23 / 11 / 2024
fuzul

Eminönü Çandarlızade Atik İbrahim Paşa Camii restore ediliyor!

Eminönü Çandarlızade Atik İbrahim Paşa Camii restore ediliyor!

Restorasyona uğrayan yapılara bir yenisi Eminönü’nde eklendi. 537 yıllık tarihi Çandarlızade Atik İbrahim Paşa Camii’nin son cemaat mahfili ile iç kısımdaki pencerelerin tamamı PVC ile kaplanmış...




İstanbul Eminönü’ndeki Mercan’da bulunan Çandarlızade Atik İbrahim Paşa Camii, bugünkü haliyle adeta pimapen bayiini andırıyor. Sadrazam İbrahim Paşa’nın 1478’te inşa ettirdiği tarihi caminin son cemaat mahfili olarak bilinen kısmı ile iç kısımdaki pencerelerin tamamı pimapen (PVC) ile kaplanırken, ortaya çıkan manzara görenleri şaşkına çeviriyor. Pimapen kaplamaların kim tarafından, ne zaman yaptırıldığı ise bilinmiyor. Yapının 1980’li yılların sonunda onarılmaya başlandığını belirten Mimar Dr. Sinan Genim, ahşap tavan, minber ve mihrabı yeniden yapılan tarihi caminin 1993’te yeniden ibadete açıldığını söylüyor.



Dış cephenin yanı sıra caminin iç kısmında bulunan tarihi çinilerin üzerine monte edilen elektrik tesisatı da yaşanan ihmali gözler önüne seriyor. Uzmanlar ise tarihi eserlerin maruz kaldığı yanlış restorasyon ve uygulamalar nedeniyle her geçen gün umutlarının tükendiğini söylüyor.


‘Kararlara aykırı’


İstanbul Anıtlar Kurulu eski Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan, yapılan uygulamanın Koruma Yüksek Kurul kararlarına aykırı olduğunu belirterek, “Çandarlızade Atik Paşa Camisi 1478 yılında Atik İbrahim Paşa tarafından yaptırıldı. Maalesef, 15.yüzyıla ait bu camide PVC (Polivinil klorür) malzemeyle yapılan doğramalara yer verilmiş. Ayrıca Koruma Yüksek Kurul ve ilke kararlarına rağmen caminin son cemaat mahilli de kapatılmış ve tüm konstrüksiyon burada da PVC profillerinden oluşturulmuş. Rüzgar ve soğuğu önleme, daha fazla kapalı alan yaratma amacıyla yapılan bu türlü revakların kapatılması  caminin orijinal estetiğini bozmaktadır. Dünyada benzer müdahalelerde çok daha titizlilikle davranılmakta” diyor.


‘Gerçek bir skandal’


Mimarlık Tarihçisi Prof. Dr. Afife Batur, “Günlük dilde göklere çıkarılan Fatih döneminin bir yapısı, acıklı bir uygulamaya konu olmuş. Ortaya çıkan bu manzara dönemi hiç anlamayanlara ithaf olsun” dedi. Batur, tarihi yapının özellikleri hakkında da şunları söyledi: “Sadrazam Çandarlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan cami tarihsel süreçte yangın ve depremlerde çeşitli kayıplara uğrasa da mimari kimliğini korudu. Taş örgülü duvarların derzlerinin boyanması gerçek bir skandaldır.”


‘Vakıfların denetimleri sıklaştırması gerekli’


Restorasyon Uzmanı ve Mimarlık Tarihçisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay da tarihi yapıların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından sıkı denetimlerden geçmesi gerektiğini dile getiriyor: “Tarihi Çandarlızade Atik İbrahim Paşa Cami’nin ilk halinden geriye yalnız dört duvarı,  minaresi ve son cemaat yeri sütunları kaldı. Cami, 1894 depreminde de zarar gördü. 1970’lerdeki restorasyonda caminin yıkık son cemaat yeri, kemerleri  yeniden yapılarak camla kapatıldı ve çatısı eklendi Mercan’da, 17. yüzyılın önemli vakıf yapılarından olan Valide Hana bitişik konumda olan cami günümüzde Çarşı esnafı tarafından kullanılıyor.  Caminin bugünkü durumu ile 1970’lerdeki durumu karşılaştırıldığında kullanıcıların serbestçe ekler, değişiklikler yaptığı görülebilir. Ne yazık ki tarihi camilerde bu ve benzeri keyfi uygulamalar yaygındır. Tarihi camilerin sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü, kullanıcıları ise din görevlileri ve halkımızdır. Değerli eserleri kullananların, kullandıkları eserin değerini bilmesi, tarihi eserin özgün karakterinin korunmasına özen göstermesi beklenir. Plastik doğramalar, hoparlörler ve benzeri zevksiz ekler tarihi eserlerin görünüşünü bozmaktadır.”


Mert İnan/Milliyet


Geri Dön