Eren Yorulmazer'in Ritz Carlton Residence'taki evini herkes çok beğeniyor!

İstanbul'a 130 metre yükseklikten bakan Yorulmazer, "Bugüne kadar tüm projelerim eleştiri aldı; kırmızı çok, siyah çok, ışık çok ya da ışık az gibi onlarca soruyla karşılaştım. İlk defa burayı kimse eleştirmedi, herkes beğendi. Rüştümü ispat ettiğim ilk projedir burası" diyor.

Tarzınızı nasıl yorumlarsınız
Mekana ve kişiye göre yerler yapıyorum. Belirli bir tarzım var ama genel hatların oluşmasında mekanın verileri ve müşterinin fonksiyonel istekleri belirleyici oluyor. Hiçbir projem diğerine benzemez. Kişiye özel dikim elbise gibi düşünceksiniz mekanlarımı. Çok modem de çok klasik de yaptığım mekanlar var... İlk başladığım senelerde çok avantgard, modern mekanlar yaptım; çok canlı renkler kullandım. Çünkü bu mesleğe başladığım yıllarda Türkiye'de çok önemli isimler çeşitli işler yapıyorlardı. Benim de bir şekilde dikkat çekici olmam lazımdı. 24-30 yaş arası böyle geçti.

İlham kaynağınız nedir desem
Bana hep sorarlar "Ne düşünerek yaptınız" diye... Bu en korktuğum sorulardan biridir. Bir şey yaparken çok düşünüyorum ama daha çok da içimden geleni yapıyorum. Ben bu anlamda farklı konumlandırılabilirim. Nedeni, hisleriyle iş yapan biri olmam. Sabahlara kadar oturup kapı modeli düşünebiliyorum mesela. Sabah 5'te kalkıp o kapıyı çizip tekrar yatıyorum. İşiyle yaşayan bir insanım. Dünyada kimler neler yapıyor, hangi oteller, hangi restoranlar açıldı... Gider birebir ziyaret ederim. Hangi malzemeleri kullanıyorlar, boya-malzeme kalitesi nasıl bakarım.

Genelde ihtişamlı mekanlar yapıyorsunuz değil mi
Çok sade mekanlar da var yaptığım; en son Dalia Garih'e bir ev yaptım. Çok sade, çok şık... Ama tüm işlerimde bir görkem vardır; en sadesinde bile.

Yapmaktan en gurur duyduğunuz yapı desem
Zorlu Holding Eş Başkanı Zeki Zorlu'ya Bursa'da bir ev yapmıştım. 4 yıl sürdü; a'dan z'ye herşeyi ben tasarladım.

Ortadoğu’dan çok talep var değil mi size
Son 4-5 yıldır Arap misafirlerimiz bizi çok ziyaret ediyorlar. Sadece geçen sene Suudi Arabistan'a 3 defa gittim. Katar'a 5 yıldır gidip geliyorum.

Dekorasyonda son trend sanat eseri kullanmak
Şu sıralar dekorasyonda en büyük trend sanat eseri kullanmak. Türkiye'de sanata verilen değer aldı başını gidiyor, sanat eserleriyle bütünleşmiş mekanlar çok trend. Artık her bütçeye göre eser de var nasıl olsa... 
Çok güzel bir kütüphanem var; kitaplarımla başbaşa olmayı severim.
Tüm moda dergilerini de takip ederim.
 En sevdiğim renkler; gümüş, altın ve beyaz... Aslında kırmızıları çok sevmem ama çok kullanırım. Gören mekanı unutmaz; flash etkisi vardır.

Haftada sadece 2-3 günü evimde geçirebiliyorum
Oturduğunuz bu evi neden seçtiniz
Tamamen tesadüf... Bu Residence'ta başka bir kata taşınacaktım aslında. Aynı zamanlarda tanıdık bir arkadaşım da ev arıyordu. Benim beğendiğim 20. katı onlar da beğendi, ben de "İyi, siz taşının o halde" dedim. Bina yönetiminden beni aradılar ve "Sizi burada görmek çok istiyoruz, bir katımız daha var, gelip bakar mısınız" dediler. Geldim ve bu eğimli, cam çatıyı görünce "Ben burada yaşamalıyım" dedim ve 7 ayda taşındım.

Burası kaçına eviniz
8 yıldır bu evde oturuyorum; dördüncü evim. Çok çağdaş, çelik bir kafesin içindeyiz burada. Yurt dışından gelen misafirlerim için de çok güzel oluyor. Haydarpaşa Rıhtımı'ndan Çağlayan'a kadar her yen görüyorlar, konforu yüksek bir bina. Ofisim de yan dairede. Çünkü aydınlatma çok önemli benim için. Kumaş renklerini gün ışığında seçerim; ampül rengiyle asla seçemem...

 Ev sizin için ne demek
Dinlenme alanı... Kendi kendime kaldığım tek yer. Kalabalıkları çok sevmiyorum.

Evinizde çok vakit geçirebiliyor musunuz
Maalesef, haftada sadece 2-3 gün evde kalabiliyorum; çünkü şehir dışı ve yurt dışı işlerim son yıllarda çok yoğun.

Evinizi dekore ederken nelere dikkat ettiniz
Bu ev birçok dönemin dekoratif eserlerinin bir arada olduğu bir ev. Her tarzın beğenebileceği bir şekilde yaptım. Bugüne kadar tüm projelerim eleştiri aldı, ilk defa burayı kimse eleştirmedi, herkes beğendi. Rüştümü ispat ettiğim ilk projedir.

Banu Duran/Vatan