24 / 12 / 2024

Elazığ'da, Kerpiç evler mezar oldu

Elazığ'da, Kerpiç evler mezar oldu

Elazığ'da deprem değil kerpiç evler öldürdü



Ancak saatler ilerledikçe köylerden acı haberler gelmeye başladı. Elazığ Valiliği, merkez üssü Karakoçan ilçesinin Başyurt beldesi olan 6,0 büyüklüğündeki depremde 51 kişinin hayatını kaybettiğini, 74 kişinin de yaralandığını açıkladı. Yaklaşık 1 dakika süren deprem, şehir merkezlerinden çok köyleri vurdu. Köylerdeki evlerin kerpiçten yapılması can kaybının artmasında etkili olurken, en çok hasar Kovancılar ilçesine bağlı Okçular, Aşağıdemirci, Yukarıdemirci, Aşağıkanatlı, Yukarıkanatlı ve Göçmezler köylerinde meydana geldi. Elazığ'ın yanı sıra Diyarbakır, Erzurum, Bingöl, Tunceli gibi çevre illerde de hissedilen sarsıntının ardından, gün boyunca 108 artçı deprem yaşandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artçı sarsıntılar sürdüğü için bölgedeki vatandaşlara hasarlı binalara girmemeleri çağrısında bulundu. Bölgedeki 'kerpiç' yapılaşmaya dikkat çeken Erdoğan, "Bu kerpiç yapılanmanın ne yazık ki faturası, bedeli ağır olmuştur." dedi. Depremin ardından başta Kızılay olmak üzere birçok yardım kuruluşu bölgeye akın ederken, Elazığ Valisi Muammer Erol, enkaz altında kimsenin kalmadığını açıkladı.
Elazığlılar, dün sabah büyük bir sarsıntıyla uyandı. İlk saatlerde depremin herhangi bir hasara yol açmaması sevinçle karşılandı; ancak saatler sonra köylerden gelen haberler sevinci hüzne dönüştürdü. Kovancılar ilçesine bağlı köylerde, kerpiçten yapılan evler depremde yerle bir oldu. Çok sayıda vatandaş, enkaz altında kaldı. Elazığ Valiliği, merkez üssü Karakoçan ilçesi Başyurt beldesi olan 6,0 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısını 51, yaralı sayısını da 74 olarak açıkladı. Açıklamada, yaralılardan 40'ının, tedavilerinin ardından taburcu edildiği belirtildi. Açıklamada, Okçular köyünde 15, Kayalık köyünde 4, Yukarıkanatlı köyünde 3, Göçmezler köyünde 4, Yukarıdemirci köyünde 15, Kovancılar Devlet Hastanesi'nde 10 olmak üzere toplam 51 kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Elazığ Valisi Muammer Erol ile 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Özarslan, depremin ardından Kovancılar ilçesine bağlı köylerde incelemelerde bulundu. Vali Erol, enkaz altında kimse kalmadığını açıkladı. Elazığ ve Tunceli valilikleri, deprem sebebiyle okulları iki gün tatil etti. Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü, tatil haberini internet sitesinden yayınladı. Depremin ardından Bingöl'de paniğe kapılan insanlar, soluğu evlerinin dışında aldı. Panikle pencerelerden atlayıp yaralanan 6 kişi hastaneye kaldırıldı. Bölgedeki artçı sarsıntılar gün boyu devam etti. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 2 ile 5,5 büyüklüğünde 80'den fazla artçı sarsıntı kaydetti. En etkili artçı sarsıntı 09.47'de merkez üssü Karakoçan ilçesi Başyurt beldesi olan 5,5 büyüklüğünde, 5 kilometre derinliğinde deprem olarak kaydedildi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve bazı bölge milletvekilleri ile birlikte Elazığ'a gitti. Bakanlar, Okçular köyüne giderek incelemelerde bulundu. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Allah daha büyük acı göstermesin." dedi. Çiçek, şu bilgileri verdi: "Tüm imkanları seferber ettik. Hiçbir sıkıntımız yok. Maalesef tabii bir afet, devlet olarak sizlerin bu acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için buraya geldik. Tabii ki gidenleri geri getiremeyiz; ama yıkılanları yaparız, telafi ederiz. Tüm imkanlarımızla buradayız."

KANDİLLİ: DEPREMİN ŞİDDETİ 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Elazığ'daki depremin şiddetinin 7 şiddetinde olduğunu açıkladı. Elazığ'da kırsal bölgede meydana gelen depremin kent merkezinde yaşanması halinde yaşanan hasar ve can kaybının daha fazla olacağını kaydeden Erdik, "Şansımız depremin kent merkezinde yaşanmaması. Son 100 yıldır bölgeden geçen Doğu Anadolu fay hattında 6'nın üzerinde herhangi bir depreme rastlanmadı." dedi. Erdik, "Artçı şoklar azalana kadar -bu 3-4 gün sürebilir- ağır hasarlı ve orta hasarlı binalara girilmemesi gerekiyor." diye konuştu. İstanbul'da depremin meydana gelme ihtimalinin yıllık yüzde 2 olduğunu kaydeden Erdik, "Bu ihtimal 10 saniye sonra da, 10 yıl sonra da gerçekleşebilir. Bu konuda kesin bir şey söylemek zor. Bu depremin bu ihtimali değiştirdiğini sanmıyorum." dedi.

UZMANLAR, DEPREMİ DEĞERLENDİRDİ

Fayın hareketini 4 saat önce tahmin ettik

'Kayaç Gerginlik İzleme Yöntemi ile Deprem Tahmini Projesi' kapsamında Marmara Bölgesi'nde kurulan 4 istasyondan elde edilen verilere göre, doğu yönlü bir fay hareketinin olacağının daha önceden tahmin edildiği bildirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik-Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berk Üstündağ, kendisinin başkanlığında yürütülen proje kapsamında Marmara Bölgesi'nde istasyonlar kurduklarını ve bu istasyonlardan sürekli veri aldıklarını söyledi. Daha önce yaşanan Bingöl depreminde elde ettikleri verilere benzer parametrelere Elazığ depreminden önce ulaştıklarını ifade eden Üstündağ, "Doğuya en yakın istasyonumuz olan Sakarya istasyonu ile birlikte 4 istasyondan aldığımız verilerde bazı hareketler gördük. Yaklaşık 4 saat önce elde edilen veriler, doğu yönlü bir hareketin olacağına işaret ediyordu." diye konuştu. Üstündağ, fay hareketinin olacağını tahmin edebildiklerini ancak yer tespitinde bulunamadıklarını belirterek, bunun doğu bölgesinde bir istasyonun kurulu olmamasından kaynaklandığını söyledi.
 
 
"Bu deprem, diğer fayları etkilemez"

Elazığ depreminin Doğu Anadolu fay hattına bağlı Karakoçan fayından kaynaklandığı belirtiliyor. Uzmanlar, sarsıntının diğer fay hatlarını tetiklemeyeceğini vurguluyor. Eski Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 2003'teki Bingöl depreminden sonra 6'nın üzerinde bir sarsıntının yaşanmadığını belirterek, bu depremin beklenen bir durum olduğunu söyledi.

Eski Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 1 Mayıs 2003 Bingöl depreminden beri Türkiye'de 6 ve bunun üzerinde bir deprem yaşanmadığını söyleyerek, bu depremin beklenen bir durum olduğunu kaydetti. Işıkara, "Normalde yılda bir kez bu büyüklükte deprem olması gerekir. 109 yıllık istatistik böyle. Deprem olmaması beni rahatsız ediyordu." şeklinde konuştu. Işıkara, can kayıpları için, "Can kayıpları da yapıların ilkelliği yüzünden kaynaklandı. Toprak yapılar, taş taş üstüne konan yapılar çöktü." dedi.

Son yüzyılda, sessiz bir 10 yıl geçirdik

Doğu Anadolu fay hattı üzerinde olan bu bölgenin hareketli olduğuna dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan, "Türkiye'de son 10 yılda büyük depremler olmadı. Daha büyüğünü bekliyordum. Son yüzyılda rastlanmayan sessiz bir 10 yıl geçirdik." dedi. Bölgeyi daha önce gezdiğini söyleyen Tezcan, binalarda hafif çatı sistemlerine geçildiğini; ancak evlerin duvarlarının toprak olarak kaldığını, can kaybının bu sebeple yaşandığına dikkat çekti.

Depremde dört çocuğunu üç akrabasını kaybetti

Elazığ'ın Okçular köyünde, göçük altından yaralı olarak kurtarılan Gülşen-Rıza Yıldız çifti, depremde 4 çocuğunu birden kaybetti. Rıza Yıldız'ın ayrıca yakındaki başka bir köyde yaşayan üç akrabasının da enkaz altında öldüğü öğrenildi. Dört çocuğunu birden kaybeden, hastanede hayatta kalma mücadelesi veren acılı babanın, 2003 yılındaki Bingöl depreminde hasar gören evini maddî durumu iyi olmadığı için tamir edemediği, bunun için de yakınlarına başvurduğu öğrenildi. Fahrettin Yıldız, amcasının oğlu olan Rıza Yıldız'ın son görüşmelerinde yardım istediğini, kendisinin de kıraçtaki topraktan, ev yapması için söz verdiğini belirtti. Ayrıca bazı köylüler Yıldız'a tuğla ve çimento yardımında bulunmak istemiş. Verilen sözlerin hiçbiri gerçekleşmeden Rıza Yıldız'ın kerpiç evi dünkü depremde yıkıldı. SELÇUK KAPUCİ ELAZIĞ

Anne-oğul birbirine sarılarak can verdi

Okçular'da kurtarma ekiplerinin yüreğini sızlatan en trajik hadise, köy camisinin yanındaki eski bir evde yaşandı. Ayten Çiçek ile 3 yaşındaki oğlunun cesetleri birbirine sarılmış halde bulundu. Emre'nin babası Mehmet Çiçek, Fransa'da işçi olarak çalışıyordu. Muhtarın desteğiyle metruk bir evi onaran Mehmet, eşini ve oğlunu buraya yerleştirdikten sonra çalışmak için Avrupa'ya gitmişti. Ancak eski ev, depreme dayanamadı ve Mehmet'in sevdiklerine mezar oldu.

Türkiye, dün sabah yürekleri burkan deprem haberiyle uyandı. Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunan Elazığ, 6,0 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Depremden en çok Kovancılar ilçesine bağlı Okçular köyü etkilendi. 17 kişinin öldüğü, onlarca evin yıkıldığı köyden geriye acı hikâyeler kaldı. Köyün hemen girişinde, yaktığı küçük ateşle ısınmaya çalışan Neslihan, bir yandan da gözyaşlarını siliyor. Küçük kardeşi Muhammed'i kaybettiğini, anne ve babasının da yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını söylüyor. 13 yaşındaki Neslihan Yıldız, yaşadığı depremi korku dolu ifadelerle anlatıyor. "Annem bizi uyandırdı; ama kendisi kaçamadı." diyen Neslihan, kaybettiği kardeşi Muhammed'in deprem yanında uyuduğunu söylüyor. Neslihan, anne ve babasının iyileşmesi için hiç durmadan dua ediyor.

Kurtarma ekiplerinin gözlerinin önünden gitmeyen en trajik sahne, köy camisinin hemen yanındaki eski evde yaşandı. Bir anne ve evladı, birbirine sarılarak ölmüş halde bulundu. Ayten Çiçek ve 3 yaşındaki oğlu Emre, binlerce kişi gibi depreme ansızın yakalandı. Emre'nin babası Mehmet Çiçek, Fransa'da işçi olarak çalışıyordu. Yıllarca işsiz kalmış, köyde başını sokacağı bir evi bile olmamıştı. Metruk bir evi onaran Mehmet, eşini ve oğlunu buraya yerleştirdikten sonra çalışmak için Avrupa'ya gitti. Ancak eski ev, depreme dayanamadı. Mehmet'in kardeşi Fatih, yengesini ve yeğenini elleriyle çıkardığını söylüyor.
İsmail Avcı - Metin Erol / Zaman

Konu ile ilgili basında yer alan diğer haberler

Deprem değil, kerpiç öldürdü! 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ'da deprem meydana gelen bölgenin yerel mimarisinin kerpiç olmasının faturasının ve bedelinin ağır olduğunu söyledi. Erdoğan, bölgedeki deprem ve artçı sarsıntıların sürdüğüne işaret ederek, vatandaşları hasarlı yapılara girmemeleri konusunda uyardı.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları'nın AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği 'Uluslararası Kadın Hakları Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Elazığ'daki depreme ilişkin bilgi verdi.

Erdoğan, Elazığ'ın Karakoçan ilçesi Başyurt beldesinde meydana gelen depremde 51 kişinin hayatını kaybettiğini, 71 kişinin de yaralı olarak hastanelerde tedavi altına alındığını söyledi. Erdoğan, Ankara, Kayseri ve Van'da bulunan ambulans helikopterlerin bölgeye intikal ettiğini, Türk Kızılayı'nın ilk etapta 230 çadır, bin battaniye, 20 prefabrik ev, 2 seyyar mutfak ve personeli bölgeye sevk ettiğini aktardı. Erdoğan, çevre il ve ilçelerden çok sayıda ambulans, sağlık personeli, arama-kurtarma ekibinin de bölgeye ulaştığını ifade etti. Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve il milletvekillerinin sabah erken saatlerde Elazığ'a gittiklerini kaydetti. Erdoğan, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından gelişmelerin ve ihtiyaçların yakından izlendiğini, gerekenlerin yapıldığını belirtti.

Üzüntülerinin büyük olduğunun altını çizen Erdoğan, bölgenin yerel mimarisinin kerpiç olmasının faturasının büyük olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Bu kerpiç yapılanmanın da ne yazık ki faturası, bedeli ağır olmuştur. Bir asra yakın bir süredir deprem görmeyen bu bölgede şu anda bir deprem gerçekleşiyor. Deprem olan bu bölgemizi şüphesiz ki çok daha farklı bir şeklide imar etmek için süratle Toplu Konut İdaremize gerekli talimatları verdik. Şu anda Toplu Konut İdaremizden de arkadaşlarımız bölgede çalışmaları yapmak üzere bugün oraya intikal edecekler."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk depremin ardından en büyüğü 4,4 olmak üzere 55 artçı depremin olduğuna dikkat çekerek, "En son sabah 9.47'de de 5,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşandı. Bölgedeki vatandaşlarımdan özellikle rica ediyorum, depremler ve artçı sarsıntılar sürdüğü için lütfen hasarlı yapılara girmesinler. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarının, ülkemizin, milletimizin başı sağolsun. Yaralı vatandaşlarımıza da Allah'tan acil şifalar temenni ediyorum. Onların da ailelerine sabırlar temenni ediyorum." dedi.
Star

Kerpiç evler

Erzincan'daki deprem öldürmedi 57 yurttaşımızı kerpiç evler öldürdü.
Televizyondaki görüntüleri izlerken Doğubeyazıt'taki kerpiç evimiz geldi gözümün önüne.
Tavanını Ruslar'dan kaldığı söylenen rayların güçlendirdiği kerpiç evimiz.
Çamur aslında bildiğimiz.
Yıkılınca un ufak olan cinsten.
Dünyanın en güçlü 20'nci ekonomisi olabiliriz ama depreme karşı önlemde Şili'nin çok gerisindeyiz.
Bu sadece bir köyü vuran depremin bilançosu.
Büyük kent merkezlerinde meydana gelecek benzer bir depremin sonucunu düşünmek bile korkunç.
Deprem liginde kaçıncıyızdır acaba?
Ergun Babahan / Star

Üstü kerpiç altında 51 ölü
  
Son yüzyılda resmi rakamlara göre 100 bine yakın insanını enkaz altından kaybeden Türkiye, dün sabaha karşı Elazığ'dan gelen haberle bir kez daha aynı acıyı yaşadı. Sadece bir dakika süren ve sağlam bir binada çatlak bile yaratmayacak 6 büyüklüğündeki deprem, kerpiç evlerdeki çoluk çocuk 51 kişinin hayatına mal oldu. 74 kişi yaralandı

Neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye'nin değişmez kaderi bu kez Elazığ'da yürekleri yaktı. Uzmanların tüm uyarılarına rağmen, depreme dayanıksız binaların yıkılması için 1 dakikalık ve 6 şiddetinde deprem yetti. İsyan ettiren deprem değil, neredeyse üflesen uçacak kerpiç binalar oldu.

Elazığ ve bölge iller dün saat 04.32'de,  merkez üssü Karakoçan İlçesi'ne bağlı Başyurt Beldesi olan richter ölçeğine göre 6.0 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Yerin beş kilometre derininde meydana gelen deprem, il merkezinde can kaybına yol açmazken, Kovancılar ve Karakoçan İlçesi'ne bağlı köyleri vurdu. Kovancılar'a bağlı Okçular, Kayalık, Yukarı Demirci, Yukarı Kanatlı ve Göçmezler Köyü'nde kerpiç evlerde oturanlar daha uykularından uyanamadan enkaz altında kaldı.

Deprem haberinin duyulmasının ardından başta sivil savunma ve sağlık ekipleri ile jandarma olmak üzere arama kurtarma ekipleri hemen depremin en çok hasar yarattığı köylere hareket etti.
İlk gelen haberler, ölü sayısının az olduğu yönündeydi. Yüreklere su serpildi. Ancak gün ışıdıkça art arda köylerden gelen ölüm haberleri felaketin boyutunu büyüttü. Yanı başındaki betonarme binalar sapasağlam dururken kerpiç evlerde çoluk çocuk, yaşlı, kadın, erkek 51 kişi can verdi. 74 kişi yaralandı. Yaralılardan 34'ünün tedavisi hastanede sürüyor. Deprem, Elazığ dışında Diyarbakır, Malatya, Tunceli, Gümüşhane,  Sivas ve Erzincan'da hissedildi.

KIZILAY YARDIMA KOŞTU
Türk Kızılayı, deprem bölgesine 46 afet müdahale uzmanıyla birlikte 375 çadır, bin 100 battaniye, iki seyyar mutfak, 700 yatak ve çok sayıda kumanya gönderdi. Depremde evlerin büyük bölümünün yıkıldığı Elazığ'ın Kovancılar İlçesi'ne bağlı köylerde  enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken çadırkent kurma çalışmaları başlatıldı.

100'DEN FAZLA ARTÇI
Depremin ardından büyüklüğü 2.6 ila 5.5 arasında değişen 100'ün üstünde artçı sarsıntı yaşandı. Yetkililer bölgedeki vatandaşları özellikle hasarlı yapılara girmemeleri konusunda uyardı. Saat 09:47'de ilk depreme yakın ölçüde meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki sarsıntı paniğe neden oldu.

KELEBEK ÖMÜRLÜ YOKSUL ÇOCUK
YOKSULUN çocuğu herzaman olduğu gibi dün de erkencecik gitti. Kazalarda, bulaşıcı hastalıklarda, selde ve terörde olduğu gibi dün de yine onlar kurban oldu. Aileler enkaz altından çıkarılan çocuklarını buldukları battaniye, havlulara sararak kucaklarında taşıdılar.  Kelebek ömürlü çocuklar, dün birer birer, beşer beşer toprağa verildi. Bir, iki, üç beş yaşlarındaydı.Yedi yaşındaki Yusuf ve dört yaşındaki Emrullah Akdağ yerle olan bir evlerinde anneleri Yeter Akdağ ile can verdi.  Muhammed Emin Polat, Netice Polat, Medine Akdağ ve Muhammet Özdoğan ile Zeliha Demirtaş'ın dört çocuğu hayatını kaybetti.

ÖLÜ SAYISINI YİNE TUTTURAMADILAR
BİRÇOK kaza ve doğal afette olduğu gibi dün de ölenlerin sayısında karmaşa yaşandı. Elazığ Havaalanı'na saat 10.30'da inen Devlet Bakanı Cemil Çiçek  Okçular Köyü'ne geldi. Çiçek 12.00'de yaptığı açıklamada 57 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Ancak bu açıklamadan 3 saat sonra Elazığ Valiliği Kriz Merkezi ölü sayısının 51 olduğunu açıkladı.

BAKAN GELİYOR, DÖKÜN ASFALTI
Depremİn ardından çevre illerden yardım ekipleri gelirken, karayollarında farklı bir telaş vardı. İddiaya göre, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve bazı bakanların deprem bölgesinde incelemelerde bulunacağının duyurulmasının ardından en çok hasarın yaşandığı köylerin girişinde hummalı bir çalışma başlatıldı. Karayollarına bağlı ekipler, Kovancılar İlçesi'ne 10 kilometre kala asfalt çalışması yaptı. Çalışmanın, bakanların bu güzergahtan geçeceği için yapıldığı belirtilirken,  Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü yetkilileri 'Şu anda asfaltlama mevsimi değil. Bölgede herhangi bir asfalt çalışmamız yok' dedi.

DÖRT EVLADINI BİR DAKİKADA YİTİRDİ
DEPREMİN en büyük darbeyi vurduğu kişilerden biri de Yukarı Demirciler Köyü sakinlerinden 42 yaşındaki Zeliha Demirtaş oldu. Demirtaş, 8-12 yaşlarındaki 4 çocuğunu depremde kaybetti. Ailesinden geriye kalan tek kişi olan eşi Hasan Demirtaş ise Elazığ Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde yaşam mücadelesi veriyor. Demirtaş, hastanenin önünde, 'Yavrularım gitti bari sen beni bırakma' diye ağıt yaktı. Zeliha'nın acısını anlatmaya tüm cümleler yetersiz kaldı. Depremde en büyük zararı gören Okçular Köyü'nde yaşamını yitiren 19 kişinin cenazesi dün toprağa verildi.
19 kişi için iş makineleriyle mezar açıldı. Cenazeler daha sonra defnedildi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN  FATURASI AĞIR OLDU
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, deprem sonrası vatandaşların hasarlı yapılara girmemelerini istedi. Erdoğan şöyle konuştu: Kaybettiklerimiz en büyük üzüntümüz, hüznümüz. Şüphesiz ki bu bölgenin yerel mimari anlayışı kerpiç yapılanmadır. Bu kerpiç yapılanmanın da ne yazık ki tabii faturası, bedeli ağır olmuştur. Bir asra yakın bir süredir deprem görmeyen bu bölgede şu anda bir deprem gerçekleşiyor. Deprem olan bu bölgemizi şüphesiz ki çok daha farklı bir şeklide imar etmek için de süratle Toplu Konut İdaremize gerekli talimatları verdik. Arkadaşlarımız bölgede çalışmaları yapmak üzere bugün (dün) oraya intikal edecek. '

Ömer Yalçın / Akşam


Geri Dön