Erman Ilıcak 2 milyar dolarlık servetiyle inşaatçıların zenginlik rotasında ilerliyor!
Erman Ilıcak, 2 milyar dolarlık servetiyle FORBES 100'de 11'inci sıradaki yerini koruyor, işin sırrı Arap Baharı ve ambargolar yüzünden işlerin altüst olduğu Libya, Suriye ve İran'ın yerini yeni pazarlarla doldurması
Rusya'nın, 2008'de yaşanan küresel krizden sert bir şekilde etkilenmesi St. Petersburg'da doğup büyüyen Rönesans İnşaat'ın patronu Erman Ilıcak'ı yeni pazarlar aramaya itmişti. Bu arayışlar Ilıcak'ın yönünü Libya, Suriye, İran, Türkmenistan, Suudi Arabistan ve Bahreyn'e çevirdi. ENKA İnşaat'tan bu ülkeleri çok iyi bilen bir grup yöneticiyi de transfer eden Ilıcak, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde hızla büyüyebilirdi artık. İlk iki yıl her şey planlara uygun işledi. Libya'ya da işe, en iyi bildiği alanlardan, alışveriş merkezi (AVM) inşaatıyla başladı. Sonrası çorap söküğü gibi geldi...
2009 ve 2010'da imzaladığı yeni anlaşmalarla 2013 Afrika Uluslararası Kupası'nın oynanacağı 50 bin kişi kapasiteli bir stadyumun yapımına başladı. Trablus'taki Al Fatah Üniversitesi'nin yeniden geliştirilme projesi kapsamında kimya, petrol, jeoloji, maden, inşaat ve mühendislik fakültelerinin inşaatını da üstlendi. Labraq, Al Kufra, Ghat, Martuba ve Tobruq şehirlerindeki havaalanı terminal binaları da Kaddafi tarafından Rönesans'a verildi. Sadece iki yılda aldıkları işlerin büyüklüğü 2 milyar doları aştı. Erman Ilıcak, Libya'da kurduğu şantiye sayısını 10'a yükseltirken Suriye ve İran'da da yatırım bağlantıları kurdu. 2011'in ilk aylarında Suriye'ye hem müteahhit hem de yatırımcı olarak yer aldığı Taj Halab projesiyle girdi. 180 milyon dolara mal olacak projede Rönesans'ın hisse oranı yüzde 25 olacaktı. AVM, dört ve beş yıldızlı oteller, ofis ve kongre merkezleri barındıran Taj Halab projesindeki yerel ortağıysa Cham Holding'in iştiraki Bena Properties'di. İran'daki proje ise daha maliyetliydi. Tahran'ın en önemli meydanında inşa edilecek AVM ve ofis projesinin büyüklüğü 1,1 milyar doları buluyordu. İnşaatsa 2010'un sonunda başlayacaktı.
Şubat 2011 'de Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da başlayan halk ayaklanmaları "Arap Baharı" olarak adlandırılsa da Türk müteahhitleri için kara bulutların toplandığı anlamına geliyordu. Rönesans İnşaat da bu kargaşadan payını aldı. 2 bine yakın işçisini özel uçaklarla Libya'dan tahliye ederek tüm işlerini askıya almak zorunda kaldı. Üstelik Libya'da 30 milyon euro alacak ve 25 milyon euro'luk atıl kalan varlığıyla en fazla kayıp veren Türk müteahhidi unvanıyla birlikte. İsyanlar sadece Libya ile sınırlı kalmadı. Suriye'ye sıçradığın da Rönesans İnşaat sadece müteahhit olarak değil, yatırımcı olarak da yer aldığı Taj Halab projesine başlamak için hazırlıklar yapıyordu. Erman Ilıcak, ayaklanmaların ardından Suriye'deki projenin tamamen askıya alındığını maddi bir kayıplarının olmadığını söylüyor: "Anlaşmanın ardından Suriyeli ortaklarımıza bir miktar para göndermiştik. Karışıklığın başlamasının ardından 'ne olur ne olmaz' diyerek gönderdiğimiz parayı iade ettiler." Erman Ilıcak'ın hayal kırıklığıyla ayrılmak zorunda kaldığı bir diğer ülke ise İran oldu. Avrupa ülkeleri ve Amerika'nın İran üzerindeki ambargoları ağırlaştırması iş yapmayı zorlaştırınca 1,1 milyar dolarlık projeyi iptal etme kararı aldı. Ilıcak, "Para transferi bile neredeyse imkansız hale gelmişti" diyor iptal gerekçesini anlatırken.
Arap Baharı'nın Rönesans'a maliyeti, ciro bazında yüzde 50 oldu. Erman Ilıcak, "2011'i önceki yıl olduğu gibi 1 milyar euro ciroyla kapattık. Libya, Suriye ve İran'da işler yolunda gitseydi rahatlıkla 1,5 milyar euro'yu yakalayabilirdik" diyor. Aslında tüm olumsuzluklara rağmen yılı küçülmeden kapatmak, Erman Ilıcak ve şirketi için önemli bir başarı. Bu başarıyı ise yeni pazarlardan biri olan Türkmenistan'a borçlular. Halihazırda Japonlarla birlikte 1,1 milyar değerinde bir gübre fabrikası inşa ediyorlar. Bu proje haricinde imzaladıkları diğer kontratların tutarı da 1 milyar doları buluyor.
Erman Ilıcak, Libya ve Suriye'deki karışıklıkların ardından Ankara'ya dönüp suların durulmasını bekleyebilirdi. Zira Rusya'da işler toparlanıyor, Türkmenistan'da yolunda gidiyordu.
Ama bunun yerine çekirge misali yine yeni pazarlara sıçramayı seçti. Ilıcak, bu tip krizlerde patronların genel refleksinin işçi çıkartmak olduğunu hatırlatarak ekliyor: "Biz bu açıdan iyi bir sınav verdik. İşçi çıkarmadan personelimizi yeni bölge ve projelere kaydırdık."
Söz ettiği yeni projelerin adresiyse Türkiye, Katar, Azerbaycan ve Irak. Rönesans Katar'da Northwestern Üniversitesi'nin kampusunun inşasını sürdürüyor. Azerbaycan ve Irak'taysa ofislerini açarak yeni projeler almak için bağlantılar kuruyor.
Diğer yandan Türkiye'deki ticari gayrimenkul ve enerji sektörlerindeki yatırımlarına da ağırlık verdi. Yurtiçinde sekiz AVM'si faaliyette olan Rönesans'ın üzerinde çalıştığı yedi projesi daha var. Uzun süredir yurtiçinde yatırımcı olarak bulunuyordu. Bu süreçle birlikte müteahhit olarak da hizmet vermeye başladı. Eylül 2011'de Güney Koreli Pohang Iron and Steel Company (PASCO) ve Türk ortağı Kibar Holding'in 50 milyon euro'luk yatırımı Pasco Assan Paslanmaz Çelik Fabrikası'nın temelini attı örneğin. Erman Ilıcak, sadece yeni pazarlara açılmakla kalmadı. Bir danışmanlık firmasından da hizmet alarak şirketinin hangi ülkelerde hangi projelere yoğunlaşması gerektiği ile ilgili bir strateji çizdi. Örneğin 2008'den sonra yöneldiği, Suudi Arabistan ve Bahreyn'in doğru pazarlar olmadığına karar vererek bu ülkelerden çıktı. Sebebiyse bu ülkelerde yerel şirketlerin çok aktif olması ve Ilıcak'ın tabiriyle "Türk müteahhitlerin en önemli rekabet silahı" olan Türk işçilerin bu ülkelere alınmaması. Hedef ülkeler için iki net kriter belirlendi: Doğalgaz ve petrol zengini olması, yerel oyuncuların güçlü olmaması. Bu kriterlere uyan ülkelerse başta Rusya olmak üzere Türkmenistan, Azerbaycan, Libya, Irak ve Katar.
Erman Ilıcak, Suriye ve İran'ı şimdilik gözden çıkarmış gibi görünüyor. Ama Libya için durum farklı. Ilıcak, Kaddafı'nin devrilmesinin ardından oluşturulan yeni yönetimden yarım kalan işlerini tamamlamak için davet aldıklarını söylüyor. Bir yandan bunun için hazırlıkları sürdürürken isyan sırasında yıkılmış bir karakol binasının yeniden inşasına başlamış bile. Yeni yönetimle iyi ilişkiler kurmak isteyen Ilıcak, bu işi hibe olarak yaptıklarını söylüyor.
Libya'da işlerin rayına oturması, gelecek yıl Rönesans İnşaat ve Erman Ilıcak için iyi bir sıçrama fırsatı yaratabilir.
HIZLI OKUMA:
• Türk Sanayicileri ve işadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 19 Ocak 2012'de gerçekleştirilen 42'nci genel kurulunda başkan yardımcılığına seçildi.
• İşe alacağı mühendislerle doğrudan kendisi mülakat yapıyor.
• Tatil yapmıyor.
Forbes