Endişeli otel sahipleri Çeşme Turizm Projesi ile umutlandı!
İzmirli otel sahiplerinin turizm sezonuyla ilgili endişeleri Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Mehmet Ersoy'un açıkladığı 'Çeşme Turizm Projesi' ile çözüm bulacak.
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Deniz Sipahi, bugünkü yazısında 'Çeşme Turizm Projesi'ni kaleme kaleme aldı. İşte o yazı...
Yine tekrarlayayım.
Çeşme projesini destekliyorum.
Herkes gibi benim de bazı rezervlerim, şartlarım var.
Ama görüyorum ki; benim için önemli olanlar genel bir konsensüs halinde kabul görmüş durumda.
Öncelikle Çeşme’nin bir başka yere benzemesini; doğasının, değerlerinin, siluetinin bozulmasını istemiyorum.
Ama şunları özellikle istiyorum.
İki aya sıkışmış bir turizm anlayışından uzaklaşmasını, Türkiye’nin örnek gösterebileceği bir tatil beldesi haline dönmesini istiyorum.
Şimdi;
Bakan Ersoy’un Çeşme ısrarını anlıyorum.
Ve destekliyorum.
Çünkü Türkiye turizmde potansiyelinin çok altında bir gelire sahip...
Antalya’dan başka alternatifler yaratmamız gerektiğini biliyoruz.
O zaman Çeşme ilk akla gelen adres oluyor.
İzmir’in de potansiyelini de kullanarak bu projeyle Çeşme başka bir yer olur.
Çeşme otobanının yoğunluğu gibi bazı itirazlar duyuyorum.
Peki siz Çeşme’nin iki aylık bir turizm potansiyeli olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bence bu süreçte herkesin olumlu katkı yapması, itirazları çözümlerle birlikte sunması gerekiyor.
Bir şey daha var.
İzmir’in Turizm Bakanlığı’nda yıllardır bekleyen bazı konuları var.
Örneğin İnciraltı, örneğin Ovacık, Çiftlikköy’ü de içine alan Çeşme planları...
Bunlar yıllardır bekliyor.
Bence Bakan Ersoy; yeni Çeşme projesiyle birlikte paralel bu planları da yönetebilir.
Böylece kangren olmuş bazı konulara da çözüm bulmuş oluruz.
Otel sahiplerinin endişeleri var
Turizmcilerle konuşuyorum.
Aldığım notlar şöyle;
- Sektör bu yıl için özel önlemler, çözümler, destekler bekliyor.
- Otelleri açıldığında birinde korona çıkarsa sigorta şirketleri güvence vermek istemiyor.
- Bu ürün Avrupa’da var ama Türkiye’de henüz satılmıyor. Şimdilik kapsamdışı ürün diye tanımlanıyor.
- Hukuksal bazı boşluklar da turizmcileri endişelendiriyor. Örneğin dışarıdan alınmış bir korona vakası bile otellerde çıktığında tazminatın nasıl karşılanacağı düşündürüyor. “Oteli satsak tazminatları karşılayamayız” diyorlar.
- Okul tatilinin süresinin uzamasını istiyorlar.
- İşletmesini açan ile açmayan arasında bir ayrıcalık bekliyorlar.
İç turizmden başka şansımız yok
Bir de şöyle bir ayrıntı var.
Avrupa Birliği “Euro bölgesine çıkmayın” diyor.
Ve kişi başı 500 Euro’luk destek veriyor.
Tabii bu bir tavsiye...
“Gidebilirsiniz ama dönüşte 14 günlük karantinayı baştan kabul edin” diyor.
Elbette bunu göze alacak turistler olacaktır.
Ama dış turizm açısından bu yılın zor geçeceğini şimdiden beliyoruz.
Türkiye’nin iç turizmini mutlaka canlandırması gerekir.
Ama bunu yaparken de tedbirleri de unutmaması lazım.
İşletmesini açanla açmayan arasında mutlaka ayrıcalıklar olmalı.
Destekler buna göre yapılmalı.
Bana göre turizmi, hizmet sektörünü de düşünerek eylül ayını online eğitimle geçirebiliriz.
Eylül böyle olur, ekimde okullar başlar.