primleri gerilemeye başladı. Sözgelimi Dubai'deki krizin ardından, Yunanistan'ın risk primi yükselerek, Türkiye'yi geçti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de önceki gün Türkiye'nin AB üyesi komşusu Yunanistan'dan daha sağlam olduğunu vurgulamıştı. CDS oranı, Türkiye riskinden korunmak için ödenmesi gereken primi yansıtıyor. Türk tahvillerini alan ve bu tahvilin geri ödenmesinden çekinen yatırımcılar, buna karşın bir "sigorta'' satın alıyorlar. Bunun için de her yıl CDS oranı kadar bir prim ödüyorlar. Ukrayna, Macaristan ve Romanya gibi ülkelerde IMF programları uygulanmasına rağmen o ülkelerde faizler yükselişte. Türkiye'nin sigorta primi şu anda, Yunanistan'ın yanı sıra Macaristan, Rusya ve birçok Doğu Avrupa ülkesinden daha düşük düzeyde bulunuyor. Son krizde de Türkiye Doğu Avrupa ülkelerine göre çok daha iyi bir sağlamlık sınavı vermişti...

KÖTÜ HABER 1:Körfez'den akan paralar aniden kaçışa geçebilir!

DUBAİ'deki kriz, zaten çekingen olan yabancı sermayenin yükselen piyasalara gitme isteğini daha da azaltacaktır. Çünkü kriz sonrası canlanan piyasalar arasında Türkiye de vardı. Özellikle de `carry trade' yatırımları ile Batı'dan yeni eksen değişimi ile de Körfez bölgesinden para çekmeye başlamıştı. Bir ara ödemeler dengesinin net hata noksan kalemi 20 milyar dolara kadar çıkmış bu kaynağı belirsiz paranın Arap dünyası ve Körfez bölgesinden geldiği konuşulmuştu. Şimdi Dubai'nin borç krizi sonrası Körfez'den akan bu para duracağı gibi, mevcut para da kaçacaktır. Bugüne dek Merkez Bankası'nın yaptığı hızla faiz indirimleri bu noktada Türkiye için dezavantaj olabilir. Çünkü sıcak para güvenli limanlar ararken Türkiye gibi risk primi yüksek ülkeler de nispeten yüksek faize ihtiyaç duyacaktır. Körfez ülkelerinde, bir panik başlaması durumunda dışarıdaki paranın evlere dönmesi beklenebilir. Bu da Türkiye'den ani çıkışı yani bir anlamda kısa vadede ABD doları'nın hızlı yükselişine yol açabilir.

KÖTÜ HABER 2:Dubai'deki Türk şirketleri finansal sıkıntı yaşayabilir

BAŞTA Dubai olmak üzere Körfez Bölgesi'nde yatırımları bulunan Türk şirketleri sıkıntı yaşamaya başlayabilir. Bugün sadece Dubai'de taahhüt yatırımı olan 50'ye yakın Türk şirketi bulunuyor. Neyse ki bunların çoğunluğu ya işlerini bitirdi ya daha işe yeni başlama aşamasında. Ama önemli taahhütler altına giren Türk şirketleri zorluk yaşayabilir. Çünkü uluslararası ihaleler için alınan teminat mektupları bir kağıt parçasına dönüşme riski taşıyor. Dubai'nin borç krizi sonrası bölgeye kredi ve teminat mektubu veren uluslararası bankalar bu desteklerini hemen geri çekebilir. Bu da Dubai'de iş yapacak Türk şirketleri zor durumda bırakabilir. Şimdilik ülkede bir kriz havası yok ama teminat mektuplarının çekilmesi bir domino etkisi yaratabilir. Bu da Dubai'de yatırıma kalkışan Türk şirketlerini ödeme krizinin eşiğine getirebilir. Türk taahhüt sektörü başta Rusya olmak üzere bu tip krizleri yaşadığı için nispeten dayanıklı ama inşaatların durma noktasına gelmesi Türkiye'yi de vuracaktır.

ERHAN GÖKSEL, KRİZİ 1 YIL ÖNCE AKŞAM'A ANLATMIŞTI

`Yahudi sermayesi Dubai'ye el koyar'

DUBAİ'nin borç batağında olduğunu ve batabileceğini geçen yıl AKŞAM'a verdiği röportajda dile getiren Verso Araştırma Şirketiínin sahibi Erhan Göksel, bugün borç ertelemesi isteyen Dubai'ye "Yahudi sermayesi tarafından el konulmak üzere" olduğunu ileri sürdü. Göksel, Birleşik Arap Emirlikleri'nin petrol zengini olan emirliği Abu Dabi'nin de Dubai'yi kurtaramayacağını iddia etti. Göksel, Citibank'ı kurtaran ABD'nin, Lehman'ı kurtarmadığını anımsatarak, Lehman'da batan paranın büyük bir bölümünün Körfez ülkelerine ait olduğunu vurguladı. Dubai'nin Lehman Brothers'a 120 milyar dolar kaptırdığını kaydeden Göksel,  "Dubai ülke olarak el (sahip) değiştirecek. Yahudi sermayesi tarafından el konulmak üzere" dedi.  ANKA

Şeyh, duran inşaatları yok pahasına satmıyor

Dubaİ'de, borç sorunuyla uğraşan
Dubai World şirketi, 59.3 milyar dolarlık borcunun bir kısmını karşılamak için varlıklarını düşük fiyattan satacağı iddialarını yalanladı. Al-Itihad gazetesinin haberine göre, Dubai'deki krizin merkezinde bulunan hükümete bağlı Dubai World yetkilisi, "grubun, son birkaç ayda iyi yatırımlarının ve gayrimenkulerinin bazılarını düşük fiyattan satma fikrini reddettiğini'' belirtti.

TİCARİ OLARAK ADİL OLSUN
Şirketin yeniden yapılanmasının, ekonomik kriz nedeniyle kötü etkilenen yabancı yatırımlar ve emlaka odaklanmasının beklendiğini ifade eden yetkili, "varlık satışlarının grubun uzun vadeli stratejik amaçlarını, ayrıca ekonomik baskıları karşılamak için ticari olarak adil olması gerektiğini" ifade etti.  BM'nin 2009 yılı verilerine göre nüfusu 4,6 milyon ve başlıca ihracat gelirleri petrol ile doğalgaz olan BAE'de, Dünya Bankası'nın 2006 yılındaki verilerine göre, kişi başına düşen milli gelir 23 bin 770 doları buluyor. Abu Dabi Emiri Şeyh Halife Bin Zayid aynı zamanda BAE Devlet Başkanlığı görevini yürütürken, Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid El Mahtum ise Devlet Başkanı Yardımcısı ve Başbakanlık görevini üstleniyor.

Abu Dabi 50 baz puan destek verdi

DUBAİ hükümeti, görünürde borç konularını görüşmek üzere komşu emirlik Abu Dabi'ye giderken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Merkez Bankası yerli ve yabancı bankalara likidite desteği sağladı. BAE'den yapılan açıklamada, "Ülkede faaliyet gösteren yabancı bankalara, 3 aylık bankalararası faiz oranının 50 baz puan üzerinde, cari hesaplarıyla bağlantılı ek likidite desteği sağlandığı" açıklandı. Yerli ve yabancı bankaların arkasında olduğunu bildiren Merkez Bankası, BAE bankacılık sisteminin bugün çok sağlam ve likit olduğunu kaydetti.
Akşam