Ekim 2015'te inşaat sektöründe istihdam arttı!
2015 yılı Ekim ayında Türkiye'de istihdam edilen kişi sayısı 26 milyon 856 bin kişiye ulaştı. Bu kapsamda tarımda çalışanlar yüzde 1,3 artışla 5 milyon 473 bine, inşaatta çalışanlar yüzde 2,1 artışla 2 milyon 49 bine kişiye çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 Ekim ayı işgücü verilerini açıkladı. Verilere göre 2014 Ekim ayında yüzde 10,4 olan işsizlik oranı, 2015’in aynı ayında yüzde 10,5’e yükseldi. 2015 yılı Eylül ayında işsizlik yüzde 10,3’tü. 2014’ün Ekim ayında 3 milyon 43 bin olan işsiz sayısı da 2015’in aynı ayında 3 milyon 147 bin kişiye çıktı. Ayrıca mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 56 bin kişi artarak 3 milyon 180 bin kişiye çıktı. İşsizlik oranı da 0,2 puanlık artışla yüzde 10,6 oldu.
Yine Ekim 2015 itibariyle Türkiye’de istihdam edilen kişi sayısı 2014’ün aynı ayına göre yüzde 2,7 artışla 26 milyon 856 bin kişiye çıktı.
Bu kapsamda tarımda çalışanlar yüzde 1,3 artışla 5 milyon 473 bine, inşaatta çalışanlar yüzde 2,1 artışla 2 milyon 49 bine, hizmetlerde çalışanlar yüzde 4,3 artışla 13 milyon 979 bine ve sanayide çalışanlar yüzde 0,2 artışla 5 milyon 363 bin kişiye çıktı.
Bugün Gazetesi
Haber Dünya Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 104 bin kişi artarak 3 milyon 147 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 10,5 seviyesinde gerçekleşti. Böylece işsizlik 7 ayın en yüksek seviyesine çıkmış oldu.
Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,1 puanlık artış ile yüzde 12,6 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,4 puanlık azalış ile yüzde 19,3 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,1 puanlık artış ile yüzde 10,7 olarak gerçekleşti.
İstihdam oranı yüzde 46,2 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılı Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 718 bin kişi artarak 26 milyon 856 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puanlık artış ile yüzde 46,2 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 69 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 649 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 20,4’ü tarım, yüzde 20’si sanayi, yüzde 7,6’sı inşaat, yüzde 52’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,8 puan artarken, sanayi sektörünün payı 0,5 puan, tarım sektörünün payı 0,3 puan azaldı, inşaat sektörünün payı ise değişim göstermedi.
İşgücüne katılma oranı yüzde 51,6 olarak gerçekleşti
İşgücü 2015 yılı Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 822 bin kişi artarak 30 milyon 3 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 51,6 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,4 puanlık artışla yüzde 71,9, kadınlarda ise 0,9 puanlık artışla yüzde 31,8 olarak gerçekleşti.
Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 33,6 olarak gerçekleşti
Ekim 2015 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,4 puan azalarak yüzde 33,6 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam azaldı, işsizlik arttı
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 39 bin kişi azalarak 26 milyon 772 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oranı 0,1 puanlık azalış ile yüzde 46,1 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 56 bin kişi artarak 3 milyon 180 bin kişi olarak gerçekleşti.
İşsizlik oranı da 0,2 puanlık artış ile yüzde 10,6 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0,1 puanlık azalış ile yüzde 51,5 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 93 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 36 bin, hizmet sektöründe 16 bin, inşaat sektöründe ise 2 bin kişi arttı.
Dünya
Dünya Gazetesi'nin yazarlarından Orhan Akışık konuyu şu şekilde ele aldı;
2016 tüm ekonomiler için zor geçecek. Amerika ve Çin'deki gelişmelerin özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemesi bekleniyor. Çin'le ilgili olarak IMF'nin açıklamaları, fazla endişe edilmemesi; ekonomide görülen iniş ve çıkışların yatırım ve ihracata dayalı büyüme modelinden, tüketim ve hizmetler sektörünün ağırlıklı olduğu bir ekonomik yapıya geçmenin doğal sonucu olduğu. Öyle de olsa, başta Amerika olmak üzere tüm dünya durumdan tedirgin. Geçtiğimiz ay faizleri arttıran FED'in önümüzdeki dönemdeki para politikasında Amerikan ekonomisindeki gelişmeler öncelikli öneme sahip olmakla birlikte, dünya ekonomisindeki gelişmeler de haliyle dikkate alınacaktır. Zaten, FED'in açıklaması da bu doğrultuda.
Amerikan Çalışma Bakanlığı'nın geçen hafta yayınlanan raporunda tarım dışı istihdamın Aralıkta 292,000 arttığı, buna karşılık işsizlik oranının yüzde 5'te kaldığı bilgisine yer verilmiş. 7.9 milyon olarak açıklanan işsizlerin sayısında da bir değişme yok. Toplam işsizlerin yüzde 26.3'ünü oluşturan uzun dönemli işsizlerin sayısı ise 2.1 milyon. İstihdam artışı inşaat dışında ağırlıklı olarak hizmetler sektöründe gerçekleşmiş.
***
FED başkanı Yellen yakın geçmişte, faizlerde değişiklik için işsizlik oranı dışında işgücüne katılım oranı ve ücretler gibi ekonominin istikrarını yakından ilgilendiren başka göstergelere de baktıklarını söylemişti. Peki, bu göstergelerde bir iyileşme mi oldu da FED faizleri arttırdı? İşsizlik oranı ekonominin durumunu gösteren değişkenlerden sadece biri. İşsizlik oranı, işgücüne katılım oranı, ücretler ve gelir bölüşümü gibi göstergelerle birlikte ele alındığında bir anlam ifade ediyor. Bu üç gösterge de Amerika'da iyi değil. Clinton yönetiminin çalışma bakanı Robert Reich 2016 için iyimser tahminlerde bulunmamış. What to expect from the U.S. Economy in 2016-Hint: Does the word 'recession' ring a beli?" (2016'da Amerikan ekonomisinden beklenen-İpucu: resesyon çanları çalıyor mu?) başlıklı yazısında Reich bakın ne diyor: "Sorun yapısaldır; ekonomide üretilen mal ve hizmetleri satın almaya yetecek talep yok.
Tüketim harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılanın hemen hemen yüzde yetmişini oluşturduğu ülkede halkın, bozulan gelir dağılımından dolayı ekonomiyi destekleyecek gücü kalmadı. Enflasyona göre düzeltilmiş ortalama ücret 2000 yılındakinin yüzde 4 altında. Aralarında yüksek eğitimlilerin de yer aldığı genç nüfusun ücretlerindeki gerileme sürüyor. Yuva kurma hayalleri suya düşen gençlerin aileleriyle birlikte yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmaları nedeniyle mal ve hizmetlere olan talep daha da azalıyor.
İşgücüne katılım oranı son 40 yılın en düşük seviyesinde. İç talepteki gerilemenin ihracatla da kapatılması mümkün değil. Avrupa ekonomileri resesyonun eşiğinde, Çin'de ve diğer gelişmekte olan ülkelerde büyüme yavaşlıyor.
Yatırımlar da günü kurtarmayacak; zira yeterli tüketim talebinin olmadığı bir ülkede şirketlerden yatırımlarım arttırmaları beklenmemeli. Bütün bunlara yakın gelecekte iç ve dış siyasetteki belirsizliklerde eklendiğinde 2016'da yatırımlar azalırsa şaşırmam. Hükümet talebi azaltmak yerine arttıracak politikalara yönelseydi iyimser olabilirdim. FED ortada enflasyon belirtisi olmadan faizleri yükseltti."
***
Reich'in görüşleri böyle. Benzer görüşler, Nobel ödüllü iki iktisatçı Paul Krugman ve Joe Stiglitz tarafından da zaman zaman dile getirilmişti. FED açıklamasında enflasyonun orta vadede hedeflenen yüzde 2 oranına yaklaşacağı belirtilerek; faiz artışının ekonomik koşulların izin verdiği ölçüde tedrici olarak yapılacağı görüşüne yer veriliyor.
Yazının başlığındaki soruya dönersek; resesyon riski ortadan kalkmış değil. Amerika gibi tüketim harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde yetmişini oluşturduğu bir ülkede en az istihdamın artması kadar ücretler de önemli. Ücretler yerinde saydığı, gelir bölüşümünün bozulduğu; zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir ekonomide büyümenin sürekliliğini sağlamak zor.
Dünya/ ORHAN AKIŞIK
Haber Sözcü Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;
Genç işsizlik yüzde 19.3 seviyesine tırmanırken, Türkiye'deki işsiz sayısı 3 milyon olan Arnavutluk'un nüfusunu aşarak, 3 milyon 147 bin kişiye ulaştı. Asgari ücretteki artışın işsizliği artırması bekleniyor Sayıları iki milyonu bulan Suriyeli mültecilerin ucuz işgücü olarak istihdam edilmeye başlamaları işsizlik rakamlarım etkilemeye devam ediyor.
TÜİK verilerine göre, işsizlik rakamları son 7 ayın zirvesine çıktı. Uzmanlar, asgari ücretin 1300 liraya yükseltilmesinin de işsizlik oranlarım artıracağına dikkat çekti. Resmi verilere göre işsiz sayısı ekim ayında 104 bin kişi artarak 3 milyon 147 bin kişiye ulaşarak 3 milyon nüfusa sahip Arnavutluk'u aştı. Genç işsizlik ise yüzde 19.3'e ulaşarak, korkutucu bir seviyeye çıktı. Veriler her 5 gençten birinin işsiz olduğunu gösteriyor. Tarım dışı işsizlik ise yüzde 12.6'yı buldu. Eylül ayma oranla mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre 56 bin kişinin işsiz kalması dikkat çekti. TÜİK verilerine göre ekim ayında işsizlik yüzde 10.5'e ulaşarak son 7 ayın zirvesine çıktı.
TARIM DIŞI İSSİZLİK YÜZDE 12.5
Verilere göre tarım dışı işsizlik oram yüzde 12.5 olurken, İşgücüne katılım 30 milyon 3 bin kişi ile 0.6 puanlık artışla yüzde 51.6 olarak gerçekleşti. Ancak, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 39 bin kişi azalarak 26 milyon 772 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oram ise 0.1 puanlık azalışla yüzde 46.l'de kaldı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı eylüle göre 56 bin kişi artarak 3 milyon 180 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oram da 0.2 puanlık artış ile yüzde 10.6 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı ekim döneminde, bir önceki yıla oranla 0.5 puanlık artışla yüzde 46.2 oldu. İstihdamın yüzde 20.4'ü tarım, yüzde 20'si sanayi, yüzde 7.6'sı inşaat, yüzde 52'si ise hizmetlerinde gerçekleşti.
GENÇ ISSIZLIK ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
SON dönemlerde artış hızı ile endişe uyandıran genç nüfus arasındaki işsizlik ise yüzde 20'ye dayandı. Genç işsizlik oranı yüzde 19.3'e yükselirken ortalama her 5 gençten birinin işsiz olduğu gözlendi. Eğitim durumuna göre işsizlik verilerine göre üniversite mezunları arasında işsizlik ise yüzde 12.5' seviyesine ulaştı. Bu arada çalışan kesim içinde özellikle gençlerin mutsuz olduğu görülüyor. Deloitte'un raporuna göre, Türkiye'de çalışan 'Y Kuşağı'nın yüzde 54'ü iki yıl içinde işyerlerinden ayrılmayı düşünüyor. Liderlik yetkinliklerinin gelişimine önem verilmemesi ve fırsatlarda göz ardı edilmeleri 'Y Kuşağı'nın kararında etkili oluyor.
Sözcü