Ekrem İmamoğlu'ndan son dakika Kanal İstanbul yorumu!
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'la ilgili kendisine sorulan soruyu yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurum tarihinin ilk “katılımcı bütçe projelerini” kamuoyuna açıkladığı basın toplantısından sonra gazetecilerin sorularını cevapladı.
İBB'nin resmi sitesinde yer alan habere göre; Kanal İstanbul'la ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Ekrem İmamoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
- İstanbullular projelerinde hangi başlıkları ön planda tutmak istiyor? Çılgın projeler var mı aralarında? Kanal İstanbul'la alakalı talepler var mı?
“Teşekkürler çılgın projeyi hatırlattığınız için. Hepsi çılgın aslında. Niye çılgın? Çünkü insanların yaşamına dokunuyor. Ama çıldırmış değil. Yani çılgın proje, ama çıldırmış proje değil. Niye? Afeti düşünüyor; afet anında nasıl iş birliği yaparız ve bu kentin kurtuluşuna hep beraber imza atarız. Zira afet anında en büyük güç, büyük güç toplumun kendi gücü. Bu iki kere iki dört yani. İstanbul'da Allah korusun, Allah geçinden versin bir deprem afeti esnasında ne kadar personel sayınız olursa olsun, süreci yönetmeniz mümkün olmayacak. Niye? İnşallah hızlıca bu iş birliğini, vatandaş nezdinde, kurumlar nezdinde yapar ve İstanbul'u güçlü dayanıklı bir kent haline getiririz. Dolayısıyla ne var bunun içinde? Afet var, çevrenin korunması var. Ne var? İnsanların yaşamını kolaylaştırmak var, çocukların yaş almış insanların yaşamlarını kolaylaştırmak var, yürünebilen, gezilebilen, daha rahat erişilebilen İstanbul'u var etme var içinde.”
“İSTANBULLULARIN AKLINA KURBAN OLAYIM”
“Mesela şöyle bir proje önümüze gelmedi: İstanbulluların aklına kurban olayım. Onların güzel zihinlerini kucaklıyorum, alkışlıyorum. ‘Benim şurada arsam var, buraya bin tane konut yapalım, ben de para kazanayım’ diye çıldırmış bir projeyi bize sunmuyorlar. Evet, Kanal hattındaki hangi akıl var ise işin içerisinde, hepsi çıldırmış bu proje aklıdır. Birilerine para kazandırma aklıdır. Oralardaki meraların, ekilen arazilerin, ormanların heba edilmek istendiği, yok edilmek istendiği süreçlerdir. Her bakanlık, Kanalla ilgili, ‘Ben şunu yaptım tarzında, -vardır ya ilkokul öğrencilerin mutlu olma anı- böyle bir çaba içerisinde. Birisine, bir kişiye sempatik görünme çabası içerisinde Kanal mevzusunu kullanma girişimi diye görüyorum bunu. Bir konut projesi hazırlamışlar, hala içinde parselasyon işlemlerini bile tamamlamamışlar. Varsayalım ki doğru iş yapıyorlar. Mülkiyet, parselasyon, plan uygulamaları devreye alınmamış. Kaldı ki planla ilgili davalar var.”
Bakın biz, projeyi milyonlarca insana soruyoruz, ya siz, İstanbul'a iki milyon insanı yerleştirmek için acele ediyorsunuz. İstanbul'un böyle bir şeye tahammülü yok ve İstanbul'un hiçbir kurumuna sormuyorsunuz. İstanbul'un en ana kurumu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne sormuyorsunuz. Açılan davaları yok sayıyorsunuz. ‘Ben konut yapacağım orada’ diye bir hamleyle yola çıkıyorsunuz. Davamızı açacağız. O alanı deşifre edeceğiz. Alanı deşifre ettiğimiz gibi, süreci takip edeceğiz. Her zaman söylüyorum: Siyasi ömürleri de yetmeyecek. Devletin, milletin parasını heba ettirmeyeceğiz.
Kaldı ki bu hiçbir zaman bir hat çizemezsiniz bu tür girişimlerde. O hep büyür. Virüstür. Bulaşır ve devam eder. 2 milyonla kalmaz. Milyonlarca insan demektir. Zaten İstanbul'un böyle bir hacmi yoktur, kapasitesi yoktur. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Çünkü artık biz, İstanbul'un geleceğini İstanbullularla konuşuyoruz. Bir kapalı odada üç beş kişi bir kişinin dediğini uygulayan bir metodu da yok sayıyoruz. Yok hükmündedir. Siyasi ömürleri yetmeyecek.”
Kanal İstanbul çevresinde inşa edilecek Yenişehir'in ayrıntıları belli oldu!